Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 26 Ocak 2024

‘Murat Kurum yapar’ın hakkını veren projeler

Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Köşe Yazarı Mustafa Kartoğlu, Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum’un projelerini köşesinde değerlendirdi.

‘MURAT KURUM YAPAR’IN HAKKINI VEREN PROJELER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Murat Kurum’u aday gösterirken, mevcut CHP yönetiminin beceriksizliğini eleştirmiş ve seçim sloganı gibi bir başlık vermişti: “Murat Kurum yapar!”

Kurum’un “Türkiye Yüzyılı İstanbul Vizyonu” toplantısında açıkladığı projeleri dinlerken Erdoğan’ın bu sözünü hatırladım.

Tespit edilen ihtiyaçlar doğru belirlenmiş, bunları giderecek projeler ikna edici ve uygulama takvimi güven veriyor.

‘Vaatler güzel ama yapabilecek mi’ sorusunu sordurmadı…

***

Projeleri ben 5 başlıkta sınıflandırdım:

– Ulaşım

– Çevre ve su

– Kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık

– Sosyal destekler ve projeler

– Kültür, sanat ve yer üstü belediyeciliği

***

Silivri’den Tuzla’ya, yani doğudan batıya ve Marmara’dan Karadeniz’e yani güneyden kuzeye ulaşım hatları tek tek çalışılmış.Yapılacaklar listesinde ilk sırada D-100 karayolunu elden geçirmek var:

– Mahmutbey ve Ataköy kavşakları yeniden düzenlenecek.

– Tuzla, Pendik, Kartal, Maltepe, Ataşehir ilçelerine erişimi kolaylaştıracak 20 ayrı katlı kavşak ve 151 kavşak yapılacak.

– Göztepe-Çayırova güzergâhında 30 kilometrelik yan yol yapılacak.

***

Karayolu hattında ikinci önemli öncelik ‘tüneller’e verilecek.

İstanbul’un karayolu tünel ağı, Avrupa yakasında 88,2, Anadolu yakasında 34 kilometrelik tünellerle uzatılacak.

Başakşehir sınırından başlayan Sultangazi, Kağıthane, Dolmabahçe tünelleri, CHP’li İBB yönetiminin durdurduğu Levazım tüneli ile Çayırbaşı-Ayazağa hattına bağlanacak ve Sarıyer-Kilyos tüneliyle Karadeniz’e ulaşacak.

Ayrıca Büyükçekmece-Bayrampaşa-Kağıthane arasında yapılacak 50,9 kilometrelik yeni bir tünel de, bu sisteme bağlanacak.

Böylece, Büyükçekmece’den şehir merkezine, boğaz kıyısına, Anadolu yakasına, Sarıyer’e, Kuzey Marmara otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne ‘tüneller zinciri’nden ulaşım sağlanacak.

Sarıyer-Kilyos tünel sistemi ve 23,8 kilometrelik Harem-Çengelköy-Kavacık tüneli Boğaz’ın iki yakasında sahil yollarını açacak, Boğaz kıyıları halk için daha ulaşılabilir olacak.

***

Mevcut 328 kilometre metro hattı 5 yılda 650, 10 yılda 1004 kilometreye ulaşacak.

Beylikdüzü’nden metroya binen İstanbullu, Avcılar, Sefaköy, İncirli, Yenikapı üzerinden Boğaz’ın altına inecek ve Anadolu yakasında Kadıköy Söğütlüçeşme, Sultanbeyli, Kurtköy ve Sabiha Gökçen Havalimanı’na ulaşabilecek.

Metrobüs hattı Silivri’ye kadar uzatılacak. İBB toplu taşıma filosuna her yıl 100 metrobüs ve 250 otobüs katılacak.

***

Deniz ulaşımında yeni hatlar açılacak.

Beylikdüzü’nden Avcılar, Bakırköy, Yenikapı, Eminönü, Kabataş ve Beşiktaş’a; Anadolu yakasında da Maltepe Sahili’ne kadar deniz erişimi kolaylaştırılacak.

