Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türk demokrasisi rüştünü 15 Temmuz gecesi ispatladı. Bugün şahsım, bakan arkadaşlarım sizinle birlikteysek milletimizin o gece gösterdiği mücadele sayesindedir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Parlamenterler Asamblesi 62. Genel Kurulu’na katıldı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünyanın yeni küresel tehditlerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, “Terör ve iklim değişikliği bunların başında geliyor. Yabancı düşmanlığı, hatta İslam düşmanlığı belirli ülkelerin sınırlarını aşan bir niteliğe bürünmüş durumda. Günümüz dünyasında hiçbirimiz ‘bir yangın çıktığından nasıl olsa ateşi bana gelmez’ diyemeyiz. Er ya da geç bu yangın bize de ulaşacaktır. Tehditlerin küreselleştiği, güç dengelerinin değiştiği böyle bir dönemde mevcut kurumların da kendilerini gözden geçirmesi şarttır. Bu tehditleri bertaraf edilmesi için meselelerin daha kapsayıcı platformlarda ele alınması gerekiyor. NATO Parlamenterler Asamblesi parlamenter diplomasinin kurumsallaşmasının bir yapısı olarak faaliyet gösteriyor. NATOPA ülkelerinin parlamenterleri arasında sürdürülen istişareler, devletlerarası ilişkilere de ayrı bir dinamizm kazandırıyor. Toplantılarımız ittifak politikalarının başarıya ulaştırılmasında önemli bir rol oynuyor. Günümüzde diyalog ve işbirliğini geliştirmeye daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Bu salonda sadece NATO üyesi 28 ülkenin değil, Balkanlar’dan, Kafkasya’dan, Uzakdoğu’dan gözlemci ülkelerin temsilcileri de bulunuyor. Bu geniş katılım ortak çıkar alanlarımıza ilişkin müşterek bakışımızın en açık ifadesidir. Aynı zamanda bu manzara NATO’nun soğuk savaş sonrası geçirdiği dönüşümü de yansıtıyor. Şahit olduğumuz bu fotoğrafı birlik ve beraberlik içinde hareket edebilme kabiliyetimizin bir provası olarak görüyorum. NATO üyesi ve gözlemci ülkeler olarak içinde bulunduğumuz bu zor süreci, hakkı , hukuku, adaleti güçlendirerek geride bırakabilirsek kendimize ve tüm dünyaya katkıda bulunmuş oluruz. Aksi durumda ortaya çıkacak dengesizliğin tüm dünya için felaketin habercisi olacağı açıktır” ifadelerini kullandı.
NATO’nun sadece ortak tehditlere karşı kurulmuş bir savunma örgütü olmadığını vurgulayan Erdoğan, örgütün demokratik değerleri geliştirme idealine bağlı devletleri bir araya getirmiş bir güvenlik platformu olduğunu kaydetti.
“15 TEMMUZ’DA TERÖRÜN YENİ BİR YÜZÜNE, TERÖRLE MÜCADELENİN DE FARKLI BİR YÖNTEMİNE ŞAHİT OLDUK”
Salonu dolduran parlamenterlere 15 Temmuz gecesini hatırlatan Erdoğan, “15 Temmuz gecesi Türkiye’de tarihte eşine ender rastlanacak bir demokrasi mücadelesi yaşanmıştır. O gece Türkiye ve bizimle birlikte tüm dünya terörün yeni bir yüzüne, terörle mücadelenin de farklı bir yöntemine şahit oldu. Türk milleti hangi kesimden olursa olsun 15 Temmuz gecesi istiklali için sokaklara dökülerek darbecilerin karşısına dikildi. TBMM bombalama hainliğin gösteren teröristlere en güçlü cevabı aziz milletimin seçilmiş temsilcileri verdi. Bütün milletvekillerimiz tarihi bir dayanışma örneği sergileyerek üzerlerine bomba atılırken parlamentoyu terk etmedi. Medyamız zor şartlarda sürüdüğü yayının kesmeyerek birlik ve beraberlik çağrımızın halka ulaşmasını sağladı. Türk demokrasisi rüştünü 15 Temmuz gecesi ispatladı. Bugün şahsım, bakan arkadaşlarım sizinle birlikteysek milletimizin o gece gösterdiği mücadele sayesindedir. Devletin ve toplumu FETÖ terör örgütünden arındırılması, o gece demokrasi yanında duran aziz milletimize karşı en büyük vazifemizdir. Bu nedenle 15 Temmuz’dan bu yana eli kanlı FETÖ terör örgütü ile kararlı şekilde mücadele ediyoruz. Anayasaya uygun olarak ilan ettiğimiz olağanüstü hal çerçevesinde darbe girişiminin izlerini silmek için gereken her önlemi alıyoruz. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünü korunması için başlatılan bu süreç, anayasayı sınırları içinde sürdürülüyor” diye konuştu.
