İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener başkanlığında, altılı masanın 6 Mart Pazartesi günü yapılacak toplantısı öncesi düzenlenen Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı sona erdi. Genel merkez ana binaya geçen Meral Akşener açıklama yapıyor. Akşener, “Sayın Mansur Yavaş ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na çağrı yapıyorum. Görevinizi en iyi şekilde yaptınız. Milletimiz sizi başının üzerinde taşıdı. Bugün de çok kritik bir dağılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyor.”
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in de katıldığı Genel İdare Kurulu toplantısı sona erdi. Akşener toplantı sonrası yaptığı açıklamada “5 siyasi parti tek bir ismi dile getirerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istediler. Biz bugünlere alışılmış yenilgileri reddederek geldik. 6’lı masa da artık millet iradesini yansıtmıyor” dedi.
Akşener, Altılı Masa’dan ayrıldığını açıkladı. Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş’a çağrıda bulundu.
‘İYİ PARTİ DAYATMAYA MECBUR BIRAKILDI’
“En sonda söyleyeceklerimizi başta söyleyeyim; İYİ Parti bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölüm ile sıtma arasında tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Kişisel ikbal hesapları için üretilmiş siyasetin hınk deyicisi olmayacaktır.
Ben ve arkadaşlarım ilk günden beri aynı kararlılıkla duruyoruz. Nasıl 2002 yılında milletin aleyhine plan yapanların karşısında durduysak bugün de duruyoruz. Nasıl 2010’da durduk, bugün de aynı yerde duruyoruz. Nasıl 2015’te milletin canına kıyanların karşısında durduk, bugün de duruyoruz. Nasıl 2018’de milletimizi iki yumruk arasına alanların karşısında durduk bugün de aynı yer de duruyoruz. Nasıl 2020’de milletin tercihlerini hiçe sayanların karşısında durduk, bugün de ayın yerde dimdik duruyoruz.
‘YAVAŞ VE İMAMOĞLU’NA AÇIK ÇAĞRI’
Bu yüzden Sayın Mansur Yavaş ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na çağrı yapıyorum. Görevinizi en iyi şekilde yaptınız. Milletimiz sizi başının üzerinde taşıdı. Bugün de çok kritik bir dağılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyor. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de; vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı, tehlike altındayken, Saray hükûmeti, üzerine düşen sorumluluğu, yerine getiremeyip, milletimizi, yokluğa mahkûm ederken; 100 yıl önce olduğu gibi, bugün de, milletimiz; İstiklalini, yine kendi azim ve kararına bağlamıştır. Size de, ateşten bir gömlek giymeyi, vazife kılmıştır.
100 yıl sonra, bugün de; bu vazife, prangalardan sıyrılıp, milletin sinesine varmayı emretmektedir. Hiç şüphemiz yok ki, bu vazife; reddedilemez bir vazifedir. Çünkü bu çağrının sahibi, millettir! Çünkü bu sözün sahibi, millettir.
Ya ışıl ışıl bir güneşin altında dimdik duracağız; ya da uzayan gölgelerde kaybolacağız. Ya şanlı bir mücadelede, milyonlarla yürüyeceğiz; ya da trajik bir hikâyede, figüranlık yapacağız. Ez cümle; ya, tarih yazacağız; ya da tarih olacağız.”