“Son Dakika haberine göre, Boğaz’da infilak eden bir LNG yüklü tanker yüzünden sayısız can ve milyarlarca dolar maddi zarar oluşmuştur…”
Evet yukarıda okuduğunuz haber sadece bir kurgu lakin İstanbul bu senaryolara her an gebe durumundadır.
2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre, İstanbul boğazındaki 255.000 M² ‘lik yapı stoğunun toplam değeri 610 milyar lira olarak açıklanmıştı. 2022 yılı bedelini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Peki bu rakamlara ek olarak Unesco Dünya Mirasları listesinde yer alan İstanbul Boğazı’nın tarihi değerini de eklersek hangi sigorta firması tarafından hangi bedele İstanbul Boğazı’nı sigortalatabiliriz?
Yılda ortalama (Gemi Kazası, Tüzük İhlali, Arıza vb.) toplam 412 vakanın oluştuğu Boğaz, Ters dip akıntıları, kuvvetli yüzey akıntıları ve keskin dönüşler bakımından gemi geçişleri için uygun bir su yolu değildir. Kanal İstanbul ise tamamen gemi navigasyon sistemlerine uygun olarak tasarlanmış ve birçok çalışma disiplinini ilgilendiren kıyı ve nehir çalışma alanlarında, akıntı, dalga, sediment taşınımı, su kalitesi, morfolojik değişimler ve ekolojik konularında kullanılabilen yazılımlar ile simule edilmiştir.
LOJİSTİK VE DÜNYA
2011 Avrupa Beyaz Kitap’ta yer alan bilgilere göre;
– Verimli ve yeşil taşıma koridorları sayesinde, 300 kilometrenin üstündeki karayolu taşımacılığının 2030 itibariyle yüzde 30’unu, 2050 yılı itibariyle de yüzde 50’sini demiryolu veya denizyoluna kaydırmak. Bu hedefe ulaşmak için uygun altyapıyı geliştirmek.
– 2050 yılına kadar Avrupa yüksek hızlı demiryolu ağını tamamlamak.
– 2050 yılında orta mesafeli yolcu taşımacılığının çoğunluğunu demiryolu ile sağlamak.
– 2050 yılı itibarıyla havalimanları, demiryolları, iç suyolları ve denizyollarını birbirine bağlamak.
Gibi bilgiler paylaşılmıştır. Artan gemi yükleri, büyüyen gemi boyutları ve artan şehir içi yolcu sayıları verilerini kontrol ettiğimizde boğaz, 2026 yılında durma, 2030 yılında ise tamamen kitlenme noktasına gelecektir.
Bu bilgilere ek olarak Dünya ticaret hacminin %90’ının su yolları üzerinden yapılması ve Tuna Nehri’nin genişletilmesiyle Hollanda – Köstence hattını tamamlayan Rain – Main – Tuna hattı, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin liman yatırımlarını arttırması Boğaz üzerindeki yük ve gemi sayısının artmasında en büyük etken olacaktır. Ayrıca Baltık Denizi’ni K. Deniz’e bağlayan Viking Koridoru ve Don- Volga kanal genişletme faaliyetleri sonucunda, Karadeniz; dünyanın en yoğun ticaret gölü haline gelecektir.
Kanal İstanbul Projesi bittiğinde günde ortalama 100-120 arasında geminin geçiş yapacağı varsayılmaktadır. Dünyadaki diğer yapay kanallar ile kıyas yapıldığında; Panama Kanalı’ndan günde 40 gemi, Süveyş Kanalı’ndan ise 54 gemi geçiş yapmaktadır.
DEPREM
İstanbul genelinde deprem riski taşıyan konut sayısı 300.000 yani 1 milyon insanın yaşam alanına ihtiyacı var. Kanal İstanbul sayesinde köhneleşmiş ve deprem anında risk taşıyan Yapı sakinlerinin transferi sağlanacaktır. Bu sebeple deprem dolayısıyla oluşacak hasar en aza indirgenmiş olacaktır. İnsan yapımı bir yapının Depremi tetiklemesi için tektonik katmanlara kadar kazılması gerekmektedir. Bu mesafe 9-11 Km arasındadır. 21.75 metre derinliğinde bir yapının depremi tetiklemesi mümkün değildir.
Yüzde 52’si yeşil alanlara yürüyüş ve bisiklet yollarına, millet bahçelerine, ekolojik koridorlara ayrılan proje, Cumhuriyet tarihinin en büyük şehircilik projesi ve dünyanın en çevreci dönüşüm projelerinden biri olacaktır.
RANT
Proje alanında toplam 41 bin 586 parsel vardır. 294 milyon 263 bin 748 metrekarelik proje alanı içerisinde (TAKBİS) kayıtlarına göre aktif olarak kayıtlı bulunan gerçek kişi ve yabancı sermayeli şirketlere ilişkin toplam 1 milyon 15 bin 772 yani yüzde “0,35” metrekarelik ana taşınmaz alanı mevcuttur. Proje alanının %60 kamu arazisi ve Güzergahın %78’i mevcutta var olan su yollarında oluşmaktadır.
Uydukent’in ağırlıklı olarak sahil bandında kurulacak olması kent estetiği açısından önceden kurgulanabilecek en güzel makroform alternatiflerini veya konseptlerini içinde barındırabilecektir. 4 mevsim boyunca flora ve fauna ile ilgili 18 uzman ile çalışılan projenin hayata geçmesi ile İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiği azalacak. Böylece İstanbul Boğazı kültürel ve sportif faaliyetler için kullanılmaya başlanacak.
TATLI SU
3 Günlük gemi geçişi ile 30 derslikli okul, 1 Haftalık gemi geçişi ile 100 yataklı hastane, 2 Aylık gemi geçişi ile 2 milyon yolcu kapasiteli 1 havalimanı yapılabilecek projeyle birlikte 92 milyon m² ‘lik yeşil alan kazandırılacaktır. Tüm alternatif güzergahlar içerisinde maliyet, mesafe ve su kaynakları bakımından en uygun olan alternatif seçilmiştir. Proje yüzünden oluşacak su kaybının %2,5 olduğu ve proje ile birlikte melen projesine alternatif olarak 3 yeni barajla birlikte bu kaybın 34 katı içme suyu İstanbul’a kazandırılacaktır. Ayrıca aksi tüm senaryolar için tatlı su kaynaklarının yakınında bulunan bölgeler için özel sızdırmaz malzeme ile kaplama yapılacaktır.
SONUÇ
Tüm veriler ve bilgiler değerlendirildiğinde Proje’nin bir İstanbul Projesi değil de İstanbul sınırları içerisinde yer alan bir devlet projesi olduğunu unutmamak lazım. BM Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi, Bükreş Sözleşmesi, Boğazlar Kanunu ve Montrö Sözleşmeleri konusunda “Hukuki Altyapı Değerlendirme Raporu” hazırlanmış ve proje konusunda tüm çalışmalar detaylı olarak hazırlanmıştır. Projenin tüm aşamalarında konularında uzman kurum ve kişilerin görüş ve önerilerine başvururmuştur. Kanal İstanbul sadece bir su yolu değil limanlar, AR-GE merkezleri, yenilenebilir enerji tesisleri, atık su merkezleri, hava limanı, demir yolları ve lojistik merkezleriyle birlikte bir Lojistik ve yaşam merkezi olacaktır. Bu yazıda proje ile ilgili verileri ve bilgileri net bir şekilde anlatmaya çalıştım. Şunu sakın unutmayın! Kanal İstanbul bir devlet projesidir ve muhatabı sadece devlet başkanlarıdır. Murat Ballıkaya