“PKK’IN AB PARLAMENTO BİNASININ KORİDORLARINDA CİRİT ATMALARINI HAZMEDEMİYORUZ”
Terör örgütlerinden kaynaklanan tehdidin tüm dünyaya yönelik olduğunun altını çizen Erdoğan, “Mücadelenin de ortak verilmesi gerekiyor. Türkiye’ye sağlayacağınız destek ortak güvenliğimize kasteden terör örgütü ile mücadelemize güç katacaktır. FETÖ ile ilgili yapılanmalara karşı mücadelemizde sizlerin desteğine güveniyoruz. DEAŞ ve PKK başta olmak üzere insanlığın müşterek değerlerine karşı birlikte hareket eden tüm terör örgütleri karşı mücadelemizde destek bekliyoruz. Terör örgütü mensuplarını ülkenizde rahatça hareket etmeleri, propaganda yapmaları, militan devşirmelerine, tehditle haraç toplamalarına engel olmanızı istiyoruz. AB’nin terör örgütü olarak ilan ettiği PKK’nın AB üyesi ülkelerde çok rahat dolaşması, buralarda terörist başının posterleri ile aynı şekilde parlamento binasının koridorlarında afişleri ile cirit atmalarını biz terör mağduru bir ülke olarak hazmedemiyoruz. Bu konu ile ilgili tüm dostlarımızın gerekli tedbiri alması gerekli. Gerekli tedbir alınmazsa bu bumerang gibi dönüp onların da vuracaktır. Fransa ve Belçika’da olan olayları biliyorsunuz. Tüm bunlar belli yerlerdeki duyarsızlığın geri dönüşümüdür” şeklinde konuştu.
“KİMSENİN TOPRAĞINDA, EGEMENLİK HAKKINDA GÖZÜMÜZ YOK”
Türkiye’nin terörizme karşı yürüttüğü mücadelede daha güçlü bir desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi;
“Terör örgütleri karşısında ikilicikli tutum içinde olan ülkelerin tamamın da, bu tavırlarının bedelini eninde sonunda kendi topraklarında ödeyeceklerdir. Tarihin her döneminde terörle mücadele etmek zorunda kalan Türkiye’nin ikazlarına kulak verilmesini özellikle tavsiye ediyorum. Dönemsel çıkarlar uğura terör örgütleri kol kanat gerek ülkeleri, Türkiye’nin bu samimi çağrısına kulan vermeye davet ediyorum. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin egemenlik hakkıyla bir sorumuz da yok. Biz sadece terör örgütlerini bizzat kaynağında imha etmeye çalışıyoruz. Türkiye terör örgütleri ile dünyanın geri kalan bölümü arasında adeta bir set gibidir. Eğer biz bu mücadelede başarısız olursak, bu set yıkılırsa, teröristler tıpkı bir sel gibi tüm dünyayı ateşe ve kana bulayacaktır. Biz diyoruz ki gelin bu seti zayıflatmak yerine güçlendirin. Terörizm ile mücadele Türkiye’ye verilen her destek o ülkenin kendi geleceğini güvence altına almasına katı sağlayacaktır.