144 yıldır özenle korunan kışın ortasında pembe, sarı ve yeşilin birbiriyle ahenkle dans ettiği Sultan II. Abdülhamid’in şehzadelik yıllarını geçirdiği Maslak Kasırları’ndaki limonluk manzarasıyla görenleri masalsı bir yolculuğa çıkarıyor.
Sultan II. Abdülhamid’in şehzadelik yıllarını geçirdiği İstanbul’daki Maslak Kasırları, sadece mimari ve tarihî niteliğiyle değil botanik çeşitliliğiyle de meraklıların ilgisini çekiyor. Kasırların bahçesinde yer alan ve Sultan Hamid’in botanik merakını gösteren en önemli unsur, büyük bir sera olan Limonluk ziyaretçilerine görsel şölen sunuyor.
Kışın ortasında Türkiye’nin en yaşlı ve en orijinal kamelyalarının sadece bu serada bulunuyor. Sultan II. Abdülhamid’in Uzak Doğu ve Avrupa’dan getirttiği kamelyalar, etrafındaki bitki örtüsüyle birlikte kartpostallık manzaralar oluşturuyor. Her biri farklı renkte çiçek açan, farklı buketlere dönen, kırmızı, pembe ve yeşillerin birbirine karıştığı sera, sadece Türkiye’de değil yakın coğrafyada da benzeri olmayan bir örnek. Sultan II. Abdulhamid’in seranın yapılmasında her ayrıntıyı dikkate aldığı ve farklı ağaç türlerinin aynı ortamda yetişmesi için böyle bir sera oluşturduğu biliniyor. Havadan çekilen görüntülerde ise kasrın ve Limonluğun tüm güzelliği gözler önüne seriliyor.
“BURADA OLMAK BANA İYİ HİSSETTİRDİ”
Sosyal Medya’da paylaşılan fotoğrafları görüp Limonluğa geldiğini ifade eden Özlem Üzlü, “Tarihini buraya gelince öğrendim. Burada olmak bana iyi hissettirdi. Sultan II. Abdülhamid’in yaşadığı yeri görmek ve böyle korunduğuna şahitlik etmek bana güzel hissettirdi. Okuduğum bölüm gereği bitkiler ile iç içe oluyorum, burada bulunmak çok güzel bir duygu” diye konuştu.
“BÖYLE BİR YERDE BULUNMAK İNSANI FERAHLATIYOR”
Daha önce Kasra hiç gelmediğini belirten Mahsun Ceylandağ, “Arkadaşımın tavsiyesi ile geldim, benim için çok farklı ve güzel bir tecrübe oldu. Buranın çok farklı bir atmosferi var. İçeri geldiğimiz zaman farklı topraklardan ülkemize gelen bitkileri görebiliyoruz. İstanbul gibi bir şehir de böyle bir yerde bulunmak insanı ferahlatıyor. Huzurlu bir yer bulabilmek için hafta sonu gelinebilecek bir yer” dedi.
Osmanlı arşiv belgelerine göre serada bulunan her ağacın Türkiye’ye getiriliş öyküsü başka. 1876 yılında tamamlanan ve ‘limonluk’ diye adlandırılan sera, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan ender bitkilere ev sahipliği yapıyor. Kamelyalar bu bitkilerin başlıcaları. Çaygiller familyasından olan kamelyaların fitokimyasal (bitkilerde bulunan iyileştirici bileşenler) özelliği olduğu biliniyor. Seradaki ağaçların da görsel niteliklerinin yanı sıra iyileştirici yönleri itibariyle Maslak Kasırları’na getirildiği düşünülüyor. Serada ayrıca Grolto ve Cycos gibi endemik ağaç örnekleri de yer alıyor. Alternatif tıp alanında büyük önem taşıdığı bilinen bu bitkiler ve sera, yurtiçi ve yurtdışındaki birçok bilim adamının, araştırma ve tezine de konu olmuş durumda
144 yıldır Maslak Kasırları’nın bahçesinde varlığını devam ettiren Limonluk’ta Limon ağaçları, Kamelyalar, Ejder Kanı, Dev filkulağı, Latanya Hurması, Ormangülü, Devetabanı çiçekleri bulunuyor. Milli Saraylar İdaresi, bakımı, muhafazası ve geliştirmesi uzmanlık isteyen Maslak Kasırları’nın kış bahçesini korumaya ve tanıtmaya devam ediyor.