Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 4 Ekim 2015

AK Parti farkıyla seçim beyannamesi

“AK Parti Seçim Beyannamesi”ni açıklayan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Son huzur ve demokrasi operasyonu başta olmak üzere bu ülke için bu vatan için bu millet için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Kurucu liderimiz, genel başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a da buradan sizler adına saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu “AK Parti Seçim Beyannamesi”ni açıkladı.

AK Parti’nin ATO Congresiumda Seçim Beyannamesi Toplantısı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.   

Daha sonra kürsüye gelen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “AK Parti bu özelliğiyle 2002’den bu yana sessiz bir devrim gerçekleştirmiş ve toplumun her kesimin kuşatan kapsamlı bir reform hareketini öncülük etmiştir” dedi.

Konuşmasına vatandaşları ve partilileri selamlayarak başlayan Davutoğlu, “Son huzur ve demokrasi operasyonu başta olmak üzere bu ülke için bu vatan için bu millet için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Kurucu liderimiz, genel başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a da buradan sizler adına saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum” dedi.

Salondan “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atılınca Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın biraz önce Brüksel’e yola çıktığını belirterek, yolunun açık olması temennisinde bulundu.

2001 yılından bu yana AK Parti çatısı altında hizmet veren, ter döken bütün yol arkadaşlarını, bu siyasi hareketin görünmez kahramanlarını da selamlayan Davutoğlu, ahirete intikal edenlere de rahmet diledi.

Başbakan Davutoğlu, bugünün bir dönüm noktası, milat olduğunu belirterek, “Bugün ilk aşkla yeniden bismillah diyoruz” ifadesini kullandı.

Bugünün, 3 Kasım 2002 gibi 1 Kasım 2015’i de bayram yapma günü olduğuna işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

AK PARTİ BİR REFORM HAREKETİDİR

“Şimdiden bayramınız mübarek olsun. Bugün ülkenin geleceği adına çok önemli gördüğümüz hedeflerimizle, projelerimizle bir kez daha milletimizin huzurundayız. Türkiye’nin en büyük siyasi kadrosu olarak omuz omuza, hep beraber, bu salondakiler ve bu salondakilerin ötesinde bütün dava arkadaşlarımızla milletin, aziz ülkemizin huzurundayız. ‘Önce refik, sonra tarik, önce yol, sonra yoldaş’ demiş eskiler, ne güzel söylemişler. İşte refiklerin en güzelleriyle dava arkadaşlarımızla birlikteyiz. Bize böyle güzel refikler, böyle güzel yoldaşlar nasip eden Allah’a hamdolsun.”

Davutoğlu, aziz kadro ile bugün bir kez daha Türkiye’nin emanetine sahip olduklarını, bir kez daha ilan ettiklerini ifade ederek, “Emanet, milletin emanetidir, omuzlarımızdadır, zihinlerimizdedir, en önemlisi yüreğimizdedir. Yüreğimizdeki emanetin hakkını vermeye kararlıyız” diye konuştu.

“İLK GÜNKÜ AŞKLA”

1 Kasım seçimleri için hazırladıkları yeni yol haritasını, seçim beyannamesini millet ile paylaşmanın heyecanını yaşadıklarına değinen Davutoğlu, büyük AK Parti ailesi olarak 1 Kasım seçimlerine doğru ilk günkü aşkla, ilk günkü kararlılıkla, ilk günkü heyecanla gittiklerinin en önemli göstergesinin salondaki coşku olduğunu bildirdi.

1 Kasım seçimlerinin Türkiye’ye, vatana tüm gönül coğrafyasına ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini temenni eden Davutoğlu, şunları söyledi:

“İnanıyorum ki bu süreç Türk siyasetine yeni bir dinamizm, yeni bir ruh, yeni bir aşk, yeni bir vizyon kazandıracak. Bu süreçte partilerimize çalışmalarında başarılar diliyorum. Geçtiğimiz hafta aday tanıtım toplantısında vurguladığım gibi bütün partilerimize bir kez daha siyasi nezaket kuralları içinde medeni bir rekabet diliyorum. Bütün partiler, karşılıklı saygı içinde söyleyeceklerini milletimize anlatacaklarını dile getirsinler, ama birbirimizi kırmayalım, birbirimizi üzmeyelim, hakaret ve tahkir yerine güzel sözlerle birbirimize hitap edelim. 1 Kasım seçimleri şimdiden milletimize hayırlı olsun.”

Davutoğlu, AK Parti hareketini diğer siyasi partilerden, siyasi hareketlerden farklı kılan 3 temel özelliği bulunduğuna işaret ederek, bu özellikleri şu şekilde sıraladı:

“İlk olarak AK Parti hareketi bir reform hareketidir. Köhnemiş bir sistemi, tıkanmış bir ekonominin önünü açan bir reform hareketidir. AK Parti, siyasi ve toplumsal olayları kendi dinamikleri içinde doğru okuyarak, doğru eksende tarihin akışını doğru anlayarak bir reform hareketi olarak görmüştür. AK Parti bu özelliğiyle 2002’den bu yana sessiz bir devrim gerçekleştirmiş ve toplumun her kesimin kuşatan kapsamlı bir reform hareketini öncülük etmiştir. Bu reform hareketini erdem ülkeleriyle bütünleştirmiş, geleneğimizden gelen erdem ve ahlaki ilkelerle bugünkü çağdaş toplumun gerektirdiği reform özelliklerini bünyesinde barındırmıştır. İkinci olarak AK Parti halkın içinden, toplumun bağrından çıkmış bir harekettir. Siyasi ve ekonomik ayrımcılıklarla mücadele etmiş, eşitlik ve kardeşlik temelinde milleti hizmet etmeyi ifşa edinmiştir. Özetle söylemek gerekirse değerli kardeşlerim, halk biziz, biz halkız.”

AK Parti’nin üçüncü hareketinin vizyon hareketi olması olduğunu anlatan Davutoğlu, “Bir vizyon hareketi olarak yeni Türkiye, büyük Türkiye, güçlü Türkiye vizyonunu hayata geçirmek için gece gündüz çalıştık” dedi.

AK Parti hareketi bir reform hareketi olduğu için seçim beyannamesinde de reformlardan bahsedeceğini vurgulayan Davutoğlu, AK Parti bir halk hareketi olduğu için beyannamede halkın her kesimine dokunan vaatleri anlatacağını belirtti.

AK Parti bir vizyon hareketi olduğu için büyük Türkiye ideali yolunda gerçekleştirmeyi düşündükleri projeleri ele alacaklarını belirten Davutoğlu, bugüne kadar hayata geçirdikleri siyasi ve ekonomik reformlarda da 1 Kasım seçimleri için hazırladıkları beyannamede de bu 3 unsurun izlerinin bulunacağını söyledi.

Davutoğlu, değişim, irade ve bu anlamda milletin yaşam standartlarını yükseltme davasında 1 Kasım seçimlerinin önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Hep beraber 1 Kasım seçimlerinde reformcu niteliğimizle, vizyoner niteliğimizle ülkemize yepyeni ufuklar çizeceğiz. Değerli kardeşlerim, bu çerçevede 7 Haziran seçimleri hem demokrasimiz hem siyasi hareketimiz için çok önemli ve farklı sonuçlar doğuran önemli bir seçim olmuştur. 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçların bu tecrübeden her bir parti üstüne çıkan dersleri çıkardığını milletimizin gösterdiği istikameti doğru tahlil ettiğini ümit etmek istiyoruz. En başta demokrasimiz için büyük bir kazanç olacaktır. 7 Haziran seçimlerinde bütün partilerin çıkaracağı dersler Türk siyasetine yeni katkılar getirecektir. Milletimiz seçim sandıklarında çatışma kültürünün terk edilmesini istemiştir, AK Parti olarak milletimizin verdiği bu mesaja kulak verdik ve kollarımızı sıvayarak aşkla, sevdayla, heyecanla tazelendik ve yeni bir yola çıkmaya karar verdik.”

“BEYANNAMEMİZ MİLLETİMİZLE HAZIRLANDI”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bugün sunduğumuz seçim beyannamesi, masa başında, dar katılımla hazırlanmış bir beyanname değil, milletin katılımıyla, geniş bir konsensüs ve mutabakatla hazırlanmış bir beyannamedir” dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda  “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda bir konuşma yaptı. Başbakan Davutoğlu, 7 Haziran akşamı, AK Parti Genel Merkezi balkonundan yaptığı konuşmada, “7 Haziran’dan gerekli dersleri çıkaracaklarını” ifade ettiklerini hatırlattı.

Son 3 ayda bu dersleri bütün detaylarıyla ele aldıklarını, partinin her kademesinde 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını tartıştıklarını, istişare ettiklerini belirten Davutoğlu, bütün kademelerde, kurullarda tek hedeflerinin, milletin verdiği sesi doğru anlamak ve gereğini yapmak oluğunu kaydetti.

Bütün şehirlerde, seçim sonuçlarına ilişkin araştırmalar yaptıklarını, halka “Bizden ne bekliyorsunuz, ne tür beklentilerle geleceğe yürümemizi istiyorsunuz” sorularını yönelttiklerini anlatan Davutoğlu, yüzde 41 gibi yüksek bir oranla seçimden birinci parti olarak çıkmalarına rağmen, bir iç muhasebeyi derinden yaptıklarını ve bunun gereğini hemen hayata geçirdiklerini vurguladı.

Toplumun her kesiminden insanlarla bir araya geldiklerini, kısıtlı katılımlı ya da geniş kitle toplantılarıyla halkın sesine bir kez daha kulak vermeye çalıştıklarını belirten Başbakan Davutoğlu, gençlere, yaşlılara, kadınlara, işçilere, memurlara, esnafa, emekliye beklentilerini sorduklarını ve dinlediklerini anlattı.

Davutoğlu, “Bugün sunduğumuz seçim beyannamesi, masa başında, dar katılımla hazırlanmış bir beyanname değil; milletin katılımıyla, geniş bir konsensüs ve mutabakatla hazırlanmış bir beyannamedir. Bugün, milletimizin huzuruna yine Türkiye’nin sesi olarak çıkmış bulunuyoruz. AK Parti, bütün unsurları, bütün birikim ve kararlılığıyla 1 Kasım’a hazırdır, yola çıkmaya hazırdır” diye konuştu.

İstiklal Harbi gibi startı Samsun’dan vereceklerini ve milletle buluşacaklarını aktaran Davutoğlu, ilk günkü aşk ve şevkle yola çıkmaya hazır olduklarını bildirdi.

“BİZİM SÖZÜMÜZ, SENETTİR”

Türkiye’yi hak ettiği aydınlık geleceğe taşımak için gece, gündüz , hafta sonu, tatil demeden çalışacaklarının sözünü veren Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Bütün AK Parti kadroları en üst kademesinden, sandık müşahitleri, mahalle temsilcilerine kadar dimdik ayakta ve yolunda yürümeye, yola çıkmaya hazır durumdadır. Milletimizle el ele, gönül gönüle 13 yılın atılımlarını daha ileri seviyelere taşıyacağız. 13 yılın kazanımlarının heba olup gitmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Kaosa, krize, kriz çıkarmak isteyenlere hiçbir suretle geçit vermeyeceğiz. Başladığımız işi, kim önümüze ne engel çıkarırsa çıkarsın, mutlaka neticeye ulaştıracak, çıktığımız yolda menzile hep beraber ulaşacağız. Allah’ın izniyle, milletimizin desteğiyle Cumhuriyetimizin 100. yıl hedeflerini birlikte gerçekleştireceğiz. Biz, hayal tacirliği yapmıyoruz, afaki hedefler koymuyoruz. Başardıklarımızın daha fazlasını başarmanın sözünü veriyoruz. Aslında en büyük teminat geçmişimizdir. Gelecekteki vaatlerimizin gerçekleşmesinin en büyük teminatı, geçmişte başardıklarımızdır. Bize göre beyan esastır, milletimiz de beyanı esas alır. Beyan sahibiyle birlikte değerlendirilir, sahibiyle birlikte değer kazanır. Milletimiz bizi biliyor, biz milletimizi biliyoruz.”