3 yeni arabalı vapur hattı İstinye-Yenikapı, Çubuklu-Yenikapı, Çengelköy-Yenikapı arasında şehir içi trafiğini rahatlatacak.

***

İstanbul trafiğini olumsuz etkileyen Esenler ve Harem otogarları taşınacak; iki yakada 6 yeni lojistik merkezi ile toplamda 1 milyon ağır vasıta trafiği şehirden çıkmış olacak.

***

‘Duran araç sorunu’ da düşünülmüş.

Sokaklar otopark olmaktan çıkacak, ‘üstü park-altı otopark’ şeklinde ve insanların aracını bırakarak toplu ulaşıma geçebileceği 250 bin araçlık otoparklar yapılacak.

İSPARK ücretleri yüzde 25 düşürülecek, ilk yarım saat ücretsiz olacak ve evinin önünde park eden vatandaştan para alınmayacak.

***

‘Taksi sorunu’na çok yönlü çözüm planlanmış:

Merkezi Taksi Sistemi ile tüm taksi sistemleri bir çatıya alınacak.

Belli noktalarda yolcu bekleme adı altında trafiği kilitleyen taksi yoğunluğu yaşanmayacak.

Gerekirse yeni taksi plakası ihale edilecek.

Taksiciler eğitim, denetim, ödül, ceza ve geri bildirim uygulamalarıyla disipline edilecek.

***

Ayrıca bisiklet ve iki tekerlekli elektrikli araç kullanımı ile ‘paylaşımlı kullanım’ da teşvik edilecek, bisiklet yolları ve park alanları artırılacak.

***

Böylece; şehir içi toplu ulaşımda karayolunun ağırlığı yüzde 72’lerden yüzde 60’a düşerken;

Raylı sistemlerin payı yüzde 26’lardan yüzde 37’ye;

Denizyolunun payı yüzde 2’den yüzde 3’e çıkacak.

Ortalama yolculuk süresi de 64 dakikadan 39 dakikaya düşecek.

***

Kurum, “İstanbul’da 7,5 milyon bağımsız birimin 1,5 milyonu risk altında; 600 bin konut acilen dönüştürülmeli” diyerek bu alandaki projelerini de şöyle sıraladı:

5 yılda 39 ilçede; yatay mimari eksenli, komşuluk ilişkilerini odağına alan, nüfusu tek bir kişi bile artırmayacak şekilde 650 bin konut yapılacak.

Bunun 300 binini KİPTAŞ yapacak ve ilk başvurular 15 Nisan’da kabul edilecek.

Dönüşüm için 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi ve 100 bin lira taşınma yardımı verilecek ve inşaatlar 18 ayda tamamlanacak.

250 bin konut da, vatandaş ve özel sektör eliyle dönüştürülecek, bunun için özel bir imar düzenlemesi yapılacak.

100 bin konut da, kentsel dönüşüme girecek konutlarda oturanlar için ‘düşük kira’ karşılığında kiralanmak üzere yapılacak; satılmayacak.

39 ilçede ‘Kentsel Dönüşüm Ofisi’ kurulacak vatandaşlara bilgi verilecek, yol gösterilecek.

Murat Kurum bu konuda, “sellerde, yangınlarda, depremlerde 46 bin konutu nasıl bitirdiysek; son büyük depremde 3 ayda 180 bin konutun inşasını nasıl başlattıysak öyle yapacağız” diyerek garanti verdi.

***

Bugünü ‘trafik’ ve ‘kentsel dönüşüm’ konusuna ayırdım.

Sosyal yardımlar, öğrenciye, yaşlıya, bakıma muhtaç olana, düşük gelirliye verilecek destekler de ince işçilikle çalışılmış ve rakamlar güncel ihtiyaçlara göre belirlenmiş.

Çevre ve kültür sanat alanında da özgün projeleri var Murat Kurum’un.

Bütün bunların ayrıntılarına önümüzdeki günlerde değineceğim.

