Veli DALBUDAK

Selam Olsun

KART-KURT SİYASETİNDEN KÜRT SİYASETİNE

Sökülen apoletlerini temyize temizlemeye götüren bu darbeci generalin ömrü vefa etmedi. Apoletler, darbe günlerinde gömülen kitapların toprağın koynunda unutulduğu gibi, Yargıtay’ın tozlu raflarında unutulacak zaman geçtikçe…

Yakın zamanda pek sade bir törenle toprağa verdiğimiz darbeci general, devlet başkanı ve ünlü Türk düşünürü “Onlar Dağ Türkleridir, dağda karların üzerinde gezerken kart-kurt sesleri çıkardıklarından dolayı onlara Kürt demişler” demişti bir zamanlar…

Bir zamanlar öyleydi…

Zaman nehiri hiç kimseyi umursamadan aktı…

O generalin apoletleri de nehirin sularına kapıldı.

Ama sökülen apoletlerini temyize temizlemeye götüren bu darbeci generalin ömrü vefa etmedi. Apoletler, darbe günlerinde gömülen kitapların toprağın koynunda unutulduğu gibi, Yargıtay’ın tozlu raflarında unutulacak zaman geçtikçe…

O günlerden bu günlere memleket pek bir değişti…

Kart-kurt siyasetinin yok saydığı Kürt siyaseti önemli bir sınavın eşiğinde…

Herkesin sorduğu soru şu:

Barajı geçerler mi, geçemezler mi?

Seçimin önüne geçti bu mesele neredeyse…

Geçerse ne olur, geçemezse ne olacak?

Baraj aşılırsa ortalık süt liman, altında kalınırsa toz duman mı?

Yüzde 10 Kürtlere iyi gelecek, ama kimlere kötü gelecek?

13 yıldır kaç seçim geçirdiysek, kazanan hep “istikrar” oldu.

13 yıldır değişmeyen sonuç…

Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü hep aynı. Bilinen gerçek bu seçimde de aynı olacak.

Çok partili Türk siyasi hayatı için en istikrarlı en uzun süre…

Bu sürede Cumhuriyetle birlikte gelen devlet paradigmalarının çoğu değişti.

Bundan 20 yıl önce bunları yapmaya teşebbüsü bırakın, aklınızdan geçirseniz, düşünce suçundan başınıza gelmeyen kalmazdı.

Büyük bir dönüşüm gerçekleşti. Büyük sancılar oldu.

Dönüşümden memnun olmayan yüzde  40-50’lik bir kesim var.

Hatta yüzde 30’luk kesim yıkım olarak görüyor bu dönüşümü…

Herkesin fikrine saygılıyım. Karşıt düşünceye sövüp sayan yazarlardan olamam.

Uyuşmadığımız konuları akıp giden zaman nehiri yıkar…

O nehirin etrafında sabırla herkes kozasını örer…

Kimin ipeğinin daha kıymetli olduğuna halk karar verir.

Ayrıca kimin seçim kazandığı değildir önemli olan,

Önemli olan tarih sayfalarının sitayişle bahsettiği yüksek bir medeniyet kurmaktır.

Kanun devleti değil, karıncayı bile gözeten Hak-Hukuk devleti olabilmektir.

Her bir bireyine insanca yaşam imkanı sunabilmektir.

Eğitim, sağlık, güvenlik ve sosyal güvenceyi bu toprakların en ücra köşesine eşit olarak götürebilmektir.

Montaj sanayiini artık icat, keşif, buluş sanayiine dönüştürebilmektir.

Sürekli devletin önünü açan değil, bireylerin önünü açan, bu topraklardaki her değeri çarpan etkisiyle yükselten bir yönetim zihniyeti oluşturabilmektir.

Bu toplumun her ferdi bu topraklara bir borç olarak canını feda etmek yerine, yaptığı işi en iyi şekilde hakkını vererek yapma bilincine erişmelidir.

Gelelim başlıktaki konumuza…

Barajı geçse de geçemese de Kürt siyaseti legalize olmuştur. Bu topraklarda, bu ülkede ama mecliste ama dışarıda netice itibariyle sözünü söylemeye devam edecektir. Zaten ancak bu legalizasyon yol verir yüksek medeniyetin hızlı trenine…

Yoksa birileri bizi birbirimize kırdıra kırdıra, bindirirler meçhule giden Şark Ekspresine…

İlginizi çekebilir

Mikroplastik nedir?

Mikroplastik nedir?

selyus