Milletin, AK Parti’nin yönetim tecrübesini, hizmetlerini bildiğini ifade eden Davutoğlu, “Şunu çok iyi biliyor ki 13 yıllık tecrübeyle yakından, derinden biliyor ki bizim sözümüz sözdür, bizim sözümüz senettir. Notere ihtiyacı olmayan bir senet” dedi.

“MİLLETİMİZİN İRADESİ BAŞIMIZIN ÜSTÜNDEDİR”

AK Parti beyannamesini milletin merakla beklediğini vurgulayan AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu, 7 Haziran’dan bu yana yaşananların kısa bir özetini paylaşmak istediğini anlattı.

Aldıkları dersleri, milletin verdiği mesajı ve siyaset kurumunun aldığı tutumu hatırlatmak istediğini belirten Davutoğlu, kendileri için asıl olanın millet olduğunu kaydetti.

7 Haziran akşamı, “Milletin iradesi başımızın üstündedir, onu tartışmayız, millet bir söz beyan etmişse, milletimize ‘başımızın üzerindedir sözümüz’ deriz” dediğini anımsatan Davutoğlu, 7 Haziran’daki seçimde, milletin, “siyasi partilerin, uzlaşma yönünde bir tavır alması” mesajını verdiğini ifade etti.

AK Parti olarak, milli irade ve demokrasiye olan inançlarının bir gereği olarak, milletin bu kararını saygıyla karşıladıklarını, Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak için koalisyon görüşmelerini sonuna kadar, iyi niyetle, samimiyetle sürdürdüklerini aktaran Davutoğlu, “Bu süre boyunca AK Parti’ye yakışan olgun bir tavır içinde hareket etmeye, ön yargı ve ayrıştırıcı açıklamalardan kaçınmaya büyük özen gösterdik, bütün parti teşkilatlarına verdiğimiz talimat buydu. Herkese hitap edeceksiniz, herkesi kuşatıcı bir dil kullanacaksınız, kesinlikle nefret, hakaret, öfke ifade eden bir söylemden uzak duracaksınız” dedi.

“SİYASET DÜĞÜM ÇÖZMEKTİR”

AK Parti’nin bütün kadrolarıyla, milletin verdiği mesajın gereğini, bütün bu süreç içerisinde hayata geçirdiğini belirten Davutoğlu, AK Parti’nin her zaman demokrasi ruhuna sadakat içerisinde olduğunu, bundan sonra da böyle duracağını anlattı.

Aynı demokratik yaklaşımı muhataplarından bulduklarını söylemenin güç olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Siyaset, düğüm çözmektir, çözüm üretmektir, vizyon üretmektir. Biz de bu istikamette hareket ettik. Buna Allah da millet de tarih de şahittir. Bütün ısrarlı gayretlerimize rağmen muhataplarımız uzlaşma arayışlarına girmek yerine, kendi tutumlarında inat ettiler. 7 Haziran’dan sonra yeni kavramlar üretildi. CHP hemen blok siyasetine yöneldi, sanki üç birbirine benzemez bir blok oluşturacakmış gibi AK Parti’yi dışlayan bir dil geliştirildi. Blok siyaseti Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı seçimlerinde çöktü. CHP ‘blok siyaseti’ derken, MHP ‘hayır’ siyaseti takip etti, her şeye ‘hayır’ dedi. Bütün koalisyon görüşmelerinde ne demişsek, ne teklif etmişsek, kaç madde iletmişsek ‘hayır’ dedi. Hükümet kuralım ‘hayır’, beraber erken seçim hükümeti kuralım ‘hayır’, beraber seçim kararı alalım ‘hayır’, biz hükümet kuralım, siz destek verin ‘hayır.’ Blok ve hayır hayır siyasetinin ne noktalara geldiği görülmüştür. Blok siyaseti de hayır siyaseti de milletten hak ettiği cevabı aldı.”

HDP’nin ise terör siyasetini geliştirmeye kalktığını, terörü teşvik ve tahrik eden bir söylem benimsediğini belirten Davutoğlu, “Biz, bu blok siyasetine, ‘hayır’ siyasetine, terör siyasetine karşı, birlik siyaseti takip ettik, milletin, ülkenin, geleceğin birliği siyaseti” diye konuştu.

“İPE UN SERDİLER”

Blok siyasetine karşı toplumsal uzlaşmanın gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, ‘hayır’ siyasetine karşı her aşamada yeni çözümler üreterek, milleti hükümetsiz bırakmamanın yolunu bulduklarını belirtti.

Siyasi rakiplerinin, AK Parti’yi dışarıda bırakan beyhude arayışlara girdiğine işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Milletimizin AK Parti’yi, siyasetin merkezi kıldığını gözardı ederek dar alanda kısa paslaşmalar, bazen de kısa karşılıkla hakaretleşmeler yaptılar. Ama 7 Haziran’dan bu yana yaşananlar gösterdi ki Türkiye’de AK Partisiz siyaset olmaz, AK Parti olmadan Türkiye’nin siyasetine şekil verilemez. Bu sebeple, kısa bir süre sonra ülkeyi çıkmazla karşı karşıya bıraktılar, bu siyasetle. Biz, bu ayrıştırıcı tutumlarına rağmen Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak üzere bütün siyasi partilerin kapısını çaldık. Cumhurbaşkanımızın görevlendirmesi üzerine, 13, 14, 15 Temmuzda, bütün siyasi partilerle ayrım gözetmeden konuştuk. Ön yargısız gittik, çaylarını içerken, muhabbet ettik, her şeyi paylaştık. Çünkü bizim için mesele, bir parti meselesi olmasının ötesinde bir ülke meselesi. İyi niyetle, yapıcı bir üslupla bir çözüm, bir hükümet formülü bulmaya çalıştık. Onlarsa hükümet kurulamamasının faturasını bize çıkarma gayreti içerisine girdiler. Ne olursa olsun, ‘ben yokum’ diyenler oldu, daha 7 Haziran akşamı. El sıkışmadan kırmızı çizgilerini ilan edenler, uzlaşmayı içine sindiremeyenler oldu. O kadar uzlaşmaz bir tutum içerisine girdiler ki bütün bu çabalar sonuçsuz kalıp, anayasal zorunluluk hükümeti kurmak gerektiğinde de ‘biz orada da yokuz’ dediler, ipe un serdiler, uzlaşmaya ve Anayasal hükümete dahi katılmama konusunda ‘hayırcı’ bir tutuma girdiler.”

“TEMEL VİZYONUMUZ HUZUR VE İSTİKRAR”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Huzur ve istikrar, 1 Kasım seçimlerinde temel vizyonumuzdur. Büyük Türkiye, yeni Türkiye, demokratik Türkiye vizyonu, 1 Kasım seçimlerinin temel vizyonudur” dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda, “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, 7 Haziran’dan bu yana yaşananları milletin gördüğünü, ağızlarından dışlayıcı tek bir kelimenin çıkmadığını, gerilim üreten tek bir söylem ortaya koymadıklarını, kimseyi dışlamadıklarını söyledi.

Bütün partilerle eşit şartlarda koalisyonun nasıl yapılacağının yollarını araştırdıklarını, özellikle CHP ve MHP ile yapılan görüşmelerde bütün yolları denediklerini anlatan Davutoğlu, CHP ile son derece medeni istikşafi görüşmeler yaptıklarını hatırlattı.

Bu görüşmelerin sonuçsuz kalmasının AK Parti’nin iradesizliği veya herhangi bir müdahalesi sebebiyle olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, “Temel sebebi, görüşmeler esnasında eğitim ve dış politika alanında birbirinden yüz seksen derece farklı görüşlerle bir onarım hükümetinden bahsedilmesidir. CHP onarım hükümeti diyince ben Sayın Kılıçdaroğlu’na da söyledim, 13 yıl AK Parti iktidarları yıpratmadılar ki onarıma ihtiyaç duyulsun” dedi.

Davutoğlu, anayasanın öngördüğü ve sorumluluk verdiği bu hükümete katılma konusunda CHP ve MHP’nin çekindiğini, olumsuz tavır sergilediğini söyledi.

Tespit ettikleri bakan adaylarına gönderdikleri mektuplara çok ciddi bir mahalle baskısı uygulandığını dile getiren Davutoğlu,  şöyle devam etti:

“MHP’den şu anda aramızda olan Sayın Tuğrul Türkeş dışında elini taşın altına koyan, bu zor günlerde ülke sorumluluğu için görev almak isteyen babayiğit çıkmadı. Bize verilen görev, sükunetle ve suhuletle ülkeyi seçime götürme görevidir. Davetimizi ilettiğimiz milletvekili arkadaşlarımızla ‘gelin birlikte anayasal zorunluk hükümeti kuralım’ dedik ama olmadı. Çünkü CHP ve MHP mahalle baskısı uyguladı. HDP ise iki bakan katıldı onlarda bir ay sonra dağ baskısıyla hükümetten çekildiler. Bize mahalle baskısına dağ baskısına direnemeyenler değil gerektiğinde ülke için her türlü fedakarlığı yapabilecek olanlar lazım.”

“AK PARTİ MİLLETİN SESİ, TEMSİLCİSİ OLDU”

Davutoğlu, 7 Haziran’dan bu yana Türkiye’de hükümet boşluğu olmadığını, bunda AK Parti’nin ülke yönetme sorumluluğu, bilinci ve ahlakı olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, şöyle dedi:

“Geleceğimiz adına, istikrarımız adına ülkenin yegane umudunun AK Parti olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıktı. Yeni bir seçime giderken Türkiye’yi geleceğe taşıyacak vizyona, ilkelere, programa, projelere, enerjiye, kararlılığa ama en önemlisi aşka sahip olan yegane parti AK Parti’dir. Biz sadece hedefler belirlemiyoruz, bu hedeflere ulaşma yolunda geçmiş 13 yılın somut atılımlarını teminat olarak ortaya koyuyoruz. Huzur ve istikrar, 1 Kasım seçimlerinde temel vizyonumuzdur. Büyük Türkiye, yeni Türkiye, demokratik Türkiye vizyonu, 1 Kasım seçimlerinin temel vizyonudur. AK Parti kurulduğu günden beri, sadece ve sadece milletin sesi, milletin temsilcisi olmuştur. AK Parti bugüne kadar statükonun değil, vesayetin değil; değişimin, reformların, sessiz kitlelerin sesi olmuştur. Dünyada da sessiz masumların gür sesi AK Parti ve AK Parti’nin yönettiği Türkiye Cumhuriyeti devleti olmuştur.”

Geleneği sürdürdüklerini ve tazelendiklerini belirten Davutoğlu, “Hz. Mevlana’nın dediği gibi yeni bir güne doğar, yeni şeyler söyler, dünden güç alır yarına her sabah yeni bir aşkla başlarız” diye konuştu.

2002 yılından itibaren Türkiye’yi ileriye taşıyacak vizyonlara imza attıklarını, her engeli aşıp milli iradeyi egemen kıldıklarını anlatan Davutoğlu, siyasetlerini de yeniden gözden geçirip yenilediklerini, aynı kararlılıkla yolda yürüdüklerini vurguladı.

“ÜLKEYİ GELECEK VİZYONUNA AK PARTİ GÖTÜRECEK”

Davutoğlu, zaman içerisinde tarihin akışını okuyamayanların, toplum dinamizminin gerisinde kalanların siyasetin dışına atılacaklarını dile getirerek, geçmişte de tarihin akışını okuyamayan partilerin millete, insana, zamana döneme hitap edemediğini anımsattı.

