İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’inde hem AK Parti Grubu hem de CHP Grubu önemli bir birlikteliğin altına imza atarak Ankara’da ”Emek, barış, demokrasi” mitingi öncesi tren garının önünde 97 kişinin hayatını kaybettiği terör olayına sessiz kalmadı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, önemli bir birlikteliğin altına imza atarak Ankara’da ”Emek, barış, demokrasi” mitingi öncesi tren garının önünde 97 kişinin hayatını kaybettiği terör olayına sessiz kalmadı.
Hem AK Parti grubundan hem de CHP grubundan önemli açıklamalar geldi. AK Parti Grup Başkan Vekili Abubekir Taşyürek, konuya büyük bir duyarlılık göstererek çok önemli açıklamalarda bulundu.
Öte yandan CHP Grup Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever’de teröristlerin hunharca gerçekleştirdiği bu vahim olaya tepki göstererek açıklamalarda bulundu.
Grubu ve şahsı adına söz alan AK Parti Grup Başkan Vekili Abubekir Taşyürek, “Sayın Başkanım, Saygıdeğer Grup Başkan Vekili, Saygıdeğer Belediye Başkanları, Çok değerli İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri. Öncelikle hepinizi en içten sevgilerimle, saygılarımla selamlıyorum.
Değerli Arkadaşlar,
Biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Arkadaşımızın da ifade ettiği gibi önceki gün Ankara’da çok haince, kalleşçe bir saldırıyla milletimiz muhatap oldu. Bu haince, kalleşçe saldırı sonucunda maalesef şu anki rakamlara göre 97 tane vatandaşımız maalesef hayatlarını kaybetti. Yüzlerce vatandaşımız da hastanelerde tedavi görmeye devam ediyor.
Bu menfur adi saldırı bütün milletimizi derinden yaralamıştır. Gönlümüzde onarılması imkansız yaralar açmıştır. Ben öncelikle bu vesileyle şahsım ve AK Parti Meclis Üyesi arkadaşlarım adına ölen vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Ailelerine başsağlığı diliyorum. Yaralı vatandaşlarımıza, kardeşlerimize acil şifalar diliyorum ve demokratik haklarını kullanmak üzere bir araya gelmiş insanlara yapılan bu hain terör saldırısını bütün içtenlikle ve lanetle kınıyorum.
Değerli Arkadaşlar,
Tabi bu tür olumsuz hadiseler sözün bittiği yer olur. İşte biz şu anda hep beraber bu sözün bittiği yerdeyiz. Belki söylenecek, acılarımızı daha da pekiştirecek, acılarımızı ifade etmekte zorlanacağımız dakikalar olur. İnanın bu olay olduğundan beri hepimiz gibi bende bu acıyı ifade edecek kelimeler bulmakta zorlanıyorum. Ama şunu da bilmenizi istiyorum ki, şunu da söylemek istiyorum ki, terörün, bu işi yapanların bu alçakça, bu haince saldırıyı tertip edenlerin, insanımıza bu tuzağı kuranların da işte tam oyununa istedikleri noktaya gelmek veya gelmemek noktasındayız. Şu andaki bulunacağımız nokta siyasi yorumlardan, siyasetten uzak bu milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine, ferasetine, basiretine, bizi birbirimize düşürmeyi amaçlayan, bizim gönlümüzde hangi siyasi görüşten olursa olsun aynı milletin aynı ulusun fertleri olarak yer eden birlik ve beraberlik anlayışını parçalamaya yönelik bu davranışı, bu hareketi, o üzüntüye kapılıp yanlış davranarak onların istediği noktaya getirmiş oluruz. O yüzden bizler asla bu oyuna gelmemeliyiz. Gelmeyeceğiz. Bu millet, büyük millettir. Elbette ki acımız çok önemli, acılarımızı paylaşacağız. Ama birilerinin, özellikle uluslararası güçlerin kurmaya çalıştığı, ortaya koymaya çalıştığı ve ülkemize, insanımıza, devletimize dize çöktürme noktasında kurdukları senaryoları başlarına geçirmek için bir arada olmak, acılarımızı paylaşarak kalbimize gömmek durumundayız. Buradan önemli dersler almak durumundayız. Ve bu terörün, terör faaliyetinin yapmaya çalıştığı iğrenç tuzakları kendi başlarına hep birlikte geçirmeliyiz diye düşünmekteyim.
