AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İki tane bileziği elime tutuşturarak bunları annem gönderdi diyen 7-8 yaşlarındaki çocuğun ne o gözleri ne de o gözlerin küçük sahibinin verdiği mesajı bir an olsun aklımdan çıkarmadım”
Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi Salonu’nda düzenlenen AK Parti Cumhurbaşkanı Aday Tanıtım Toplantısı’nda partinin Cumhurbaşkanı adayının Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu açıklandı. İsmi açıklandıktan sonra kürsüye gelip uzun bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu ile seçim çalışmalarında yaşadığı bir konuyu aktardığında salondan hüngür hüngür ağlama sesleri geliyordu.
Başbakan Erdoğan, 1994 yılında İstanbul’da yerel seçimler için gece gündüz koştururken İstanbul’un her semtine, her sokağına ulaşmaya çalışırken, manşetlerin şevklerini kırmasına müsaade etmediklerini, tehdit telefonlarına aldırmadıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Birileri, günler öncesinde zaferlerini ilan ederken, biz Allah’ın takdirine inanıyor, milletin takdirinin farklı olduğunu hissediyor, hiç hız kesmeden koşturuyorduk. İstanbul’un yoksul mahallelerinden birindeydik, kalabalığın içinden 7-8 yaşlarında bir kız çocuğu, yanıma geldi. Elinde bir şey vardı, elini uzattı, elini tuttum, “bunları annem gönderdi” dedi. “Annem, seçildikten sonra sakın bizi unutmasın” dedi. İki tane bileziği elime tutuşturdu. Daha ne olduğunu anlayamadan kendisi de o ince bileğindeki oyuncak bileziğini çıkardı, onu da elime tutuşturdu. Ben daha bir şey söyleyemedim, bayağı uzak kalabalığın içinde kaybolup gitti. O bilezikler İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında hep karşımda oldu. Ben asıl o gözleri unutamadım. Aradan 20 yıl geçti, 7-8 yaşlarındaki o çocuğun gözlerindeki parıltıyı, heyecanı unutamadım. Pınarhisar Cezaevinde yatarken karşımda hep o çocuğun bakışları vardı ve o elime tutuşturduğu, annesinin gönderdiği iki bilezikle, bileğinden çıkardığı oyuncak bilezik… AK Parti’yi kurarken gözümün önünde o çocuğun gözleri vardı. Ankara’da Başbakanlık görevini yüklenirken karşımda hep o masum gözler vardı, attığım her imzada o gözler, karşımdaydı. Gece yorgun başımı yastığa koyarken, sabah uyanınca o masum çocuğun gözlerindeki heyecan, o umut, parıltı, o beklenti hep karşımdaydı. Ne o gözleri ne de o gözlerin küçük sahibinin verdiği mesajı bir an olsun aklımdan çıkarmadım. Annesi, “seçildikten sonra bizi unutmasın” demişti ya… Allahıma hamd olsun, o büyük emaneti, büyük mesajı hiçbir zaman unutmadık, unutmadım.”