AK Parti’nin zamana, mekana, insana selam durarak yola çıktığını belirten Davutoğlu, “Zaman bundan sonra bizim elimizdedir. Biz mekanı en iyi şekilde değerlendirir, insana hak ettiği onuru veririz. Dünya ve Türkiye siyasi örnekler bunu okuyamayanların başarısızlıklarıyla dolu. Ama AK Parti’yi özgür kılan, farklı kılan milletin değerleriyle uyumlu bir değişim ve yenilenme iradesini hayata geçirmiş olmasıdır” ifadesini kullandı.

Milletin büyük desteğiyle 2002’de ülkeyi uçurumun eşiğinden aldıklarını bildiren Davutoğlu, bugünde bütün sıkıntıları aşarak ülkeyi gelecek vizyonuna AK Parti’nin götüreceğini söyledi.

Davutoğlu, AK Parti’nin söyleyecek sözü, yürüyecek yolu olan yegane parti olduğunu vurgulayarak, “Bizim söyleyecek sözümüz, yürünecek yolumuz, yapılacak işimiz var” dedi.

Yeni bir seçim sürecine girildiğini hatırlatan Davutoğlu, gündemdeki en önemli maddenin, toplumsal barışın insanları arasındaki kardeşliğin güçlendirilmesi olduğunu söyledi.

Davutoğlu, Türkiye’de 12 Eylül, 28 Şubat kalıntısı tüm yasakları ortadan kaldırarak milletin bütünleşmesine ve kardeşliğin tahkim edilmesine büyük çaba gösterdiklerini çok önemli mesafeler elde ettiklerine işaret etti.

Millet için bir toplumsal barış ve kardeşlik projesi olarak gördükleri çözüm sürecini başlattıklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Ne yazık ki varlığını ve geleceğini teröre, çatışmaya, düşmanlığa bağlayan hain odaklar, bu toplumsal uzlaşmayı, kardeşliğin yaygınlaşmasını istemedi. Siyasetin çözüm arayışına menfur eylemlerle, bombalamalarla, zulümle son vermeye çalıştılar. 7 Haziran’dan bu yana terörist faaliyet içinde ki çeşitli odaklar, dış odaklarla iş birliği içerisinde huzurumuza, güvenimize, istikrarımıza yönelik saldırılarda bulundular. 27 Haziran’dan sonra geçen sene Kurban Bayramı’nı bize zehir edenler bu sene de Ramazan Bayramı’ndan itibaren 20 Temmuz’da harekete geçtiler. Dışarıdan aldıkları talimatlarla birtakım nifak odaklarının telkinleriyle önce Suruç’ta, DEAŞ 32 vatandaşımızı katletti. Aynı gün bölücü terör örgütü Adıyaman’da bir askerimizi şehit etti. DHKP-C sokaklarda silahlı gösteri yapmaya kalktı, iki polisimiz evinde hunharca katledildi. Bu puslu havayı seven çakallar, zannettiler ki ülke sahipsizdir, 7 Haziran’dan sonra yönetim boşluğu söz konusudur.”

Davutoğlu, ATO Congresiumda, yaptığı konuşmada, 23 Temmuz’da yaptıkları güvenlik zirvesi sonrasında bütün güvenlik birimlerine net bir talimat verdiklerini belirterek, “Madem ki bu nifak odakları bize savaş ilan etmiştir, madem ki DEAŞ’ndan bölücü terör örgütüne kadar bütün çakallar, hainler meydana çıkmış, bizim istiklalimizi, özgürlüğümüzü, bizim demokrasimizi tehdit etmektedir. İşte bütün o odaklara haddini bildirmek sizin temel görevinizdir” diye konuştu.

O günden bugüne güvenlik birimlerinin, büyük bir fedakarlık ve kahramanlıkla bütün terör odaklarının hadlerini bildirdiğini, demokrasiyi, özgürlükleri, ülkenin ve milletin birliğini teminat altına alacak adımları attığını ifade eden Davutoğlu, buna “huzur ve demokrasi operasyonu” dediklerini, çünkü bu terör örgütlerinin, huzuru ve demokrasiyi hedef aldıklarını vurguladı. 

Terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlara, şehit olan güvenlik görevlilerine Allah’tan rahmet dileyen Başbakan Davutoğlu, yakınlarına da sabr-ı cemil niyaz etti.

“Bizim kardeşlik adına barış adına sergilediğimiz hüsnüniyeti, sabrı yanlış yorumlayanlar, vatandaşlarımızın ve güvenlik güçlerimizin karşısında bir tehdit unsuruna dönüştüler” ifadesini kullanan Davutoğlu, bu tehdit unsurlarına da hak ettiği cevabı verdiklerini ve çok net bir ayrımla teröristi ve teröristleri, masum vatandaşlardan ayırarak hak ettikleri cevabı verdiklerini kaydetti. 

“DİYARBAKIRLI KARDEŞİMİN GÖZÜNDE BU ÜLKENİN KARDEŞLİK IŞIĞINI GÖRDÜM”

Başbakan Davutoğlu, kendisini derinden etkileyen iki hatırasını paylaşmak istediğini ifade etti.

Kurban Bayramı’ndan önce arefe günü Konya’da bulunduğunu, daha sonra gece Diyarbakır’a geçtiğini belirten Davutoğlu, Diyarbakır Ulucami’de bayram namazı kıldığını anlattı.

“O ne güzel mekandır. O Bursa Ulucami’nin kardeşi olan Diyarbakır Ulucami de ne manevi bir atmosfer vardır” değerlendirmesini yapan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Namaz sonrasında musafaha esnasında binlerce Diyarbakırlı kardeşim, kulağıma eğilerek, ‘Sayın Başbakanım, Allah sizden razı olsun, bunlara hadlerini bildirin. Allah, devletimize ve milletimiz zeval vermesin’ diye dua etti. Kucaklaştığım her Diyarbakırlı kardeşimin gözünde bu ülkenin kardeşlik ışığını gördüm. Namaz sonrası olduğu için terinde kardeşliğimizin terini duydum, hissettim. O terler, ne mübarek terlerdir ki omuz omuza aynı safta duranların terleridir. O terler, ne mübarek terlerdir ki bundan sonra da bir ve bütün Türkiye Cumhuriyeti’ni yükseltecek olan terlerdir.

Hemen onun sonrasında bu hain çetelerin bir çorbacıda katlettiği garson Şeyhmus ile orada çorba içen Osman beyin aileleriyle buluştuk. Bu da şunu gösteriyor ki terör en çirkin iğrenç yüzünü bu katliamlarda bir şekilde gösteriyor. Onlar da aynı şekilde niyazda bulundular. Kardeş kavgasını körüklemek isteyen bu çetelere karşı en yüksek gür sada, milletin her kesiminden Türkiye’nin doğusundan batısından, kuzeyinden, güneyinden gelen sada olacaktır. “

“BÜTÜN SİLAHLAR GÖMÜLENE, ÜZERİNE BETON DÖKÜLENE KADAR BU MÜCADELEMİZ SÜRECEK”

Daha sonra Yüksekova’ya geçtiğini vurgulayan Davutoğlu, Dağlıca’da şehit olanların silah arkadaşlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldiğini, karavanaya birlikte kaşık salladıklarını aktardı.

“Onlarda da bu ülkenin birliği ve beraberliği için mücadele azmini ve kararlılığını gördüm” ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bütün Mehmetçiklerimizin, polislerimizin alnından öpüyorum. O bayram günü ailelerinden uzakta, ülke savunmasında bulunan bu kardeşlerimizin alnından öpüyorum. O bayram günü bizi bağrına basan Diyarbakırlı kardeşlerimizin alnından öpüyorum. Bu topraklarda kardeşliği egemen kılacağız. Devletimiz, vatandaşlarımıza yönelik her türlü tehdidi bertaraf edecek güç ve kararlılıktadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın ve kimse başladığımız işi yarım bırakacağımız vehmine de kapılmasın.

Kamu düzeni ihdas edilene, bütün silahlar gömülene, üzerine beton dökülene kadar bu mücadelemiz sürecek. Bu milletin birliğine, insanlarımızın kardeşliğine yönelen her türlü tehdide karşı dimdik ayaktayız. Sırtını dağa yaslayan, dağdan aldığı emirle siyaset yapanların aramıza nifak tohumları ekmesine, bin yıllık kardeşliğimizi zedelemesine kesinlikle vermeyiz.”

Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

“Terörün arkasındaki hain odaklar, çözümden rahatsız olan odaklardır. Bu engeli ortadan kaldıracak ve kardeşliğimize helal getirmeyecek şekilde bütün ülkeyi bütünleştirecek, toplumsal uzlaşı çalışmalarına devam edeceğiz. Aslolan milli birlik ve kardeşlik projesiyle, daha sonrasıyla Çözüm Süreci’yle tesis etmeye çalıştığımız barış iklimidir, özgürlüklerdir, kardeşliktir, huzurdur, güvendir, refahtır, ezeli ve ebedi birliğimizdir. Bizi birbirimize dost kılan, kardeş kılan, eş kılan, gönüldaş kılan, arkadaş kılan değerlerimizden bir an dahi vazgeçmeyeceğiz. Aynı kıbleye yönelenlerin kıblesini değiştirmeye, kimse muktedir olamayacaktır.”

Bu kardeşliği 13 yıldır yürüttükleri demokratik siyasetin izinde özgürlükçü yeni bir anayasa ile hukuki bir zemine kavuşturarak pekiştireceklerine vurgu yapan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’nin son 13 yılda yaptığı bütün atılımlarla elde ettiği büyük kazanımlarla asla bunlardan geri dönmeden yola devam edeceğiz. Bizim için aslolan milli birlik ve kardeşliğimizdir. Bizim için aslolan ülkenin bütün sorunlarına çözüm bulma irademizdir. Herkes emin olsun ki bu iradenin yegane siyasi temsilcisi dün olduğu gibi bugün de yarın da sadece AK Parti’dir” diye konuştu.

“İstiyorlar ki bu milletin çocukları birbirine düşman olsun, birbirleriyle kavga etsinler…”

Başbakan Davutoğlu, demokrasiyi her türlü vesayet girişimlerinden, her türlü kirli oyundan bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da koruyacaklarını bildirdi.

Şartlar ne olursa olsun adaletten, hak ve özgürlüklerden en ufak bir taviz vermeyeceklerini belirten Davutoğlu, “Biz şunu çok iyi biliyoruz. Bugün oynanan bütün bu kirli oyunların arkasındaki temel hedef, Türkiye’yi yolundan çevirmek, yürüttüğümüz, büyüttüğümüz, yeşerttiğimiz büyük Türkiye idealine duraksama, duraklama verdirmek çabalarıdır. İstiyorlar ki bu milletin çocukları birbirine düşman olsun, birbirleriyle kavga etsinler…” ifadelerini kullandı.

Bunların, genç fidanların özgürce serpilip büyümesini, çocukların muhabbetle kucaklaşmasını engellemek için yapıldığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Hedef Türkiye’dir, hedef milletimizdir,  hedef genç nesillerdir. İşte şimdi hedef edinilen bu milletin birliği ve beraberliğinin adresi de AK Parti’dir. Hedef asırlardan bu yana nice büyük medeniyetler inşa ederek gelen birliğimiz ve kardeşliğimizdir. Herkesin kendine aidiyet bağlarıyla bağlı hissettiği her insanımızın hiçbir ayırıma uğramadan mutlu yaşadığı bir Türkiye’yi bunlar istemiyorlar. Çünkü o huzurlu, o güvenli, o aydınlık Türkiye’de şiddetten beslenenlere ekmek yok, terörden beslenenlere nefretten, öfkeden beslenenlere ekmek yok.  Bölgesinde güç sahibi olan, kendi kararlarını kendi alan, her türlü zulme karşı başkaldıran bir Türkiye istemiyorlar.”

