Ana Sayfa İÇ POLİTİKA 24 Eylül 2016

Başbakan Yıldırım, “Milletin mağdurluğunu nereye koyacağız?

FETÖ operasyonlarına ilişkin “Mağdurlar var” şeklindeki eleştirileri değerlendiren Yıldırım, “Bugünlerde 15 Temmuz Darbe Girişimi bir tarafa bırakıldı, ‘Efendim mağdurlar var. Devlette memuriyetten çıkarılanlar, iş aleminde, sivil toplum kuruluşlarında, yargıda, orduda, mağdurlar var.’ Peki, milletin mağdurluğunu nereye koyacağız? En büyük mağdur 241 şehidimizin yakınıdır, 2 bin 194 gazimizin yakınıdır ve 79 milyon vatan evladıdır. Mağduriyetten konuşursak en önce konuşmamız gereken budur.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Binali Yıldırım, Ümraniye Evlendirme Dairesi’nde gerçeklesen Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı Danışma ve Dayanışma Toplantısı’na katıldı.Başbakan Yıldırım’ı AK Parti MYKK Üyesi, Erzincan Milletvekili Av. Serkan Bayram ile İl Başkanı Selim Temurci yalnız bırakmadı. 

Toplantıdan sonra basın mensuplarının sorularını cevaplayan Başbakan Yıldırım, rakamları takla attırmakla ekonominin düzelmediğini dile getirerek, ekonomik düzelmeyi ölçerken, borcun milli gelire oranına, borç ödeme kabiliyetine bakıldığına değindi.

AK Parti iktidarından önce borcun milli gelire oranının yüzde 74 olduğunu hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

“Yani 100 lira kazanıyorsak, 74’ünü borca veriyoruz. Bugün ne olmuş? Yüzde 32 olmuş. 100 liranın 32’si borç. Yani kazandığımız 100 liraya karşılık 32 lira borcumuz var. Daha önce de 100 liramıza karşılık 74 lira borcumuz vardı. Milli gelire borcun oranı yarı yarıya azalmış, ama ne olmuş? Bir Türkiye 3 Türkiye olmuş, 3 kat büyümüş. Bir yandan borç azalıyor, bir yandan da Türkiye büyüyor, milli geliri artıyor. Daha çarpıcı bir şey söyleyeyim, ekonomi düzelmiş mi kötüye mi gitmiş? 2002’de toplanan bütün vergilerin yüzde 86’sı, 100 lira vergi topluyorsunuz, 86’sını borca ödüyorsunuz. Bugün 100 lira vergi alıyorsun, 12 lirasını borca veriyorsun, 88 lirasını da milletin ihtiyacına harcıyorsun. Nereye harcıyorsun? Eğitime, sağlığa, sanayiye, kültür-turizme, tarıma, vatandaşın ihtiyacı olduğu işlere harcıyorsun. Görüldüğü gibi eskiden borç ödemek için varımızı yoğumuzu vergimizi toplardık, şimdi topladığımız vergilerin 12 lirası sadece borca gidiyor, diğer kısmı da büyümeye, refaha, ülkenin gelişmesine harcanıyor.”

FETÖ operasyonlarına ilişkin “Mağdurlar var” şeklindeki eleştirileri değerlendiren Yıldırım, “Bugünlerde 15 Temmuz Darbe Girişimi bir tarafa bırakıldı, ‘Efendim mağdurlar var. Devlette memuriyetten çıkarılanlar, iş aleminde, sivil toplum kuruluşlarında, yargıda, orduda, mağdurlar var.’ Peki, milletin mağdurluğunu nereye koyacağız? En büyük mağdur 241 şehidimizin yakınıdır, 2 bin 194 gazimizin yakınıdır ve 79 milyon vatan evladıdır. Mağduriyetten konuşursak en önce konuşmamız gereken budur.” ifadelerini kullandı.

Terör örgütünün adeta “kapalı bir kutu” olduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Saydam değil, ilişkileri gizemli. Bunu, yanlış yapmadan, itinayla sorumluları ortaya çıkarmak kolay bir iş değil. Memuriyetten çıkardığımız epeyce sayıda insan var. Mahkemelerin gözaltına aldığı, tutukladığı, bizzat darbeye fiilen iştirak etmiş olanlar var, dolayısıyla büyük bir kitleyi oluşturuyor. Bu doğrudur ancak bunu yapmazsak Türkiye tekrar bu tehditle karşı karşıya kalır. Bunu milletimizin bilmesi lazım. Bundan sonra yapacağımız iş nedir? Hatalar varsa, yanlışlar varsa düzeltecek mekanizmalar da var. Valiliklerde, bakanlıklarda gerekli komisyonlar kuruldu. Kendisine haksızlık yapıldığını düşünen, mağdur olduğunu düşünen her kim varsa müracaat ediyor. Bu müracaatlar değerlendirilecek, gerçekten bir haksızlık yapılmışsa bunlar düzeltilecek. Bunu defalarca söyledik. Bir kez daha söylüyoruz. Sapla saman birbirine karışmayacak. Kurunun yanında yaş yanmayacak, intikamla değil, adaletle muamele edilecek. Türk adaleti işbaşındadır, darbecilerden hesap sormaya başlamıştır. O bakımdan darbeyi gündemden düşürüp darbecileri savunmaya kalkmak bu şehitlere, bu gazilere yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bir an önce bu konuda herkesin gerekli sorumluluğu almasını bu millet bekliyor.”

