Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Kongresi’nde gerçekleştirdiği konuşmasında enerji hizmetlerinin yerel yönetimler tarafından verilmesi gerektiğini belirtti.
CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, TMMOB Elektrik-Elektronik Mühendisleri Odası’nın davetlisi olarak Harbiye Askeri Müze Kültür Sitesi’nde gerçekleştirilen Elektrik-Elektronik Mühendisliği Kongresi’ne katıldı. Kongrede “2000’li Yıllarda Yeni Belediyecilik Anlayışı” başlıklı bir sunuşta bulunan Karayalçın, gelişmiş veya gelişmekte olan tüm ülkelerde yerel yönetimlerin güçlendirilmeye; özel sektör tarafından sağlanan hizmetleri yerel yönetim birimlerinin devralmaya başladığını söyledi. Türkiye’de 12 Eylül yönetimi tarafından enerji hizmetlerinin dağıtımının yerel yönetimlerin elinden alınarak merkezi yönetime verildiğini kaydeden Karayalçın, 2009-2010 yıllarında çıkarılan yasalarla da bu hizmetlerin özelleştirildiğini belirtti.
Karayalçın, “Yerellik mantığı açısından bir sokakta bulunan çöplerin toplanmasıyla o sokağın aydınlatılması arasında ne gibi bir farklılık bulunmaktadır? Sokağı temizlemeye hakkınız var ama o sokağın aydınlatılmasına ilişkin karar verme hakkınız yok. O sokaktaki evlerin suyunu veriyorsunuz, kanalizasyon hizmetini veriyorsunuz ama o konutların doğalgazla ısıtılması konusundaysa yetki sahibi değilsiniz. Bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Bir kentin neresinin ne kadar aydınlatılacağına seçimle gelen ve halka hesap verecek olan belediye yönetimi mi yoksa bir süre sonra tayin olup bir başka yere gidecek olan merkezi yönetimin bir memuru mu karar vermelidir? Bunun yerel ortak gereksinmeler mantığıyla Anayasa’nın 127. Maddesine aykırı olduğunu düşünüyorum” dedi.
Enerji hizmetlerinin önce merkezileştirilmesi daha sonra da özelleştirilmesinin dünya genelinde şu an yaşanmakta olan ikinci belediyecilik hareketine ters düştüğünü söyleyen Karayalçın, “Dünyada şu an özelleştirmeden belediyeleştirmeye geçiliyor ama burada belediyelerin de halkla birlikte olması gerekiyor. Kamu-özel işbirliğinden kamu-halk işbirliğine geçilmesi söz konusu olmalıdır. Ankara’da Batıkent adlı yerleşim yerini halkın kurduğu kooperatifler aracılığıyla yapmış bir kadronun mensubu olarak söylüyorum. Verilecek kamu hizmetinin tasarımı, halkla birlikte yapılmalıdır. Uygulama da yine halkla birlikte sergilenmelidir. Yerel yönetimler ile halk arasındaki ortaklığın arttırılması enerji hizmetlerinin üretiminde ve dağıtımında da yeni gelişmeler yaratmaktadır. Elektrik üretim ve dağıtım kooperatifleri, şu an kapitalizmin kalesi olan ABD’de ortaya çıkan çok güçlü bir hareket. Yerel yönetimler bunu dikkate almalıdır” diye konuştu.