Cumhur İttifakı’nın İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Zeytinburnu Belediyesi tarafından 6 Şubat’ta meydana gelen depremin yıl dönümü için düzenlenen Asrın Felaketi Anma Programı’na katıldı. Programda konuşan Kurum “39 ilçemizde 800 bin konutun dönüşümünü tamamladığımız gibi, devam eden 170 bin yuvamızı da hızla bitireceğiz. İstanbullulara söz verdik. İstanbul’da 650 bin yeni yuvayı yapmak için kolları sıvayacağız. İstanbulluları afet anında güvende tutmak için Afet Yönetim Merkezi’mizi inşa edeceğiz” dedi.
Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Zeytinburnu Belediyesi tarafından 6 Şubat’ta meydana gelen depremin yıl dönümü için düzenlenen Asrın Felaketi Anma Programı’na katıldı. Programa Murat Kurum’un yanı sıra İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, AK Parti İstanbul Gençlik Kolları İl Başkanı Muhammed Cem Çekerek, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Zeytinburnu İlçe Kaymakamı Adem Uslu ve çok sayıda afetzede vatandaş katıldı. Program Kur’an’ı Kerim tilaveti ve edilen dualarla başladı. Protokol konuşmalarının ardından 6 Şubat’ta yaşanan depremin video gösterimi yapıldı. Program sonunda protokol ile sahneye çıkan Murat Kurum fotoğraf çektirdi. Öte yandan Kurum, programda afetzede vatandaşlarla bir araya gelip sohbet etti. Program çıkışında Kurum gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“BEN BUGÜN BURADA SİYASİ BİR ADAY OLARAK DEĞİL, BU MİLLETİN BİR FERDİ OLMAKTAN DOLAYI DAİMA RABBİNE ŞÜKREDEN MURAT KARDEŞİNİZ OLARAK BURADAYIM”
Programda konuşan İBB Başkan Adayı Murat Kurum, “Şu son 100 yıl bizlere göstermiştir ki bu cennet vatan, bir depremler coğrafyasıdır. Öyle ki bu vatan üzerinde yaşadığımız son bir asır 130 bin canımızı deprem felaketleri nedeniyle toprağa verdiğimiz acı bir dönem olmuştur. 11 ilimizi, 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen asrın felaketi ise 53 bin canımızı kaybettiğimiz ve bu dünyadan ayrılmış kardeşlerimizin acısı da dün gibi yüreğimizde taze duruyor. Ben bugün burada siyasi bir aday olarak değil, bu milletin bir ferdi olmaktan dolayı daima rabbine şükreden Murat kardeşiniz olarak buradayım. Bugün sizlere, yüreğimde duran paylaşmakta zorlandığım duygularımı anlatmak istiyorum. Çünkü ben mutluluk nasıl paylaştıkça çoğalıyorsa, dertler de paylaşıldıkça azalır diye düşünüyorum. Benim, asrın felaketine dair hala kalbimi acıtan ve bir ömür boyu da unutamayacağım acı hatıralarım var. Ben, depremin ilk anı itibariyle Gaziantep’imizin Nurdağı ve İslâhiye ilçelerinde olan ve orada milletimizle el ele vermiş seferberlik anlayışıyla çalışmış çabalamış ve 11 ilimize tek tek gitmiş, afetzede kardeşlerimizin yanında olmuş, acılarına ortak olmaya çalışmış ve bir seferberlik anlayışıyla 85 milyon kardeşinizden bir tanesiyim” dedi.
“BİR TARAFTAN HER ENKAZIN BAŞINDA ARAMA KURTARMA YAPARKEN, DİĞER YANDAN HASTALARIMIZI KARA VE HAVAYOLUYLA HASTANELERE ULAŞTIRMAK İÇİN YARIŞTIK”
Deprem bölgesinde yaptığı çalışmaları ve o süreçte birlikte çalıştığı pilotun 3 gün önce şehit olduğuna değinen Kurum, “Görev yaptığım 5 yıl boyunca, inanın çok acı gördüm. Bu acıları Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de gördüm. Doğanyol’un, Pütürge’nin köylerinde gördüm. Abdullah Paşa mahallesinin daracık sokaklarında gördüm. Ben bu acıları Kastamonu Bozkurt’ta, Bartın’da, Artvin’de sellerde de, Antalya ve Muğla’da yangınlarda da yaşadım. Hepsinde de milletimizin zor anında hep yanında olduk. Yeni yuvalar yaparak milletimizin yanında durduk. Ama 11 ilimizde gördüğüm, ilçelerde, köylerde yaşadığım şey hepsinden başkaydı, hepsinden farklıydı, çok daha büyük bir acıydı. Nurdağı, her zaman güler yüzüyle, neşesiyle tanıdığım insanların şehriydi. Islahiye’ye ne zaman gitsek, oradaki kardeşlerimizle hep sohbet ederdik, gülerdik. Ama deprem gününde o gülüşler, o neşeler yerini artık hüzne ve kedere bırakmış. Bu manzara karşısında biz, yol arkadaşlarımızla beraber aynı acıyı sessizce çalıştık. Bir yandan yolları açmaya çalışırken, diğer yandan altyapıya müdahale ettik. Bir taraftan her enkazın başında arama kurtarma yaparken, diğer yandan hastalarımızı kara ve havayoluyla hastanelere ulaştırmak için yarıştık. 3 gün önce o hava yoluyla bizleri il il gezdiren pilot Cemil kardeşimiz şehit oldu. O da tüm deprem bölgesi için fedakarca çalıştı. Dün babasını aradığımda ‘Mehmet amca oğlum hep sizden bahsederdi’ dedi. ‘Depremzede kardeşlerimiz için yaptığınız çalışmaları hep anlatırdı’ dedi. Ben de kendisini ‘Allah razı olsun ki böyle vatansever bir evladı yetiştirdiniz, bu ülkeye kazandırdınız ve şehit verdiniz. Annelerimizin başı kınalı askere yolladığı evlatlarımız bu devlet için şehit oluyorlar. Allah hepsinden razı olsun. Allah birliğimizi beraberliğimizi daim eylesin’ dedim. ‘Mehmet amca vatan sağ olsun’ dedi” şeklinde konuştu.