Bu manada bütün Arkadaşlarımızın, bütün milletimizin sağduyulu olması gerektiğini, bu sağduyulu olmanın da elbette ki yapılan bu alçakça saldırıyı kınamak noktasında geri adım asla kastetmiyorum. Ama bu sağduyulu olmak dediğimi gibi teröristin yaptığı, ortaya koyduğu bu eylemden beklediği maksadı hasıl etmemek noktasında irademizi ortaya koyarak bunlara gerekli dersleri vermek durumundayız.
Değerli Kardeşlerim,
Giden canlar bizim canımızdır. Her ne olursa olsun deminde ifade ettiğim gibi demokratik hakkını kullanmak üzere biraraya gelmiş insanlarımızın arasında böyle bir eylemi yapmak büyük bir insanlık suçudur. Bu noktada hiç kimsenin tereddüdü yoktur. Millet olarak da bu noktadayız, bu noktada durmaya devam edeceğiz diye düşünüyorum.
Ben Sayın Ertuğrul Bey’inde ifade ettiği gibi çok centilmence arkadaşlarımızın da acımıza hep birlikte sahip çıkarak arkasında durmaya çalıştığımız gibi bugün yarın çalışmamak noktasında müşterek başkanlığımıza bir teklifimiz olur. Bu iğrenç olayı, bu kınanması bütün gönlümüzden kınadığımız olayın bir boyutuyla da burada çalışmayarak da başka bir boyutla da kınamış oluruz diye ifade ediyorum. Bu noktadaki ifadelerinden dolayı da kendisini bende şahsım ve arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.
Sözlerimi burada tamamlarken öncelikle bir kez daha vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine (gerçekten çok büyük acı) sabır diliyorum. Yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Ve milletimizin başına örülmeye çalışılan, ulusumuzun başına örülmeye çalışılan bu hesapların, bu fitne hesabının, bu belaların bir an önce kendi başlarına dönmesi noktasında da Rabbimden niyazım olduğunu da burada vurgulamak istedim.
Bu düşüncelerle hepinizi en derin sevgilerimle saygılarımla selamlıyor ve hayırlı günler diliyorum.” dedi.
ERTUĞRUL GÜRSEVER’DE AÇIKLAMA YAPTI
Ankara’da gerçekleşen terör olayı ile ilgili İBB CHP Grup Başkan Vekili Ertuğrul Gülsever’de bir açıklama yaptı.
“Değerli Arkadaşlar.
100’e yakın insanımız hayatını kaybetti. 100’lerce insanımız yaralı ve hastanelerde tedavi görüyor. Büyük acılar içerisindeyiz. Böyle bir günde hepimizin bildiği şeyleri sizlere tekrar etmek için burada değilim. Cevabını hepimizin bildiği sualleri de sizlere sormak için burada değilim. Amacım önyargılarımızdan arınarak içinde bulunduğumuz durumun vahametini kavrayarak bazı şeyleri hatırlamanıza yardımcı olmak farkındalığınızı sağlayarak duyarlılığınızı yükseltmeye çalışmaktır.
100’lercesi yaralı ve tedavi görmeye çalışıyorlar şimdi. Nereden çıktı ve nasıl oluştu bu kin ve nefret duygusu? Nasıl oluştu bu ortam? Lütfen farkına varalım artık. Hiçbir sınıfın ya da zümrenin ya da hiçbir kimsenin kendi emelleri için toplumu bu kadar germesine ve insanlarımızı birbirine düşman hale getirmesine müsaade etmeyelim. Kendimize kandırmaya gerçekleri kendimizden bile saklayarak onları korumaya çalışmayalım lütfen. Hanların, hamamların, konakların, sarayların ne önemi olabilir insan hayatının yanında? Dünyanın en görkemli yollarını, en görkemli binalarını yapsak İstanbul’da eğer bir tek insanın bile burnu kanıyorsa yanıbaşımızda, 9 yaşındaki Veysel barış için yürürken babasının yanında katlediliyorsa bu topraklarda yaptıklarımızın ne anlamı vardır ki Allah aşkına?
1 Kasım Seçimlerinden sonra iktidarda kim olursa olsun insanların ne devletin, ne de servetin önünde ezilmediği, eğilmediği eşit, adil ve özgür bir düzen kurulana kadar İstanbul’un sorunlarının yanında Türkiye’nin sorunlarını da taşımaya çalışacağımızı bu meclise ifade etmek istiyorum. Milletimizin başısağolsun” dedi.