“Biz kimse yokken Somali’de vardık, işte biz, kimse yokken Arakan’da, Afrika çöllerinde vardık, Afrika çöllerindeki kardeşlerimize ulaşırdık”

Konuşmasında Birleşmiş Milletler’de (BM) Filistin devletinin bayrağının göndere çekilmesine de değinen Davutoğlu, şunları anlattı:

“Dışişleri Bakanı iken sizler adına büyük mücadelelerin içinden geçtik. Ama hiçbir zaman unutmayacağım hatıralardan biri, 29 Kasım 2012’de BM Genel Kurulu’nda Filistin’in üye olmayan devlet statüsüyle tanınması oturumunda, Filistin adına konuşan tek dışışleri bakanı olarak Türkiye’nin ve sizin sesinizi orada yükseltmemdi.

O gün orada o konuşmada demiştim ki, 29 Kasım 2012’de birileri istemese de bir gün Filistin bayrağı, bu binanın önünde dalgalanacaktır… Allah’a hamdolsun o konuşmayı yapan, sizler adına yapan bu kardeşiniz, geçtiğimiz gün de BM binasının önünde Mahmud Abbas’ın, Filistin Devlet Başkanı’nın hemen yanında o bayrağın göndere çekilmesine şahit oldu. Bu gözler onu gördü ya, inşallah bir gün o bayrağın Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da dalgalanmasını da hep beraber göreceğiz.”

Davutoğlu konuşmasıı şöyle sürdürdü:

“Birçok vesileyle Mahmud Abbas hep bunu söyledi. O gün dedi, ‘BM Genel Kurulu’nda birçok İslam ülkesi dışişleri bakanını gözlerim aradı. Hiç kimse yoktu, ama siz vardınız. Kimsenin olmadığı yerde olan size, AK Parti’ye, Türkiye’ye teşekkür ediyorum’ dedi. İşte biz kimse yokken Somali’de vardık, işte biz, kimse yokken Arakan’da, Afrika çöllerinde vardık, Afrika çöllerindeki kardeşlerimize ulaşırdık. İşte biz AK Parti hareketi sadece Türkiye’nin değil, insanlığın onurunun, vicdanının hareketidir. 1 Kasım seçimleri de sadece Türkiye’nin kaderini değil, yönünü Türkiye’ye dönmüş Filistin’in, Suriye’nin bütün mazlum milletlerin kaderini tayin edecek bir seçimdir. Onun için 7 Haziran günü, tek başına iktidar olamadığımız zaman Bosna’dan, Üsküp’ten, Filistin’den, Suriyelilerden gelen nice mesajlara dökülmüş gözyaşlarını hala zihnimizde tutuyoruz.”

“GELİN PROJELERİ BİRLİKTE HAYATA GEÇİRELİM”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, beyannamede Türkiye için kurdukları hayaller, hazırladıkları hedef ve projeler bulunduğuna dikkati çekerek, “Gelin bu hayalleri, projeleri birlikte hayata geçirelim” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bu beyannamede hayal tacirliği, umut simsarlığı ve afaki projeler yok. Çünkü AK Parti siyasetinde millete yalan söylemek yoktur. 13 yıl boyunca milletimize verdiğimiz her sözü tuttuk, buna da milletimiz şahittir. Bu beyannamede de sadece ve sadece yapabileceklerimize yer veriyoruz. Milletimize tutacağımız sözü veriyoruz” dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda, partisinin “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, 1 Kasım seçimlerine doğru, yapılan her faaliyetin, atılan her adımın, hem bu ülkenin hem de bütün mazlumların geleceği için atıldığının unutulmamasını istedi. Davutoğlu, “Bizim İstiklal Harbimiz, Cumhuriyetimizin kurulmasını, özgür bir devlet olarak tarih sahnesine çıkmamızı sağlayan İstiklal Harbimiz sadece Türkiye’nin değil, muzlum milletlerin de harbiydi, sadece Mehmet Akif’in değil, Muhammed İkbal’in de mısralarına yansıdı” diye konuştu.

Şu anda da Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesinin, sadece ülkenin değil, bütün bir İslam dünyasının, gönül coğrafyasının, Orta Doğu, Balkanlar, Orta Asya ve Kafkasların geleceğini, insanlarının geleceğini tayin edeceğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Önünüze engel çıkaranlar sadece Türkiye’nin değil, bütün bu mazlum milletlerin önünde engel olmak istediler. Biz o engelleri birer birer aştık, aşmaya da devam edeceğiz. Selam olsun Filistin’e, Balkanlara, Orta Doğu’ya, Mezopotamya’ya, Kafkasya’ya. Bilsinler ki bugün bu topraklar, Kafkasya çocukları, Balkan çocukları, Anadolu, Mezopotamya çocukları onlar için ayaktadır, ayakta olmaya devam edecektir. Türkiye’nin ne kadar kritik bir coğrafyada bulunduğu ve bölgesel şartlar nedeniyle şu anda ne kadar kritik bir süreçten geçtiği hepimizin malumudur. Türkiye ekonomik kalkınması, işleyen demokrasisiyle, özgürlük ve güvenlik arasında kurduğu dengeyle bölgede bir istikrar ve güvenlik adası durumundadır.

Türkiye bir taraftan kendi güvenliğini tahkim etmek, bir taraftan da özgürlükçü demokrasisini yaşatmak ve güçlendirmek zorunda ve bu yolda da kararlıdır. Bölgedeki varlıklarını istikrarsızlığa ve kargaşaya borçlu olanlara karşı, Türkiye’nin istikrar adası olması bir tehdit gibi görülmektedir. Şunu herkes bilsin, ne teröre geçit vereceğiz ne de bu ülkenin istikrarından, büyüme ve özgürleşme iradesinden en ufak bir taviz vereceğiz. Türkiye, insanlarının dostça, kardeşçe geleceğe yürüyeceği özgür, adaletli, müreffeh ve güçlü bir ülke olarak büyük medeniyet yürüyüşüne aynı kararlılıkla devam edecektir. Hiç kimsenin huzurumuzu, kardeşliğimizi, muhabbetimizi bozmasına izin vermeyeceğiz.”

“AYNEN MERHUM MENDERES VE ARKADAŞLARI GİBİ…”

Davutoğlu, bütün bu bölgesel ve küresel konjonktürde AK Parti’nin Türkiye, dünya ve bütün coğrafyası için büyük bir anlam ifade ettiğini belirtti.

Davutoğlu, siyasette en temel sorunun ülkeyi kimin yöneteceği, kimin söz sahibi olacağı sorusu olduğuna değinerek, “Bizim bu sorulara verdiğimiz cevap açık ve nettir, sadece ve sadece millet. Ülkeyi yönetme iradesine sahip olan ve olacak olan sadece ve sadece millettir. Sadece milletimiz yönetecek, sadece milletimiz söz sahibi olacak dedik. Aynen merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının dediği gibi, ‘Yeter, söz milletindir’ dedikleri gibi, biz de ‘Yeter, söz de karar da milletindir’ dedik, demeye devam edeceğiz” diye konuştu.

AK Parti’nin milletin emanetini yere düşürmeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, yola çıktıkları ilk günden bu yana sürdürdükleri kararlılığı, bu emaneti omuzlarında taşırken hiç eksiltmeden sürdüreceklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Milletimiz ne isterse onun hizmetkarıyız dedik ve hizmetkarı olduk. Sizlerden aldığımız güçle vesayet odaklarına, karanlık odaklara boyun eğmedik. İlk günkü aşkımız nasıl ki milletimizse, bugün de öyle olmaya devam edecek. Gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle geçmişin vesayetçi anlayışıyla mücadele ettik, bundan sonra da hiçbir vesayete izin vermeyeceğiz. Ne karanlık mahfillerin ne de paralel odakların vesayetine bir daha bu millet şahit olmayacak, izin vermeyeceğiz. Milletin iradesine, demokrasiye, hukuka tasallut eden, millet iradesine ipotek koyan anlayışı tümüyle ortadan kaldırdık, bundan sonra da tekrar ortaya çıkmasına izin vermeyeceğiz.

Hiç kimse bu milletin iradesine ipotek koyamaz dedik, hiçbir toplum kesimi bu ülkenin üvey evladı değildir dedik, hiçbir sorun bu ülkenin kaderi değildir dedik, hepsini birer birer çözdük. Farklılıkları görmezden gelmek, ötekileştirmek, yok saymak değil, kucaklaşmak, helalleşmek, el ele birlikte geleceğe yürümek gerekir dedik. Tabii ki bunları yapmamız kolay olmadı. Nice badireler, nice pusular, nice engellemelere karşı, nice tuzaklara karşı mücadele ettik. Önce Allah’ın yardımı, sonra da milletimizden aldığımız güçle her seferinde dik durduk, dik duracağız.”

“ANCAK BUNLARLA BÜYÜK VE GÜÇLÜ OLURUZ”

Birlik olma, dirlik olma ve kardeşlik olma iradesinin hep kazandığını aktaran Davutoğlu, “Hep önce millet, önce insan dedik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışını bir gün dahi zihnimizden çıkarmadık. Bu doğrultuda 13 yılda Türkiye’nin her alanda gelişmesi ve daha da ilerlemesi için gereken tüm adımları attık. Yeni ve güçlü Türkiye’nin temellerini attık. Sağlıktan eğitime, ulaşımdan sosyal yardımlara kadar, milletimize kendisine yakışan hizmet standartlarını sunmaya çalıştık, diğer taraftan da ülkemizi demokrasi, hukuk ve yönetim alanında kendine ve evrensel standartlara yakışır bir düzeye getirdik” dedi.

Davutoğlu, bu mücadelenin daha bitmediğini, hatta yeni bir mücadelenin eşiğinde bulunduklarına işaret etti. Davutoğlu, hem yapılması gerekenlerin bitmediğini hem de ülke geliştikçe yeni ihtiyaçların ortaya çıktığını bildirdi. Davutoğlu, bu yeni ihtiyaçları da milletin taleplerini de demokrasi, özgürlük, güven ve istikrar temelinde yerine getirmeye talip olduklarını, bunlar olmadan ekmeğin de aşın da büyütülemeyeceğini, demokrasinin ekmek ve aşın en temel sebebi ve kaynağı olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, “Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmedikçe maddi olarak da zenginleşemeyiz, refaha ve huzura da kavuşamayız. Ancak bunlarla büyük ve güçlü oluruz” dedi.

Beyannamelerini bu yaklaşımla hazırladıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“AK Parti iktidara geldiğinde öyle bir Türkiye tablosu vardı ki hatırladığımızda bizleri halen derinden üzmektedir. İşte yola çıkarken bu millete o günleri reva görenlerin, bize ve bu millete yaşattıklarını hiç unutmadık. Bu ülke, bu millet çok daha iyisini hak ediyor dedik, yollara düştük. Biz bir umudun, bir güvenin adı olarak iktidara geldik. Siftahsız dükkan kapatan esnafın, maaşı ile geçinemeyen memurun, pazara gittiğinde parası yetmeyen işçinin, emeklinin umudu olduk. Devlet hastanelerinde sıra bekleyen hastaların, hastaneye gidemeyen SSK’lıların umudu olduk. Okulunu bitirdiğinde ne yapacağını kara kara düşünen gencimizin, başörtüsüyle okuyamayan bacılarımızın, üniversitede katsayı zulmüne uğrayan kardeşlerimizin umudu olduk. Depremde 3 gün boyunca devleti yanında göremeyen vatandaşlarımızın, devleti yanında hissetmelerinin vesilesi olduk. Biz milletimizin umudu olarak iktidara geldik. Devletine, siyaset kurumuna güveni neredeyse kalmamış bir milletin umudu olarak iktidara geldik. Mafyanın manşetlerden inmediği, siyasetin manşetlerle dizayn edildiği günlerden bu günlere geldik. Her şey bir umutla, bu kadrolarla güvenle başladı. AK Parti halen umudun adresidir. AK Parti halen istikrarın, güvenin adresidir. AK Parti milletle birlikte yürümenin adresidir. Bugüne kadar milletimizin güvenini, emanetini boşa çıkarmadık. Bundan sonra da bize güvenin, bu kadroya güvenin diyoruz.”

