Sevilay Koç Dursun

Vakt-i Kelam

Devamını Okumayacaksan Hiç Başlama!..

Yazıya başlayacağım evet, evet de, neresinden başlarsam başlayayım yine uzun olacak…

Bir buçuk saatlik yalan talan entrikalarla dolu dizileri hiç sıkılmadan izleyip, uzun yazma vaktimiz mi var, diyenleri büyük bir nezaketle dikkate alarak kısa keseceğim!..

Günlerdir Türkiye, Diyarbakır HDP binası önünde gözü yaşlı anaları konuşuyor.

Kimi duyarlı, kimi duyar kasıyor. Kimileri ise duyarsızlıktan adeta taş kesiliyor…

Ülke olarak topyekün siyaset yapıyoruz. Sanatçısı sanatını unuttu, fikri olmayanların zikrinin ayıpları ayyuka çıktı. Dilsiz ağaçların dili olmak gibi uhrevi bir işe soyunurken, PKK’nın yaktığı ağaca suspus olunca asıl niyet ortaya çıktı, Dili gam, gözü yaş, yüreği ateş analara neden sağır olduklarının akla izahı da daha kolay oldu.

İnsanlar ayağının dibinde tıslayan yılanı görmez olup ahkâm ustası oldu.

Ben de soruyorum, yav yok mu bunun ortası?..

Haklıya haklı, haksıza dur, suçluya hür, suçsuza vur, mağdura umursuz, sebebine suskun, edebine minnetsiz, sesine suküt, ümide umutsuz,  hay Allah cümlenin de kafası karıştı…

Herkesin kafası karışık…

Neyse siz okurken kelimeleri doğru yerine yerleştirirsiniz…

Bir acı Kürt’ten, bir acı Türk’ten, biraz soldan, fazlasıyla sağdan, bırakın anaların hasret yanığı gözyaşlarını, mutant ideolojinin dahi anası ağlak…

Son gündemin tarifi ortaya karışık…

Göze, kalbe, vicdana, akla, açık seçik, şeksiz şüphesiz “bu insanlar mağdur” diye bağıran, olaylara karşı üç maymunu oynayanların, akıllarını vicdanlarına getirmek için ne zaman tek tokat olacağız?..

Cevabı da, daveti de, soruda gizli. İş çığırından çıktı, artık tek tokat olmanın vakt-i saatidir.

İki anayı yanyana koyup bakasım var. Bir ananın oğlu şerefsizce cesed-i belâ olurken, diğer ananın oğlu ise onuru gururu, şerefi, anasına taç edip şehadet şerbetinin lezzetiyle Rab’be yürüyor…

Soruyorum!..

Hangi ananın yüreği daha az acıyor?..

Hangisi hasret ateşinde daha az kavruluyor?..

Anaları karşı karşıya getiren bu ideolojinin bataklığını kurutmak için, Nene Hatunların, Şerife bacıların ayağa kalkması elzemdir.

Günlerdir kanal kanal gezip acı yarıştıranlar, saman altından su yürütmeyi bırak, saman balyalarını suya serenlerin kurnazlıklarına karşı seni görüyorum diye haykırasım var…

İpe un serip aş bekletenleri aç bırakıp, nimetin tadını unutturasım var…

Herkesin baktığı perdeyi yırtıp, hakikat hırkasını millete tek tek giydiresim var…

Var da var…

Ne uzatayım , buda kıssadan hisse olsun okunaklı, biraz da dokunaklı olsun, burada kesiyorum!..

Devamı halinde, bildiği üç kelimeyle saatlerce konuşabilen, karnı geniş, azı bol, aklı seyirliklere karnaval niteliğinde!..

O sebepten şimdilik sustum!..

Kalın sağlıcakla.

Sevilay Dursun

selyus