Gelişim Uzmanı Gülayşe Durak, ”Kişisel gelişim noktasında insan potansiyeli ile doğar ve gelişir; bize düşense gelişim sürecinde kendimize neler katabildiğimizdir. Aile içi iletişimdeki amacımız halkayı içeriden dışarıya doğru genişletmek, önce birey ve ailelerden başlamak istedik.”
Gönülder Vakfı, kadınlara yönelik önemli bir programa daha ev sahipliği yaptı. Vakıfta, Kişisel Gelişim Uzmanı Gülayşe Durak, ‘Aile içi iletişimde kadının yeri ve rolü’ adlı seminerde aile ve sorunları üzerine bir konuşma yaptı.
Seminerde kadınlarla bulup onları aile ve sorunları konularında bilgilendirmeye çalığını ifade eden Gelişim Uzmanı Gülayşe Durak, ”Kişisel gelişim noktasında insan potansiyeli ile doğar ve gelişir; bize düşense gelişim sürecinde kendimize neler katabildiğimizdir. Aile içi iletişimdeki amacımız halkayı içeriden dışarıya doğru genişletmek, önce birey ve ailelerden başlamak istedik.
Anne-baba- diyalogları ile anne-baba-çocuk diyaloglarının iyi anlaşılması sağlandığında, birbirine karışmadan ve rol çalmadan anne-baba-çocuk adına sağlıklı bir aile ilişkisinden bahsedilebiliriz.
Benim daha çok vurgu yapmak istediğim konuların en başında, çocuk yetiştirirken yaptığımız’ ufak tefek hatalar’ diye adlandırdığımız sorunların zamanla büyük sorunlara haline gelmesidir. Bugün kadına(canlılara) şiddet uygulanıyorsa suçlu sadece şiddeti uygulayan değildir(bana göre) ,bu seviyeye gelinmesinde biz kadınların da payının olduğunu düşünüyorum. Kızlarımızı hayata hazırlarken hayatın müşterek olduğunu öğretiyor aynı zamanda uygulatıyoruz da söz konusu erkek evlatlar olduğunda hayatın müşterekliğini ve kadının bir birey olduğunu öğretme noktasında yetersiz kaldığımızı kendimize itiraf etmemiz gereken bir gerçek gibi görünüyor. Çocuklarımızı yetiştirirken, kendimiz için hayırlı bir evlat, toplumsal huzur adına da sağlıklı bireyler yetiştirmeye özen gösterdiğimiz de; kadına ve canlılara şiddetin önüne geçebileceğimize inanıyorum. Bununla beraber uzun uzun konuşulması ve üzerinde ciddi manada durulması gereken konulardır. Kişisel gelişim alanında toplumumuzdaki bilinç düzeyini, farkındalığını, gelişen ve büyüyen toplumla beraber artırmamız gerektiğini, yaşantımızın bir parçası haline gelmesinin kaçınılmaz bir gerçek olduğunu düşünüyorum.” dedi.