“Dün uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin notunu düşürdüğünü açıkladı. Sizin nasıl bir değerlendirmeniz var?” şeklindeki soru üzerine Yıldırım, “Bizim değerlendirmemiz çok açık. Bizim değerlendirmemizin ne olduğunu görmek için 16 Temmuz’a gitmek lazım. Büyük bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalıyor Türkiye ve Türkiye’deki ekonomik göstergelerde kayda değer bir değişim olmuyor. Normal zamanlardaki değişim kadar Merkez Bankası piyasaya para verme ihtiyacı duymuyor, vatandaş hem darbeyi önlüyor hem de piyasanın ihtiyacı olan parayı, döviz bozdurarak, 11 milyar dolar piyasaya veriyor. O gün, bugün işler tıkır tıkır yürüyor.” dedi.

Türkiye’nin ekonomisinin sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu dile getiren Yıldırım, mali disiplinin asla gözardı edilmediğini, yatırımının ve gerçek ekonomiye desteğin en önemli öncelikleri olduğunu kaydetti.

Darbe girişimine karşın birçok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini aktaran Yıldırım, “Bu düzenlemelerde neler var? Teşvikler var. Özellikle terörle mücadelenin devam ettiği Doğu, Güneydoğu bölgesinin kalkınmışlıktaki farkını kapatmak üzere kapsamlı bir yatırım hamlesi başlattık. Bunun yanı sıra yine ekonomimizde devletle vatandaş arasındaki anlaşmazlıkları, nizaları ortadan kaldıracak önemli kararlar aldık. Vergi barışı, stok barışı, varlık barışı gibi konular… Bütün bunlar yapıldı. Şehitlerimiz için, çalışanlarımız için, emeklilerimiz için birbiri üstüne düzenlemeler yaptık. Vergi artışından dolayı emeklilerimizin gelir kaybını önleyecek, asgari ücrette gelecek maaşlarda düşümü devlet olarak biz üstlendik. Sayısız reformlar, sayısız yapısal dönüşümler var. Bu değerlendirme kuruluşu, notumuzu düşüren değerlendirme kuruluşu 2 gün önce ‘Türk ekonomisi 15 Temmuz’un şokundan kolayca çıktı’ diyordu. İki gün geçti ne değişti? Burayı anlayamadık, sormak gerekir.” şeklinde konuştu.

Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:

“Türk ekonomisi 3-5 tane değerlendirme kuruluşunun raporlarına göre hizaya geçecek bir ekonomi değil. Türk ekonomisi, üreten, büyümeyi hedef alan, istihdamı hedef alan, 79 milyon vatandaşının refahını ve kalkınmasını hedef alan bir ekonomidir. Dünyanın hangi bölgesinde 27 çeyrek art arda büyüme sağlayan ülke var? Birçok ülkede büyüme sıfırın altında. Birçok ülkede faizler eksi seviyelerde. Büyümüyor, yatırım yapılmıyor ama Türk ekonomisi bölgede yaşanan birçok olumsuzluğa rağmen, etrafımızda savaşlar var. Savaşlardan dolayı tabii turizm alanında bir zayıflama yaşadık bu sene, inşallah seneye onu da düzelteceğiz. Bu değerlendirmelerin çok da açıkçası tarafsız olduğunu düşünmüyoruz. Burada birtakım yönlendirmelerin, Türk ekonomisi hakkında algı oluşturma gayretlerinin olduğunu açıkça görüyoruz. Bu ve buna benzer konuları biz geçmişte de yaşadık. Bundan sonra da buna benzer konular önümüze gelecektir. 2002’de yerle bir olmuş ekonomi, 23 bankası batmış bir Türkiye, borcu milli gelirine yaklaşmış bir Türkiye’den bugün birken 3 olmuş yatırımlarıyla, büyük projeleriyle dünyanın en büyük havalimanıyla, dünyanın en geniş köprüsüyle ve mega projelerle hız kesmeden yoluna devam eden bir Türkiye vardır. Bizim kaynağımız, bizim umudumuz değerlendirme kuruluşları değildir. Bizim kaynağımız millettir, ülkemizin zenginliğidir, ülkemizin genç ve dinamik nüfusudur. Bunlar olduktan sonra gayrisi ne söylerse söylesin bizim için önemi yok. Türk ekonomisi dayanıklılığını ve ne kadar şoklara karşı hazır olduğunu 15 Temmuz’da bir kez daha dünyaya göstermiştir.”

selyus