Veli DALBUDAK

Selam Olsun

ES! NE YANDAN ESERSEN ES! YETER Kİ ES!

Bulutları ardından iten yoldaş, yolun nereye. Acelen ne? Nedir bu esip gürlemen? Otur,dinlen! Biraz sakinleş. Hırçınlığınla başını eğdiğin şu ağacın a

ES! NE YANDAN ESERSEN ES! YETER Kİ ES!

Bulutları ardından iten yoldaş, yolun nereye. Acelen ne? Nedir bu esip gürlemen? Otur, dinlen! Biraz sakinleş. Hırçınlığınla başını eğdiğin şu ağacın altında gölgelen.

Ama boşver! Sen bana bakma. Yoluna devam et sevgili dostum. Senin yapacak çok işin var. Senin yolunu dört gözle bekleyenler var..

Git! Havası eskimiş toprakları havalandır! Yeni kokular getir şehre. Kurumuş yapraklarını dök ağaçların. Son demde ayakta kalmış dayanıklı tüm tohumları savur etrafa. Taptaze kuluçkalara yatsın toprak ana. Baştanbaşa silkele her yeri! Harman yerine dönsün ortalık. Börtü böcek çıksın meydana saklandığı yerden. Bayram etsin kuşlar…

Git! Ruhunu kaybetmiş olanların ruhuna üfle! Sars onları en derinden. Kalplerine gir kırmızı kana bulan. Göğüslerini yar! Kirlenmiş duyguları sök al ciğerlerinden. Tertemiz oksijen pompala diyaframdan içeri. Bembeyaz bir sayfa açsın beyinleri.

Git! Sevgisi bitmişlerin kalbinin en derinindeki süveydayı coştur. Coştur ki, gençlik ateşi alevlensin taze ergen delikanlıların. Akılları gibi saçları da uçuşsun rüyaları süsleyen güzel prenseslerin. Şenlendir ortalığı! Şenlendir şu güzel şehri!

Git ve es! Yeter ki es! Ne yönden esersen es! Yeter ki bulutların minik ellerinden tut. Kaybetmesinler yollarını. Sen yoldaş ol onlara. Kılavuz ol, kıllarına zarar gelmesin. Es! Kuvvetli es! Açılsın yollar, zira onları bekleyenler var.

Git! Yağmurun da elinden tut! Senin gözyaşındır o! Can ver tohuma. Sen savurdun onu toprağa, unutma sen sulayacaksın, sen hayat vereceksin. Sen sevip büyüteceksin. Unutma, öfkeni dağlara göster, denizlere göster, göklere göster. Ama mazlumlara gösterme.

Gerçi, bilirim yapmazsın. Senin için “deli dolu” deseler de, bilirim senin derin bir adaletin vardır içinde. Bazen her yeri birbirine katacak kadar öfkelenirsin. Nice zalimlerin yıllar yılı ördüğü köhne duvarları başlarına yıkarsın. Ama küçük bir örümceğin birkaç günde ördüğü mütevazi ağının kılına zarar vermezsin. Dağın başında tek başına sapsarı açmış çiğdemin narin çiçeğini dökmezsin. Bilirim, kırıp döksen de, gönül almayı da iyi bilirsin. Eh! Ne yapalım, es o zaman gönlünce…

Veli DALBUDAK

İlginizi çekebilir

BÜYÜME SEKTEYE UĞRAMADI

BÜYÜME SEKTEYE UĞRAMADI

selyus