İstanbul Milletvekili Şahin, “Musul, Kerkük bizim için ne ifade ediyorsa Halep de aynı muhabbeti ifade eder. Bu coğrafya ile bağlarımız tarihi sorumluluğumuz anlamına gelir. Halep’te bir kişinin ayağına diken batsa İstanbul’da bizim canımızın acıyacağını bütün dünya bilir.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Avukat İsa Mesih Şahin, Suriye’de devam eden son gelişmelerle ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
“Suriye halkının barış ve huzur içinde yaşayabileceği bir düzenin tesis edilmesi ve Türkiye’de sıla hasreti çeken kardeşlerimizin vatanlarına onurlu dönüşleri için gereken çabayı sürdürmek de önemli bir sorumluluğumuzdur.” diyen Grup Başkanvekili Şahin, şunları söyledi:
“Musul, Kerkük bizim için ne ifade ediyorsa Halep de aynı muhabbeti ifade eder. Bu coğrafya ile bağlarımız tarihi sorumluluğumuz anlamına gelir. Halep’te bir kişinin ayağına diken batsa İstanbul’da bizim canımızın acıyacağını bütün dünya bilir.
Bu noktadan hareketle Suriye’deki son gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu gelişmeler ülkemiz ve bölgemiz açısından hayati değer taşımaktadır.
Öncelikle; Suriye’deki iç savaşın başlangıcından bu yana Türkiye hem insani, hem güvenlik, hem de kardeşlik hukuku boyutunda önemli sorumluluklar üstlenmiş, üzerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirmiştir.
Türkiye; kendi sınırlarının güvenliğini sağlamak, vatandaşlarını korumak ve bölgenin istikrarına katkı sunmak için gerekli tüm tedbirleri almaya devam etmeli; bu kapsamda uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakkını kullanarak, terörle mücadele kararlılığını sürdürmelidir.
Ülkemizin öncelikli hedefi, emperyalist aklın Suriye’yi bölme planlarına karşı komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine saygı çerçevesinde, bölgedeki terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesine, bölgenin güvenli ve istikrarlı bir ortama dönüşmesine katkı sunmak olmalıdır.
Bunun yanı sıra, Suriye halkının barış ve huzur içinde yaşayabileceği bir düzenin tesis edilmesi ve Türkiye’de sıla hasreti çeken kardeşlerimizin vatanlarına onurlu dönüşleri için gereken çabayı sürdürmek de önemli bir sorumluluğumuzdur.
Bu doğrultuda referans almamız gereken uluslararası metin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 18 Aralık 2015 tarihli 2254 sayılı “Suriye’de acil bir ateşkesin sağlanması, ülkede tüm grupların içinde yer alacağı geçici bir hükümetin kurulması ve siyasi çözüme ulaşılması” yönündeki kararı olmalıdır. Bu noktada Suriye Devlet Başkanı Esad da artık herhangi bir şart gözetmeden Türkiye ile müzakere masasına oturmalıdır.
Ayrıca; son dönemde Suriye’nin kuzeyinde meydana gelen hadiselerin Suriyeyi tekrardan bir şiddet sarmalına düşürmesine ve ülkemiz için bir milli güvenlik tehdidine dönüşmesine de asla göz yummamalıyız. Çünkü oluşan yeni süreçte bir oldu bitti ile fiili bir durum yaratma gayretlerinin ulusal güvenliğimiz açısından kabul edilemez bir durum yaratacağı tartışmasızdır.
Bu haliyle barışın tesis edildiği Suriye en çok bizi mutlu edecektir. Bölgedeki güvenliğin ve istikrarın tesisi için samimi olarak gayret göstermeye devam edeceğiz.”