AK PARTİ’YE YÖNELİK SALDIRILAR

Yine bir seçim arefesinde milletin izni ve desteğini istediklerini belirten Davutoğlu, “AK Parti’ye yönelik saldırıların, eleştiri sınırı ötesine geçerek yapılan ithamların, iftiraların, hakaretlerin tamamının arkasında bu güveni ve umudu boğmak yatmaktadır” dedi.

Davutoğlu, AK Parti’nin üzerinde yükseldiği sütunun, millet iradesi, demokrasi, özgürlük ve istikrar sütunu olduğuna işaret ederek, bu nedenle Türkiye’yi tekrar çatışmalara, vesayet rejimine, toplumsal kutuplaşmaya ve fakirliğe götürmek isteyenlere karşı birlik mesajı verdi.

“Bizim yolumuz, milletimizin yoludur. İstikametimiz, milletimizin istikametidir. Hedefimiz büyük ve güçlü Türkiye’dir” diyen Davutoğlu, hazırladıkları beyannamede de bu perspektifi gözettiklerine işaret etti.

Hazırladıkları beyannameyle 1 Kasım’dan sonra yeniden iktidara geldiklerinde bakış açılarını, vizyon ve yapacaklarını ortaya koyduklarını belirten Davutoğlu, “Laf olsun diye, seçim geleneğidir diye bir beyanname hazırlamadık. Milletin sesine, duygusuna her zaman olduğu gibi kulak verdik ve beyannamemizi milletle birlikte, milletin talepleri doğrultusunda yazdık. Yenilenmenin, dirilmenin, akit tazelemenin adıdır bu beyanname. Tekrar ‘Haydi Bismillah’  diyerek yola çıkmanın adıdır” diye konuştu.

“GELİN BU HAYALLERİ, PROJELERİ BİRLİKTE HAYATA GEÇİRELİM”

Davutoğlu, beyannamede Türkiye için kurdukları hayaller, hazırladıkları hedef ve projeler bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Gelin bu hayalleri, projeleri birlikte hayata geçirelim. Bu beyannamede hayal tacirliği, umut simsarlığı ve afaki projeler yok. Çünkü AK Parti siyasetinde millete yalan söylemek yoktur. 13 yıl boyunca milletimize verdiğimiz her sözü tuttuk, buna da milletimiz şahittir. Bu beyannamede de sadece ve sadece yapabileceklerimize yer veriyoruz. Milletimize tutacağımız sözü veriyoruz. Türkiye 13 yılda her alanda büyüdü, bu beyannameyle çıktığımız yolda daha da ileri gidecektir. Bugün yeni hedeflere yürürken biliyoruz ki ülkemiz büyüdükçe, ilerledikçe her alanda yeni ihtiyaçlar, yeni talepler ortaya çıkıyor. AK Parti hiçbir zaman sadece bugünün meselelerini çözmeye odaklanmış bir parti olmadı. Yenilenmenin, değişimin, dinamik bir ülke olmanın getirdiği yeni ihtiyaçlar ile yarının ihtiyaçlarını düşünerek hesabımızı yapıyoruz. Toplumumuzun her kesimiyle konuşarak bu beklentileri, bu ihtiyaçları, bu talepleri tespit ettik. Gençlerimize sorduk, kadınlarımıza sorduk, çalışanlarımıza, emeklilerimize sorduk. Şehir şehir, ilçe ilçe milletimizin bizden ne beklediğini, siyasetten ne umut ettiğini sorduk. Yol haritamızı milletinizin hissiyatını, beklentilerini, umutlarını değerlendirerek çizdik. İşte bu beyanname, bu yol haritasını ortaya koyuyor. AK Parti beyannamesi insan onurunu esas alan reformcu bir beyannamedir. Bu beyanname diğer partilerin beyannameleriyle değil, G-20 ülkeleriyle bile kıyaslandığında gelecek için reform vadeden tek beyannamedir. Bu beyanname yerli, yenilikçi, kapsayıcı, büyümeyi esas alan bir beyannamedir. Bu beyanname, Türkiye’yi üst orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna taşıyacak bir beyannamedir. Bu beyanname güven ve istikrar zeminiyle kazanımlarımızı koruyan bir beyannamedir. Bu beyanname halkı önceleyen halkla birlikte karar verilmiş bir beyannamedir. Bu beyanname değişim ile sürekliliği birlikte sağlayan, hesabı, kitabı son derece iyi yapılmış bir beyannamedir. Bu beyanname, insanı ve toplumu esas alan, halkımızın ihtiyaç ve taleplerine göre hazırlanmış bir beyannamedir. Bu beyanname insan hayatının tamamına dokunan bir beyannamedir. Bu beyanname bütün vatandaşlarımızı birinci sınıf vatandaş kılacak bir beyannamedir.”

“YENİ BİR ANAYASA VADEDİYORUZ”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium’da gerçekleştirilen AK Parti Seçim Beyannamesi toplantısında konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “13 yılda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerin kalıcı bir düzene kavuşması ve Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ülkemizin bütün demokratik kriterlerde dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmesi için AK Parti olarak beyannamemizin ilk ve esası olarak yeni bir anayasa vadediyoruz. Yeni bir anayasa, yeni Türkiye’nin en temel taşıdır” dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda, partisinin “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, AK Parti seçim beyannamesinin üç ana bölümden oluştuğunu belirtti. Davutoğlu, bu bölümleri “Yapacağımız reformlar”, “Halkımızın her kesimine dokunan vaatlerimiz”, “Büyük Türkiye yolunda temel aldığımız büyük projelerimiz” diye sıraladı.

AK Parti’nin “yalana tenezzülü olmayan, hayale değil gerçeğe göre siyaset yapan, yapmayacağını vaat etmeyen” tek parti olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Demokrasi, hukuk ve özgürlük alanlarını genişletme kadar, bugüne kadar siyasetimizin mihveri oldu, bundan sonra da mihveri olacak. Bizim AK Parti olarak girdiğimiz her seçimde beyannamemizin birinci önceliği demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlükleri olmuştur. Bu beyannamemizin asli özelliği de demokrasi, hukuk devleti ve insan hak ve özgürlüklerinin eksiksiz olarak hayata geçirilmesidir. 13 yılda demokrasiye kazandırdığımız mesafeyi daha ileri aşamalara taşıyacağız” diye konuştu.

“VATANDAŞ ODAKLI SİYASETİMİZİN ESASI İNSAN ONURUDUR”

Davutoğlu, toplumun hukuk ve adalet beklentilerine hakkıyla cevap vereceklerini belirterek, siyasi ve ekonomik istikrar düzenini güçlü şekilde yeniden inşa edeceklerini söyledi.

Adalet terazisini daima toplum lehine tutacaklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Vatandaş odaklı siyasetimizin aslı, esası, özeti insan onurudur. Nitekim 7 Haziran seçimlerine hazırlanırken, 15 Nisan 2015’te kamuoyuyla paylaştığımız ‘Yeni Türkiye Sözleşmesi’nde de bu hususlara açık bir vurguda bulunmuştuk. Bugün için de bu ilkeler beyannamemizin esasını teşkil etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en temel ilkesi insan onurunun korunmasıdır. Bu ilkeyi Şeyh Edebali’nin kadim siyasal bilincimizden ve devlet ahlakımızı dokuyan ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesinin çağdaş siyaset dilindeki karşılığı olarak görüyor ve genellikle çağdaşlığı bu çerçevede bir zıtlık içinde değil, ayrılmaz bir bütünlük içinde değerlendiriyoruz. İnsan onuruna yakışır bir kültürel ve ekonomik gelişmişlik seviyesine sahip olmak, insanı yaşatmak idealinin ayrılmaz unsurudur. Devletin asli görevi vatandaşlarının onurlu bir hayat sürmelerine zemin oluşturacak siyasi, ekonomik ve kültürel şartları sağlamaktır. İnsan onuru siyasi ve ekonomik kültürel düzenimizin de dış politikamızın da iç siyasetimizin de temelidir. ‘İnsana, mekana ve zamana selam olsun’ derken kastettiğimiz budur. İlhamımızı bu ilkelerden alarak her türlü ayrımcılığa karşı mücadele edeceğiz.”

Hukukun üstünlüğü ilkesinin gereği olarak bütün vatandaşları kuşatan demokratik düzeni kalıcı bir hukuk zeminine oturtacaklarını ifade eden Davutoğlu, bütün vesayet odaklarının kalıntıları ile mücadele edeceklerini, millet iradesini gölgeleyecek, milletin ülkesine aidiyetini yaralayacak hiçbir odağa fırsat vermeyeceklerini bildirdi.

“YENİ BİR ANAYASA, YENİ TÜRKİYE’NİN EN TEMEL TAŞIDIR”

“İnsan onuru ile taçlandırılan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimliği taşıyan hiç kimse bir makam ve güç sahibi tarafından tahkir edilemez” diyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İnancı, rengi, cinsiyeti, dili, ırkı, siyasi düşüncesi, felsefi anlayışı ve hayat tarzı sebebiyle ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Herhangi bir şekilde nefret söyleminin muhatabı kılınamaz. Demokratik düzenin sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi ve bir daha asla müdahaleye maruz kalmaması, vatandaşlarımızın ülkemize aidiyetlerinin güvence altına alınmasına bağlıdır. Bunun için özgürlükler ile toplumsal güvenilir hukuk devletinin teminat altında olması şarttır. Demokratik gelişme, ekonomik gelişmenin olmazsa olmaz şartıdır. Demokratik istikrar da ekonomik istikrarın, ekmeğimizin, aşımızın en temel güvencesidir. 13 yılda gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerin kalıcı bir düzene kavuşması ve Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında ülkemizin bütün demokratik kriterlerde dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmesi için AK Parti olarak beyannamemizin ilk ve esası olarak yeni bir anayasa vadediyoruz. Yeni bir anayasa, yeni Türkiye’nin en temel taşıdır.”

Vaatlerin, vaat edilenlerle birlikte değerlendirildiğine dikkati çeken Davutoğlu, “AK Parti Genel Başkanı olarak sizler adına söz veriyorum. Verdiğim sözün arkasında milletimizin iradesi vardır. Verdiğimiz sözün arkasında 13 senelik muazzam birikimimiz ile yönetim tecrübemiz vardır. Allah’ın izniyle ve milletimizin bize vereceği destek sayesinde neler yapacağımızı beyannamemizde detaylı olarak göstereceğiz. Özgürlükçü, katılımcı, kurumsallaşmış bir demokrasi esas alan yeni bir anayasa yapacağız. Temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınması başta olmak üzere, demokrasinin tüm kurum ve süreçleri hayata geçmesi için uluslararası sözleşmelere tam uyum sağlayacağız” ifadesini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, reform ayağının ilkinin anayasa olduğuna dikkati çekerek, demokratikleşme ve adalet reformu çerçevesinde atacakları adımları, şöyle anlattı:

“AK Parti olarak 1 Kasım’dan sonra da demokratikleşme ve hukuk devletinin güçlenmesi için var gücümüzle çalışacağız. Herkes inandığı gibi yaşayabildiği, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, refahtan hak ettiği payı aldığı emniyet ve huzur içerisinde yaşayan bir toplumu birlikte inşa edeceğiz. Bu çerçevede özgürlüğü, demokrasiyi ve insanı odağa alan, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal çeşitliliğin temsil edildiği, merkezi ve yerel yönetiminin güç kazandığı, karar alma süreçlerinin hızlandığı, her türlü vesayetin engellendiği yeni bir siyasal sistemi hayata geçirecek, yeni bir anayasa yapacağız. Dinamik tarihi akış içinde hedefimiz, bütün unsurlarıyla milletimizi tarihin nesnesi değil öznesi, millet iradesine dayanan devletimizi de tarihin takipçisi değil öncüsü kılacağız. Eşit vatandaşlık ilkesini, çağdaş siyasal meşruiyetin temeli olarak egemen kılacağız. Bu temelde hiçbir surette eşit vatandaşlığın zedelenmesine izin verilmeyecektir. Bu temel üzerinde Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına girerken önceliğimiz ülkemizin, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasayla yönetilmesini sağlamaktır. Özgürlük ve eşitlik, adalet değerleri üzerine inşa edilerek, yeni anayasal düzenimizin en temel ilkesi insan onurudur. İnsan onuru ancak ve ancak insanın tercih ve irade gücünü yansıtan özgürlükler ile hayat bulabileceğinden yeni anayasal düzenimizin odağında insan hak ve özgürlükleri olacaktır. Kadim kültürümüzde esasları korunmuş olan canın, aklın, neslin, inancın ve mülkün korunması kamunun sorumluluk alanlarını, çağdaş toplumsal hayatın temelini dokuyan evrensel insan hakları beyannamesi ise vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını tanımlayacak.”

