Öğrenci Olayları
Hak aramak veya beğenilmeyen durumlar karşısında toplumların gösterdiği tepkilerden biri de protesto amaçlı mitingler, gösteriler ve yürüyüşlerdir. Tarihte bunların yüzlerce hatta binlerce örneğini bulabiliriz. Hem Türk ve İslam tarihinde hem de Batı tarihinde buna örnek verebileceğimiz çok sayıda isyan hareketi vardır.
Öğrenci olayları bu protestolar içinde farklı bir yere sahiptir. Çünkü öğrenci olayları genellikle iktidar değişikliğine giden yolu açmıştır.
Gençlik iç ve dış güçler tarafından kullanıldı. Çünkü sokağa hakim olamayan iktidara hakim olamaz.
Geçmişten örnekler vererek bunu açalım.
1876 darbesinin sivil kanadı Mithat Paşa, askeri kanadı Hüseyin Avni Paşa’dır. Darbe ortamı oluşsun diye medrese talebeleri kullanıldı. Öğrencilere para ve silah dağıtıldı. Paranın kaynağı şehzade 5. Murat idi. 29 Mayıs 1876’da yapılan darbe ile Abdülaziz tahttan indirilerek 5.Murat tahta çıkarıldı.
Menderes yani Demokrat Parti iktidarına karşı öğrenci isyanları başlamıştı ve bu darbeye giden sürecin başlangıcı oldu.
DP iktidarı yani Adnan Menderes öğrencinin karşısına devleti çıkardı. İsyanları önlemeye çalıştı ama bu iktidara öfkeyi körükledi. Darbeye engel olmadı.
Demirel aynı şekilde davranmadı. Geçmişten ibret almıştı. Gençlerin karşısına karşıt grup gençleri çıkardı. “iti ite kırdırma” dediği solun karşısına ülkücü ve şeriatçıları çıkardı. Örgütlerin birbirlerine düşmanlıkları devlete düşmanlıklarından fazlaydı.
Ama o da darbeye engel olamadı.
Bu örneklere dünyadan da örneklerde ekleyebiliriz.
Peki bunların millete veya devlete maliyeti nedir ? Veya bundan nasıl bir ders çıkarmalıyız ?
1965-1980 arasında 5338 kişi öldürüldü. Kurtuluş Savaşında kaybımız 9 bin. Kurtuluş Savaşında verdiğimiz kaybın yarısından fazla. Bunu söylemek kolay, dile kolay ama büyük kayıp aslında yaşanan. Yani millete maliyete nice canların, fidanların, yiğitlerin toprağa düşmesidir. Eğitim hayatının sekteye uğraması demektir. Kitap tutması gereken ellerin silah tutması demektir. Gelişememek, geri kalmak…. Bunun millete maliyeti çok büyüktür kısacası.
Ne ders çıkarmalıyız peki. Hak aramak en doğal hakkımız. Hakkımız ararken birilerinin dolmuşuna gelmemeliyiz. Yaptığımız iş amacının dışına çıkmamalı. Kardeş kardeşi kırmamalı. Canlar toprağa düşmemeli. Hak arayışımız kardeş kavgasına dönmemeli.
Türkiye üzerinde hakimiyet mücadelesi verenler, içimizdekileri kullanıyor. İç savaş çıkararak bizi birbirimize düşürmeye çalışıyor oyuna gelmemeliyiz. Yaşanan katliamları asla unutmamalıyız:
- Taksim katliamı 1977, 34 kişi öldü.
- Maraş katliamı 1978, 111 kişi öldü.
- Çorum katliamı 1980, 23 kişi öldü.
Hazırlayan: Volkan Öztürk
Benzer Yazılar
-
Reis İstanbul İl Başkanlığı için kimi işaret edecek?
-
8. SULTANBEYLİ KİTAP FUARI ÇADIRINA SIĞMADI
-
AK PARTİ GENEL MERKEZİNE MESAJIM VAR!
-
İstanbul teşkilatları Tevfik başkanla ayağa kalkar
-
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul diye bir derdi yok: iste ispatı!
-
AK Parti kongrelerde kuracağı kadrolarla 2002 ruhunu yakalayabilecek mi?
-
Kongreleri yeni il başkanı yapmalı
-
Anketlere inanmasak da AK Parti’de ciddi değişim şart
-
Reis tehlikeyi 6 yıl önce görmüş ve partisini uyarmış
-
Aman ha, Özgür Özel’e çok dikkat edin!
-
Sokağın beklentisi!
-
Seçimin faturasını sadece ilçe başkanlarına kesmek doğru değil!