ÇİLESİZ, KİBİRSİZ, MAZERETSİZ İSTANBUL

Murat Kurum’un konuşmasında ‘sizli bölümler’ hoşuma gitti:

Çilesiz, dertsiz bir sosyal yaşam… Kibirsiz, mazeretsiz bir yönetim…

Kesintisiz ulaşım çözümleri…

Yeniden eşsiz ve benzersiz bir İstanbul…

Uğraştıran değil ulaştıran bir İstanbul…

ERDOĞAN DÖNEMİ VE CUMHUR İTTİFAKI VURGUSU

Murat Kurum, sözlerine başlarken iki noktayı özellikle vurguladı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İBB Başkanı seçildiği 1994’e atıfta bulunarak, “İstanbul’un 1994’te başlayan parlak ilerleyişi, maalesef 2019’da talihsiz bir fetret dönemine girdi. Hareket noktamız; Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; İstanbulluların sonuna kadar hak ettiği eser belediyeciliğidir, gerçek belediyeciliktir, AK Parti Belediyeciliğidir” dedi.

Ardından da, “Biz, milletimizin meydanlarda kurduğu Cumhur İttifakıyız” ifadesini kullandı.

MUHALEFETLE ZAMAN KAYBETMEDİ

İstanbul 5 yıldır yönetilmiyor. Belediye başkanı, 5 yıldır İstanbul’u ‘kullanarak’ siyaseti yönetmeye çabalıyor. Belediyecilikle değil ‘siyasi tartışmalarla’ gündemde kalmayı, muhatap alınmayı arzu ediyor.

Murat Kurum bu ‘boş laf’ sahasına çok fazla girmemeyi tercih etti. Temel atmama töreni yapılan arıtma tesislerini, iptal edilen Dolmabahçe-Levazım tünelini, toprak doldurulan metro tünelini, yapılmayan metro hatlarını, yürümeyen merdivenleri, vatandaşa ittirilen otobüsleri, yolda kalan metrobüsleri ‘İstanbulluların vicdanına’ emanet etti.

“Bu şehri yönetmek, aklınla, kalbinle, tüm benliğinle İstanbul’un ruhuna teslim olmaktan geçer. Yarı zamanlı belediyecilik anlayışıyla olmaz…” demekle yetindi.

Ve “Biz kendi çözümlerimize, yapacaklarımıza odaklanıyoruz. Biz, İstanbul’a adanmış kadrolarız” dedi.

İSTANBULLUNUN DAMARINA BASAN TESPİTLER

İstanbullu yılda 288 saatini trafikte kaybediyor; yani ömrünün 3,5 yılını!

2019’da yüzde 47 olan trafik yoğunluğu yüzde 64’e yükselmiş; zirve saatlerde yüzde 90’ları aşıyor.

2019’daki ortalama trafik hızı saatte 60 kilometreydi, bugün 42 kilometreye düştü.

Sadece ömrümüzü değil, enerjimizi de kaybediyoruz. Kaybettiğimiz vakti artık kendimize, ailemize, sevdiklerimize, işimize ayıralım.

TAM BİR MÜHENDİSLİK ÇALIŞMASI

Murat Kurum, İstanbul’un 39 ilçesinde mahalle mahalle ‘siyasi durum, algı, ihtiyaç ve memnuniyet tespiti’ yaptı.

Belirlenen konulara kendi tespitlerini ve projelerini de ekleyerek bir ‘proje ve icraat listesi’ çıkardı.

Bu liste ‘acil, öncelikli, ilk 5 yıl ve ikinci 5 yıl’ şeklinde sıralanan bir ‘uygulama takvimi’ne bağlandı.

Tam bir mühendislik çalışması…

Ama ‘siyasi mühendislik’ değil! Kişisel kariyeri için siyasi mühendisliğe girişerek İstanbul’a 5 yıl kaybettirenlerle en büyük farkı da bu… (Mustafa Kartoğlu)

selyus