Davutoğlu, düşünce, ifade, inanç ve girişim özgürlüğünün insan onurunun ayrılmaz parçaları olarak koruma altına alınacağını söyledi. Davutoğlu, bu ilkeler ekseninde Türkiye’nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve etkili bir hükümet modeline kavuşmasını arzu ettiklerini ifade etti.

“ÖZGÜRLÜKÇÜ BAŞKANLIK SİSTEMİ”

AK Parti olarak seçimlerden sadece temsilin değil, aynı zamanda güçlü bir hükümeti de mümkün kılan istikrarsızlığa geçit vermeyen, vesayet odaklarının önünü kapatan çağdaş ve etkin bir hükümet sisteminin hayata geçmesini arzu ettiklerini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Parlamenter sistemin yol açtığı siyasi istikrarsızlıklar karşısında Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim anlayışına dayalı özgürlükçü başkanlık sisteminin daha uygun bir model olduğunu düşünüyoruz. Yeni sistemde meşru siyasi otorite ve hukuk düzenine tabi olmayan hiçbir paralel yapıya kesinlikle izin verilmeyecektir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeleri iç hukuka dahil edilmesine devam edeceğiz. Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üyelik perspektifini koruyacak, ülkemizin AB üyeliği çalışmalarına hız kazandıracağız. Uluslararası sözleşmelere ilişkin özgürlükçü, demokratik düzen mantığıyla bağdaşmayan şerhleri bütün hükümleri kaldıracağız. Avrupa Yerel Yönetimler şartıyla uyumlu olarak merkezi idare ve yönetimler arasındaki ilişkileri yeniden düzenleyeceğiz. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ve suistimallerin önüne geçilebilmesi için etkin bir denetimi esas alan yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Sivil toplum kurumlarının hukuki statüleri, kurumsal yapıları, faaliyetleri, kamu kurumları ile ilişkileri, mali kaynakları gibi alanları düzenleyen sivil toplumun geliştirilmesi ve güçlendirilmesine dair çerçeve yasa çıkaracağız.”

“YENİ BİR SİYASİ PARTİLER KANUNU ÇIKARACAĞIZ”

Davutoğlu, askeri dönemlerden kalan yürürlükteki siyasi partiler kanununu kaldırarak, yerine siyaset kurumunu güçlendirmek üzere siyasi parti özgürlüğünü güvence altına alacak, parti içi demokrasiyi güçlendirecek, siyasete katılımı teşvik edecek yeni bir siyasi partilerkanununu ivedilikle çıkaracaklarını bildirdi. Davutoğlu, demokratik düzenin sağlam temeller üzerinde gelişmesi için siyaset kurumunu her manada güçlendireceklerini söyledi.

Toplumun denetiminde olan demokratik siyasete, bu siyasetin öncülerine güç ve güven kazandırmak amacıyla açıklık, saydamlık, hesap verilebilirlik, tarafsızlık, dürüstlük ve objektif ilkelerine dayalı siyasi etik kanununu çıkaracaklarını açıklayan Davutoğlu, siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanının şeffaflaştırılmasına yönelik seçimlerin temel hükümleri ve seçmen kütükleri hakkında kanun ile siyasi partiler kanununda acil değişiklikler yapacaklarını dile getirdi.

“NAKDİ YARDIMLARDA ŞEFFAFLIĞI SAĞLAYACAĞIZ”

Milletvekili ve belediye başkan adaylarına yapılacak nakdi yardımların, kendi adlarına açılan seçim hesaplarına yatırılmasını ve şeffaflığı sağlayacaklarının altını çizen Davutoğlu, “AK Parti bir erdemliler hareketi olarak başladı ve siyasete de erdemi temel maya, temel doku olarak egemen kılacağız inşallah” ifadesini kullandı.

Adaylara ve siyasi partilere yapılacak ayni ve nakdi yardımlara bazı sınırlandırmalar getireceklerine işaret eden Davutoğlu,  siyasi partilere yapılan bağış miktarının elektronik ortamda ilan edilmesini, seçim hesaplarına yapılan harcamaların denetiminin yapılmasını ve sonuçlarının elektronik ortamda ilan edilmesini sağlayacaklarını bildirdi.

Davutoğlu, Yüksek Mahkeme başkan ve üyeleriyle, daire başkanlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na mal bildiriminde bulunmasını sağlayacaklarını belirterek, “Siyasi partileri güçsüz kılan, millet iradesinin adaleti temsilini ve siyasi çoğulculuğu ve istikrarı engelleyen ülke seçim barajı ile ilgili yeni bir düzenleme yapma yoluna gireceğiz. Seçim barajını temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesine göre yeniden düzenleyeceğiz” dedi.

Sosyal sorunlarını ve ihtilaf alanlarını toplumsal uzlaşı yoluyla aşacaklarını vurgulayan Davutoğlu, bütün toplum kesimlerine yönelik olarak özgürlükçü bir yaklaşımı egemen kılacaklarını ifade etti.

Davutoğlu, Cemevleri, Alevi öğretisiyle ilgili eğitim sisteminde sağlıklı bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi konularda Alevi kanaat önderleriyle diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacaklarını kaydetti.

“YARGIDA KAPSAMLI REFORM ÖNGÖRÜYORUZ”

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, “Yargıda kapsamlı reform öngörüyoruz. Yargıda etkinlik, hızlılık, hesap verebilirlik, ekonomiklik, şeffaflığı sağlayacağız” dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda, “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’de Kürt, Türk, Sünni, Alevi gibi ayrım yapmak isteyenlere karşı bütün kimliklerin serbestçe ifade edilmesinin AK Parti iktidarı döneminde mümkün olduğunu” ifade etti.

Davutoğlu, 2010 yılından bu yana yürütülen Alevi çalıştaylarında kanaat önderleriyle AK Parti hükümetleri arasında çok yoğun istişareler gerçekleştirildiğini söyledi.

Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile kendisinin birçok kere Alevi kanaat önderleriyle bir araya geldiğini belirterek, Hacı Bektaşi Veli ve Tunceli ziyaretlerinde de hep bu hususlara vurguda bulunduklarını anımsattı. Bundan sonra da Alevi toplum kesimlerinin sorunlarının çözümü için gereken her türlü adımı atacaklarına dikkati çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Bu noktada, geleneksel İrfan Merkezleriyle cem evlerine hukuki statü tanıyacağız. aynı şekilde, geleneksel irfan merkezinin ve cem evlerinin ihtiyaçlarının karşılanması için 5393 sayılı Belediyeler Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu ve 6446 sayılı elektrik Piyasası Kanunu’nda gerekli değişiklikleri yapacağız.

Buradan Hacı Bektaşı-ı Veli’ye selam olsun. Onun yolunda yürüyen ehlibeyt ve Anadolu İslam’ı içinde geleneğini sürdüren bütün Alevi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması, bizim için vatandaşlık görevleri bağlamında bu kardeşlerimizin ihtiyaçlarının karşılanması en önemli sorumluluk alanlarından biridir. Hacı Bektaş ta ve Tunceli’de vurguladığımız hususları, tek tek hayata geçireceğiz.

Önümüzdeki dönemde, bir başka toplum kesimiyle ilgili olarak başta istihdam ve iskan ve eğitim sorunları olmak üzere, bütün toplum kesimlerinin ve Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek, her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız. Bu ülkede, hiçbir vatandaş, ait olduğu kültür, etnik ve mezhebi geçmişi dolayısıyla tahkir edilemeyecek, dışlanamayacak, ötekileştirilemeyecek, hepsi devletin başının üzerinde olan vatandaşlar olarak en saygın konuma oturtulacak.”

“ÇÖZÜM SÜRECİ’NİN MİMARIZ DA YÜRÜTÜCÜSÜ DE AK PARTİ’DİR, AK PARTİ OLACAKTIR”

Çözüm Süreci hakkında da açıklama yapan Davutoğlu, “Çözüm Süreci’ni güvence altına almak ve nihayete erdirmek, kalıcı huzuru tahsis etmek amacıyla çıkardığımız 6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine dair Kanun ile silahın, şiddetin ve terörün tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken her türlü tedbiri alacağız” dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin bu kanunu kaldıracağını söylediğini dile getiren Davutoğlu, “Buradan söylüyorum. Biz, iktidardayken bu kanunun gereği yapılacak ve Türkiye’de kardeşliği ebedi kılacak demokratikleşme adımlarının önüne de açılacak” ifadesini kullandı.

Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“AK Parti olarak, uzun yılların yaralarını sarmayı, eşit vatandaşlık temelinde birlik ve beraberlik tesis etmeyi amaçlayan ve hiçbir zaman dönemsel bir mesele olarak bakmadığımız milli birlik, kardeşlik perspektifimizi kesinlikle koruyacağız. Çözüm sürecinin muhatabı ve sahibi millet, taşıyıcısı ise başta AK Parti olmak üzere ülkemizde huzur, istikrar isteyen herkestir.

Bu süreci sabote etmeye, akamete uğratmaya çalışan terör örgütü, kamu düzenini yok sayarak yeniden silaha sarılmıştır. 2013’te verilen sözlerin tam aksine, eylemsizlik yerine her türlü baskı ve şiddete başvuran bu terör örgütü ne Türkiye’yi terk etmiş ne de silahı bırakmıştır. Çözüm Süreci’ni varlığına tehdit gören bu örgüt, yeniden terör eylemlerine başlamış, 20 Temmuz’dan bu yana da bu eylemlerini sürdürmüştür. Terör örgütünün eylem ve sabotajları, süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır.

Halkın, hakkını, hukukunu koruyabilmek için, kamu düzenin tahkim ederek, özgürlük-güvenlik dengesini mutlaka koruyacağız.”

Yeni Türkiye Sözleşmesi’nde vurgulandığı gibi tekrar olarak kamu düzeninin olmadığı toplumlarda özgürlüklerin korunmasının da mümkün olmadığını vurgulayan Davutoğlu, “Her özgürlük, bir sorumluluk getirir. Basın ve ifade özgürlüğü, özel hayata saygılı basın ahlakını, gelişim özgürlüğü, meşru ve vergilendirilmiş kazanç anlayışını, inanç özgürlüğü de diğer inançlara saygıyı gerektirir” diye konuştu.

Davutoğlu, kamu düzenini, insan hak ve özgürlüklerinin hayat alanı olarak gördüklerini belirterek, “Bu çerçevede, özgürlük ve güvenlik kavramlarını birbirlerinin karşıtı değil, tamamlayıcı unsuru olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özgürlüğü garanti edilmemiş insanın kendi onurunu koruması, güvenliği tehdit altında olan birinin kendi özgürlük alanını yaşaması mümkün değildir. Bu çerçevede, özgürlük-güvenlik dengesini mutlak anlamda sağlayacak kamu düzenini tehdit eden bütün odakları yerle bir edeceğiz.

Güvenlik adına özgürlüklerin kısıtlanmasının insan onurunu yok eden dikta rejimlerine, özgürlük adına güvenliğin ihmal edilmesini ise kaosa ve iç çatışmalara yol açtığını hep beraber görüyoruz. Bundan hareketle, özgürlük-güvenlik dengesini koruyacağız. AK Parti reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçmeyecek, geri adım atmayacaktır. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberut ve zalim örgütün baskısından korumak, devletimizin öncelikli görevi arasındadır.

