
Ana Sayfa
KÖŞE YAZILARI
19.10.2017
GERÇEĞİ NASIL ÖĞRENİRİM!
Dünyada ve Türkiye’de gerçekte neler oluyor bize nasıl gösteriliyor? Gördüğümüz şeyler gerçek mi ?
Gerçekler halkın tepkisini önlemek için gizleniyor mu ?
Ülkeyi ve halkı idare edebilmek için sadece bilmeleri gereken kadar mı anlatılıyor ?
Bu soruları çoğaltmak mümkün. Ama cevap vermek zor.
Günümüz dünyasında ve ülkemizde neler olduğunu anlamak istiyorsak yapmamız gereken öncelikle televizyon izlememek. Televizyonda izlediğimiz, duyduğumuz şeyler bizim duymamızı istedikleri şeylerdir, bilmemizi istedikleri değil. Toplumu yönlendirmenin, istenilen kıvama getirmenin aracıdır tv ve medya. Bu yüzden tv izlediğimiz sürece medyayı takip ettiğimiz sürece gerçeği görme ihtimalimizde ortadan kalkmaktadır.
Bazı sosyologlara göre, tv, radyo, sinema, magazin, reklam gibi araçlar ile tüketim toplumunun işine yarayan, halka bir şeyler bildiği havasını veren yayınlar ile bir yığın kültürü oluşturularak toplum istenilen yöne doğru sürüklenmektedir. Çok şey bildiğini zanneden aslında bir şey bilmeyen ama bildiğini zannettiği için mutlu olan bir yığın.
Böyle bir kitleyi yönetmek de çok kolaydır. Sorun çıkarmaz kolay kolay.
Peki gerçeği nasıl öğreneceğiz. Öncelikle okumamız gerekiyor. Her yönden, her fikirden okumak. Sadece benim gibi düşünen değil, sadece benim gibi inanan değil, karşı düşünce ve inançtan da okumak. İki taraflı okuyarak işe başlayabiliriz. Kitap, makale, dergi, süreli ve süresiz yayınlar.
Sonrada düşünmemiz gerekiyor, analiz yapmak, okuduklarını değerlendirmek, düşünmek, kıyas yapmak, hatta okuyan diğer kişilerle beyin fırtınası yapmak, mukayese etmek ama tartışmadan.
Okumak ve düşünmek zor eylemlerdir. Çok cazip gelmeyen, sanki zoraki yapılan eylemler. Bu yüzden insanı yaratan da insanı bildiği için gönderdiği kitapta insandan istediği ilk şey “oku” olmuştur. Hatta ilim tahsil etmek herkese farzdır demiş. “Ne kadar az düşünüyorsunuz” “hiç akıl etmiyormusunuz” demiş. Demiş ama O’nun insanları O’nu bile çok fazla dinlememiş maalesef. Yapanlar var tabiki ama çok az maalesef.
Okumak ve düşünmek tehlikelidir aynı zamanda. Sistemin dışına çıktığın için yığın olmak istemediğin için sistem sana düşman olur. Seni yığının içinde tutmak isteyecektir bu yüzden tehlikede olabilirsin. Dikkatli olmak lazım :))
“ biraz düşün diyeceğim ama seni zor durumda bırakmaktan korkuyorum “
“ suskunluğum asaletimdendir her lafa verecek bir cevabım var ama önce lafa bakarım lafmı, söyleyene bakarım adam mı diye “
“ cahillerle yaptığım bütün tartışmaları kaybettim” …..
Gibi örnekleride unutmadan okuyalım ve düşünelim gerçekleri görmek istiyorsak….
Benzer Yazılar
-
Reis İstanbul İl Başkanlığı için kimi işaret edecek?
-
8. SULTANBEYLİ KİTAP FUARI ÇADIRINA SIĞMADI
-
AK PARTİ GENEL MERKEZİNE MESAJIM VAR!
-
İstanbul teşkilatları Tevfik başkanla ayağa kalkar
-
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul diye bir derdi yok: iste ispatı!
-
AK Parti kongrelerde kuracağı kadrolarla 2002 ruhunu yakalayabilecek mi?
-
Kongreleri yeni il başkanı yapmalı
-
Anketlere inanmasak da AK Parti’de ciddi değişim şart
-
Reis tehlikeyi 6 yıl önce görmüş ve partisini uyarmış
-
Aman ha, Özgür Özel’e çok dikkat edin!
-
Sokağın beklentisi!
-
Seçimin faturasını sadece ilçe başkanlarına kesmek doğru değil!