Çözüm Süreci’nin de birlik ve kardeşliğimizin de mimarı, yürütücüsü ve lokomotifi AK Parti’dir, AK Parti olacaktır. AK Parti’nin güçlü olması, sürecin neticeye ulaşması, şiddetin son bulması, terör örgütünün önce halka ve devlete yönelttiği silahların tümüyle yer altına gömülmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Süreci bozan, zehirleyen, sabote eden yapılara rağmen, biz kardeşliği, özgürlük ve güvenlik dengesi içinde, huzur içinde Türkiye’de gerçekleştirmeye, kadim birliğimizi kıyamete kadar sürdürmeye kararlıyız.”

“YARGI KAPSAMLI REFORM ÖNGÖRÜYORUZ”

Başbakan Davutoğlu, TBMM insan Haklarını İncele Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nu da daha da etkin kılacaklarını bildirdi. Davutoğlu, bu kurumların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler kapsamında Türkiye’nin üstlendiği sorumlulukları hayata geçirmesi için gerekli tedbirleri alacaklarını söyledi.

Davutoğlu, yargıda da yargı reformu bağlamında özellikle son dönemlerde yaşanılanlar çerçevesinde yargıda yaşanan gelişmeleri tam anlamıyla yargının saygın konuma gelmesi açısından tekrar gözden geçirdiklerini anlattı. Bu yıl içinde Yargı Reformu Stratejisi’ni açıkladıklarını anımsatan Davutoğlu, şöyle dedi:

“Beyannamemizde de yargıda kapsamlı reform öngörüyoruz. Yargıda etkinlik, hızlılık, hesap verebilirlik, ekonomiklik, şeffaflığı sağlayacağız. Anayasal değişikliklere bağlı olarak, yüksek yargıda içtihat düzeyinde dağınıklığı gidereceğiz. Bu çerçevede askeri yargı, Disiplin Mahkemeleri çerçevesinde faaliyet gösterecektir. Yeni yargı reformu belgesini, etkin bir biçimde uygulayarak hayata geçireceğiz.

Yüksek yargıda bu anlamda, bir birliği sağlama yönünde adımlar atacağız. Bu çerçevede, Disiplin Mahkemeleri dışında askeri yargıya son vereceğiz. Temyiz mahkemelerinin alt derece mahkemeleri üzerindeki hukukilik denetiminin ötesine taşan etkilerini azaltacağız ve temyizi hukuki denetim ile sınırlandıracağız. Yargı üst yönetimi ile temyiz mahkemelerinin oluşumunda milli iradeyi temsil eden TBMM’nin rolünü, etkinliğini artıracağız.

Yüksek Mahkemeler, bölge, adliye ve idare mahkemeleri ile ilk derece mahkemelerinin faaliyet raporlarını hazırlayıp, kamuoyuna duyurmalarını sağlayacağız. Yüksek Mahkeme üyeliklerini, ömür boyu kazanılmış hak olmaktan çıkarıp, Avrupa örneklerinde olduğu şekilde makul sürelerle sınırlayacağız. İhtisas mahkemelerinin sayılarını artıracağız. Ticaret ve iş mahkemesi gibi bazı ihtisas mahkemelerinde meslekten olmayan hekimlerin de yer almasını sağlayacağız. İhtisasa önem vereceğiz, doğru hükümler için ihtisas sahibi insanlara bu anlamda yargıda önemli bir rol vereceğiz.”

“HSYK’YI YENİDEN YAPILANDIRACAĞIZ”

Davutoğlu, HSYK’yı yeniden yapılandıracaklarına dikkati çekerek, “Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu şeklinde iki kurulla yeniden yapılandırıp, daha etkin bir şekilde çalışmasını sağlayacağız” ifadesini kullandı.

Yargı mensuplarının mesleki etik ve davranış kurallarını, uluslararası ölçütlere göre belirleyeceklerine değinen Davutoğlu, “Bilirkişilik müessesesini yeniden yapılandırıp etkin kılacağız. Bilirkişilerin seçimi ve görevlendirilmesine yönelik standartlar belirleyerek, sertifikalandırma sürecine geçeceğiz. Hakimlerin, bilir kişiye müracaatlarını uyuşmazlıkların hukuki mahiyeti dışında tamamıyla teknik bir meselenin uzağa kavuşmasıyla sınırlandıracağız. Hukukun tüm dallarında, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarına ağırlık verecek, yargıya ulaşılabilirliği artıracak, savunma hakkı ve adli yardımı güçlendireceğiz” diye konuştu.

Davutoğlu, koruyucu ve önleyici hukuk yaklaşımını, yaygınlaştıracaklarını vurgulayarak, “Ülke genelinde ideal yargılama sürelerini belirleyecek ve yargıda zaman yönetimini gerçekleştireceğiz. Bu son derece önemli bir adımdır, çünkü nihayetinde yargının gecikmiş bir adaletin adalet olmadığı aşikardır. Bu çerçevede de yargının en etkin ve en hızlı şekilde çalışmasına ağırlık vereceğiz” ifadesini kullandı.

“EĞİTİMDE NİTELİKSEL BİR DÖNEMİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ”

Davutoğlu, eğitim alanında da yapılacak reformlar hakkında bilgi verdi. Bu alanda, geçmişte de önemli reformlar gerçekleştirildiğini hatırlatan Davutoğlu, şimdi de bu reformları artırarak ve derinleştirerek sürdüreceklerini bildirdi.

Davutoğlu, şu görüşlere yer verdi:

“Bütçeden en fazla payı eğitime ayırmış bir iktidar olarak, eğitim sisteminin fiziki alt yapısı kadar niteliğine de odaklanacak, eğitimde niteliksel bir dönemin önünü açacağız. Bu kapsamda, Milli Eğitim Sistemi’nde okul yönetimlerini güçlendirecek, yetkileri merkezden yerele ve okullara vereceğiz.

Eğitim fakültelerini yeniden yapılandırıp, özellikle öğretmenlerimizin en iyi şekilde yetişmesi ve hak ettikleri konumlara gelebilmesi için eğitim alma imkanlarını güçlendireceğiz. Her alanda, dijital içerikle zenginleştirilmiş etkileşimli bir eğitim öğretim sistemi ve mobil öğrenme modellerini yaygınlaştıracağız.

Eğitim-istihdam bağını güçlendirecek iş gücü piyasasındaki arz ve talebe göre, bu anlamda eğitim müesseselerinin bu talebe cevap verebilecek arzı sağlamalarını mümkün kılacağız. Üniversite özerkliğine esas alan yeni bir yükseköğretim çerçeve yasası hazırlayacağız.”

Davutoğlu, kamu yönetimi reformu bağlamında da insan odaklı bir yönetim anlayışını benimsediklerinin altını çizerek, “Bu anlayışı benimseyen iktidarlar olarak, kamunun vatandaşımıza sunduğu her türlü hizmetin kalitesini artırıyoruz ve artırmaya devam edeceğiz. Kamu yönetiminde, reformcu kimliğimizi önümüzdeki dönemde de etkin bir şekilde devam ettireceğiz” diye konuştu.

Bu çerçevede kamu yönetimi reform gücü oluşturulacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Bir Başbakan Yardımcımızın koordinasyonunda kamu reformunu gerçekleştireceğiz. Bu çerçevede, yine kamu maliyesi reformu bağlamında da önemli adımlar atacağız. AK Parti iktidarları döneminde, kamu maliyesi konusunda ortaya koyduğumuz performans, Türkiye içinde ve dışında büyük takdir toplamıştır.

Bu yöndeki reform çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Kamu mali yönetim ve kontrol sistemine ilişkin yasal çerçeveyi, şeffaflığı ve hesap verebilirliği daha da geliştirecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Bu çerçevede, Avrupa Birliği’nin kamu alımları düzenlemelerine uygun olarak kamu ihale sistemini reform edeceğiz.

Kamuda etkin, verimli ve ekonomik taşıt kullanımı amacıyla yeni bir taşıt kanununu çıkaracağız. Halen dağınık bir şekilde düzenlenen kamu özel işbirliği mevzuatını tek bir çerçeve kanunda yeniden düzenleyeceğiz. Kurumlar vergisi kanunlarını birleştirerek, yeni gelir vergisi kanunu çıkaracağız.”

REEL EKONOMİDE KÖKLÜ DÖNÜŞÜM

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda reel ekonomide köklü dönüşüm sağlayacak reformlara ilişkin açıklamalarda bulundu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Ailenin ve çocukların ekonomik ve sosyal hayatın fırsatlarından yararlanmaları, olumsuz etkilerinden korunmaları için bir dizi eylem belirledik. Bu kapsamda sosyal yardım veya sosyal hizmete ihtiyacı olan bütün dezavantajlı vatandaşlarımıza ulaşacak olan Aile Sosyal Destek Programını hayata geçiriyoruz” dedi.

Davutoğlu, ATO Congresiumda “Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, gelir ve kurumlar vergisi kanunlarını birleştirerek yeni gelir vergisi kanununu çıkaracaklarını açıkladı.

Ekonomik ve sosyal politikalara uyum sağlamak, sade ve kolay uygulanabilir bir hale getirmek amacıyla yeni vergi usul kanunu çıkaracaklarını belirten Davutoğlu, bu çerçevede, ekonomideki en büyük reformu da reel ekonomide büyük bir dönüşüm projesi halinde gerçekleştireceklerini duyurdu.

REEL EKONOMİDE KÖKLÜ DÖNÜŞÜM SAĞLAYACAK REFORMLAR

Başbakan Davutoğlu, reel ekonomide köklü dönüşüm sağlayacak reformlara ilişkin de şunları aktardı:

“İlk olarak ileri teknolojiyle yüksek katma değere dayalı bir ekonomik dönüşüm hedefliyoruz. İthalat bağımlılığını azaltan, ihracatı, AR-GE’yi teşvik eden, reel ekonomide üretim ve verimliliği artıran bir yöntem ve politika belirleyeceğiz. Bu ikinci alanda, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi bağlamında, iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarında iyileştirme ve uygulama birliğini sağlayacağız. Adli ve idari yargıda uyuşmazlıkların yargı öncesi çözüm usullerini geliştirecek ve İstanbul’da bir tahkim merkezi kuracağız. Gümrük işlemlerini hızlandıracağız. Stratejik sektörlerde üçüncü alan olarak büyük bir dönüşüm gerçekleştireceğiz. Bu çerçevede enerji, sağlık, havacılık, uzay, otomotiv, raylı sistemler, bilişim ve savunma sektörleri gibi öncelikli sektörlerde teknolojik ürün, yatırımlarını ve kümelenme çalışmalarını destekleyeceğiz. Rüzgar ve yenilebilir enerjiye ağırlık vereceğiz. Dördüncü alan olarak bilgi toplumunda dönüşüm bağlamında kamunun e-dönüşümünü, e-devlet anlayışını tamamlayacak, reel sektörün bu çerçevede yeniden yapılandırılmasını sağlayacağız. 4.5G ihalesini yaptık, 5G ihalesini de en kısa zamanda 5G’ye geçişi de bu teknolojinin gelişimi bağlamında alt yapısını hazırlayarak önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz.”

Seçim vaatlerinin masa başında hazırlanmadığına vurgu yapan Davutoğlu, vaatleri hazırlarken, milletle, gençlerle, kadınlarla, esnafla ve değişik sosyal kesimlerle bir araya geldiklerini anlattı.

Görüştükleri kişilere, “Bizden ne istiyorsunuz” diye sorduklarını ve onlardan gelen cevapları da kaydettiklerini ifade eden Davutoğlu, “Bütün bu talepleri, bütüncül bir perspektifle, vaatlerimizin alt yapısını oluşturacak şekilde beyannamemize yerleştirdik. Burada değişik başlıklar altında öne çıkan, daha önce olmayan, yeni olan vaatlerimizin bir kısımını sizlerle paylaşmak istiyorum. Siz de göreceksiniz ki vaatlerimiz iyi niyet temennisi olan, genel geçer ifadelerden değil, somut, gerçekçi hayatta karşılığı olan üzerinde düşünülmüş adımlardan oluşmaktadır” diye konuştu.

Aile ve çocuklara dönük vaatlerini açıklayan Davutoğlu, güçlü bir toplum için öncelikle ailenin güçlendirilmesi ve çocuklara sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.

Sosyal yardım veya sosyal hizmete ihtiyacı olan bütün dezavantajlı vatandaşlara ulaşacak olan Aile Sosyal Destek Programını (ASDEP) hayata geçireceklerini bildiren Davutoğlu, aile değerlerini öne çıkaran kültür, sanat, eğitim, televizyon programlarını teşvik edeceklerini vurguladı.

Çocuk hizmetlerinde, halihazırda hizmet veren yurt ve yuvaları kapatarak, kurum bakımından, aile yanında bakıma, koğuş sisteminden ev ortamına geçişi sağlayacaklarını aktaran Davutoğlu, o çocukların koğuşlarda değil, ev ortamında yetişmeye ihtiyacının olduğunu, bu çocuklara her türlü şefkati göstereceklerini ifade etti.

KONUT ALMAK İSTEYENE KAMU KATKISI

Ev almak için konut hesabı açan ve yüzde 25 peşinat biriktirenlere yüzde 15 kamu katkısı sağlanacağını duyuran Davutoğlu, annelere daha önce müjdelenen “doğum hediyesi”ni geliştirdiklerini bildirdi.

Davutoğlu, doğum yapanlara ilk çocuk için 300 Türk Lirası, ikinci çocuk için 400 Türk Lirası, üç ve üzerindeki çocuklar için 600 Türk Lirası, yani tam altın doğum hediyesi vereceklerini belirten Davutoğlu, şu ana kadar ki pilot uygulamada, 265 bin 782 anneye bu ödemenin yapıldığını anlattı.

AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu, çocuklara ilişkin ise “Çocuklarımızın çok yönlü kültür alt yapısına sahip olabilmelerini ve geleneksel değerlerimizi kazanabilmelerini sağlayacak bilgisayar oyunlarının, animasyonların ve masalların bizim masallarımızın yabancı kültürlerdeki masalların değil, bilinçlerine yerleşmesi için çalışmalar yapacak ve çocuklarımızın daha küçük yaşlardan milli ve yerli kültürü evrensel kültürle birleştirmelerini sağlayacak bir alt yapıyı geliştirmelerini temin edeceğiz” diye konuştu.

KADINLARA YÖNELİK VAATLER

Kadınların siyasetten bürokrasiye, kültürel ve sanatsal hayattan sivil toplum faaliyetlerine kadar karar alma mekanizmalarına etkin bir şekilde katılmalarını sağlayacak her türlü tedbiri alacaklarını bildiren Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Şimdi ekonomik alan bağlamında kadın girişimcilerin 100 bin Türk Lirası’na kadar ve 5 yıl vadeli kullanacakları krediler için kredi garanti fonu aracılığıyla yüzde 85 kefalet imkanı sağlayacağız. Kadınların iş gücü piyasasına girişlerini kolaylaştıracak çalışma modelleri geliştireceğiz. Doğum nedeniyle ücretsiz izinle geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesini sağlayacağız. Çalışan kadınlarımıza, doğuma bağlı olarak ilk çocukta iki ay, ikinci çocukta dört ay, üçüncü ve üzeri çocukta altı ay yarı zamanlı, tam ücretli çalışma hakkı ve çocuğun okula başlama yaşına kadar kısmi süreli çalışma hakkı tanıyacağız. Yani çarpıcı bir misalle vermek gerekirse, ilk çocukta iki ay, ikinci çocukta dört ay, üçüncü çocukta altı ay yarı zamanlı çalışacak anneler ama tam ücret alacaklar. Böylece günün yarısı işte geçiyorsa, diğer yarısında anneler çocuklarıyla birlikte olabilecek.”

Kadınların annelik ile meslek arasında bir tercih yapmasını istemediklerinin altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Bu süre dolduktan sonra eğer kadınlarımız hala çocuklarının yanında kalmayı arzu ederlerse, işlerini ve istihdamlarını kaybetmeden, çocukların eğitim yaşına kadar, yarı zamanlı olarak ve yarı ücretli olarak çalışabilecekler. Bu kadınlarımızın profesyonel hayatta annelik kaygısıyla zihinlerinin meşgul olmasına engel olacağı gibi annelik yaparken de mesleklerini kaybetmelerini imkansızlaştıracak. Ayrıca kadına yönelik şiddete ilişkin, bütün bir çerçevede mücadelemizi sürdüreceğiz.”

İLK İŞTE 1 YIL DEVLETTEN MAAŞ

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, “İlk kez iş bulan her gencimizin maaşının bir yıl boyunca devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız. Bu çift yönlü bir destektir” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçilme yaşını 18’e indirecekleri, gençlere sınırsız ve ücretsiz internet imkanı sağlayacakları, iş kurmak isteyen gençlere proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek, tüm emeklilere yılda 1200 lira zam yapılacağı vaatlerinde bulundu.

ATO Congresiumdaki gerçekleştirilen “AK Parti Seçim Beyannamesi Toplantısı”nda, gençlerin ücretsiz internet, iş bulma gibi taleplerini içeren röportajları ekrana yansıtıldı.

Gençleri dinleyen Davutoğlu, seçme yaşını 18’e indirdikleri gibi seçilme yaşını da 18’e indireceklerini bildirdi.

AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu, 21 yaşında bir çağı kapatıp, bir çağı açan bir Sultan’ın nesilleri olarak 18 yaşındaki gençlerin dahi ülke yönetiminde sorumluluk alabilecek yapıya sahip olduklarına inandıklarını kaydetti.

Gençlere, sınırsız, ücretsiz internet erişimi vaadinde bulunan Davutoğlu, kendi işini kurmak isteyenlere de proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek verileceğini açıkladı.

Başbakan Davutoğlu, “Cebine 50 bin lira koyacağız, ‘madem projende iddialısın bunu hayata geçir’ diyeceğiz. Kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlerimize 100 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz. 50 bin lirayı aldı cebine koydu. Bu yetmezse 100 bin lira da faizsiz kredi alacak” diye konuştu.

Yeni iş kuran gençlere 3 yıl boyunca gelir vergisi muhafiyeti sağlayacaklarını anlatan Davutoğlu, “İlk kez iş bulan her gencimizin maaşının bir yıl boyunca devlet tarafından karşılanmasını sağlayacağız. Bu çift yönlü bir destektir. Aynı zamanda işveren destektir. İşveren genç istihdam ettiği zaman 1 yıl maaşı devlet tarafından karşılanacak” dedi.

Lise veya üniversite mezunu gençlerin genel sağlık sigortası giderlerini, 2 yıl süreyle gelir testi yapmadan ve prim almadan karşılayacakları vaadinde bulunan Davutoğlu, böylece gençlere ücretsiz sağlık hizmeti sunulacağını kaydetti.

Yükseköğrenimde yurt için müracaat eden gençlerin hepsinin barınmasını sağlayacaklarını belirten Davutoğlu, ortaöğretimden yükseköğretime geçen gençlerin kariyer planlamasına yardım edecek “kariyer merkezleri” kurulacağını anlattı.

Davutoğlu, gençlere destek için “Genç-Des” projesini hayata geçireceklerini, bu proje ile gençlerin kısa film, ilk film, kitap, dergi gibi sanatsal ve sportif faaliyetlerine, proje bazlı karşılıksız destek verileceğini aktardı.

“Gençlerde her şeye engel olursunuz da aşka engel olamazsınız” diyen Başbakan Davutoğlu, gençlerde evliliğin teşvik edilmesi amacıyla “çeyiz hesabı” projesini hayata geçireceklerini bildirdi.

Davutoğlu, anne ve babaların çeyiz hesabında biriktirdikleri paranın yüzde 20’si oranında devlet desteği sağlanacağı vaadinde bulundu.

Engelsiz bir hayat için gerekli altyapıyı oluşturacakları, engellilerin bilgi ve iletişim teknolojilerine erişim imkanını artıracakları, görme ve ortopedik engelliler başta olmak üzere ihtiyaç sahipleri için gerekli yazılım ve donanımı teşvik edecekleri vaatlerini sıralayan Davutoğlu, yaklaşık 350 bin engelli vatandaşın bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmasını sağlayacaklarını ifade etti.

Başbakan Davutoğlu, engelli genç ve çocukların kısa süreli veya yatılı bakımı için “Engelli Yaşam Merkezleri” kurulacağını kaydetti.

EMEKLİLER VE YAŞLILAR İÇİN VAATLER

Davutoğlu, emeklililere en büyük saygı göstermenin vazifeleri olduğunu ifade ederek, emeklilerle yapılan röportajı da salondakilere izletti. Emeklilerin maaşlarıyla ilgili taleplerini dinleyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

“7 Haziran seçimlerine giderken bir söz vermiştik, bin 100 liranın altında maaş alan emeklilere aylık 100, yıllık bin 200 lira vereceğiz demiştik. Temmuz ayından itibaren ödenmeye başladı. Şimdi, bütün bu düzenlemelerden sonra geçmişte verdiğimiz bin 100 liranın altındakilere verdiğimiz üstüne, bütün emeklilerimizi kuşatacak şekilde yılda bin 200 lira ek zam yapıyoruz. Bütün emeklilerimize, ayda 100, yılda bin 200 lira yani takribi durumuna göre, 1 veya 1,5 maaş ölçeğinde yeni zam yapıyoruz. Emeklilerimize hayırlı, bereketli olsun. Temmuz ayında istifade edenler de bundan istifade edecekler.”

Böylece, tarım sektöründe çalışıp, Bağ-Kur’dan emekli olanlar hariç maaşı bin liranın altına olan hiç bir emekli kalmayacağını vurgulayan Davutoğlu, tarım Bağ-Kur emeklilerinin, iktidara geldiklerinde 66 lira olan emekli maaşlarının ise 884 liraya ulaşacağını bildirdi.

Davutoğlu, yüzde 15’ten yüzde yüzde 10’a indirdikleri Bağ-Kur sigortalısı esnafın emekli aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi kesintisini tamamen ortadan kaldıracakları taahhüdünde bulundu.

Emeklileri ve asgari ücretlileri TOKİ eliyle ev sahibi yapacaklarını da aktaran Davutoğlu, emeklileri aylık 250 lira taksitle konut sahibi yapacaklarını anlattı.

ESNAF VE KOBİ’LER

Başbakan Davutoğlu, esnaf ve KOBİ’lerle ilgili yapacakları yenilikleri anlatarak, güçlü esnafın güçlü bir toplum anlamına geldiğini bildiklerini ifade etti.

Esnafa düşük faizli kredi uygulamasına devam edeceklerini, ayrıca 30 bin liraya kadar faizsiz kredi desteği vereceklerini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

“KOBİ’lerin finansmana erişimini artırmak amacıyla taşınırların teminat olarak kullanılmasının önündeki engelleri tümüyle kaldıracağız. Emek yoğun sektörlerde yatırımcıların talebi halinde, sembolik bir kira bedeliyle anahtar teslimi karşılıksız fabrika yapacağız. Yeni, emek yoğun bir sektör, çok sayıda işçi istihdam edecek, fakat fabrikası yok, sembolik bir kira bedeli karşılığı fabrikasını yapıp, anahtar teslimi esnafımıza veya iş adamımıza vereceğiz. Basit usulde vergilendirilen esnafımızın yıllık 8 bin liraya kadar kazançlarından hesaplanan vergisini almayacağız. Yüzde 6 oranındaki işveren sigorta primi indiriminde esas alınan 10 işçi çalıştırma zorunluluğunu da kaldıracağız.”

selyus