“İNŞA SÜREÇLERİNİ TÜM DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK BİR SEFERBERLİK ANLAYIŞIYLA YÜRÜTTÜK”
Deprem bölgesinde yaşadıklarını anlatan Murat Kurum sözlerine şu şekilde devam etti:
“Ben deprem bölgesinde nereye hangi enkaza gittiysem, hangi ilçede yıkılmış evinin yanında milletimizi gördüysem, orada kucağında çocuğunun cesediyle, annesiyle, babasıyla 11 ilde vatan sağ olsun, Allah devletimize zeval vermesin dediklerini duydum. Öyle büyük ve gani gönüllü bir milletimiz var ki bizi biz yapan budur. O anlarda ne olur şu zaman yavaş aksın diye dua ediyorsunuz. Bir can daha nasıl kurtarırım, bir yavrumuza daha nasıl ulaşırım derdiyle bir o yana bir bu yana koşturuyorsunuz. Hele o sessizlik, çök sesleri var ya, işte onları asla unutamam. O sesle yere çöküyorsunuz ve sessizce bekliyorsunuz. “Sesimi duyan var mı?” diye bağırıyorsunuz. Enkaz altından bir canımızın sesini duyduğumuz anda kalbimiz yerinden çıkacak gibi oluyor. Hızla sesin geldiği yere ulaşmak için koşuyoruz. O yavrularımızın minik ellerine ulaştığınızda adeta yeniden doğuyorsunuz. Enkaz altında can veren kardeşlerimizin kalbimizde açtığı yaralar artık hiç kapanmayacak. İşte biz bunları bilerek aylarca bu duyguları her gün yaşayarak, orada kardeşlerimizin yanı başında kaldık. Arkadaşlarımızla beraber acıları da, umutları da aynı anda, milletle birlikte yaşadık. Bir an bile durmadık, tek bir an bile dinlenmedik Bu milletin umudunu arttırmak istedik. Yavrularımız için hayatı normale döndürmek istedik.11 ilimizde ki dağları, tepeleri, ovaları, inanın her yeri karış karış inceledik. Her yerde hızlı bir şekilde o kardeşlerimiz için yeni bir hayatın resmini çizmek zorundaydık. Bir an önce arkadaşlarımla çalışıp yeni yerleşim alanlarının faaliyetlerini başlattık. İnşa süreçlerini tüm dünyaya örnek olacak bir seferberlik anlayışıyla yürüttük. Her yerde sondaj çalışması, yaparak sıvılaşma alanlarını, zemin etüdlerini tek tek tespit ettik. O Cemil pilotumuzla beraber hepsine de gittim. 3 ay bile geçmemişti ki yeni 180 bin yuvanın inşasını besmelelerle, dualarla başlattık. 2 gün önce umudumuz yeniden çiçek açtı. Cumhurbaşkanımız yeni yuvalarımızı afetzede kardeşlerimize teslim etti. Biz elimizi, gönlümüzü deprem bölgesinden çekmeyeceğiz. Depremzede kardeşlerimizin neye ihtiyacı varsa biz oraya koşacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 11 ilin yanında olacak. 16 milyon İstanbulluyla birlikte her zaman onlarla el ele kol kola olacağız”
“İSTANBULLULARI AFET ANINDA GÜVENDE TUTMAK İÇİN AFET YÖNETİM MERKEZİ’MİZİ İNŞA EDECEĞİZ”
İstanbul’da depremzedeler için inşa edilen konutlardan ve depreme dayanıklı konutların dönüşümden bahseden Kurum “Bu ülke, bizim tek vatanımızdır. Bu vatan, bizim tek sığınağımızdır. Bizim, buradan başka gidecek yerimiz yok. Bu vatanı seven, bu milleti seven, yavrularımız için kaygı taşıyan hiç kimse deprem gibi bir afete gözlerini kapatamaz. Deprem meselesi bu denli siyaset üstü bir meseleyken İstanbul’umuzu depreme hazırlamak varken, başka gündemler peşinde koşamazsınız. 6 Şubat günü bile, 50 bin ayrı hüznümüzün olduğu bugünde bile depremi istismar edenleri gördükçe gerçekten çok üzülüyoruz. Bugün bu salondan çıkıp Gaziosmanpaşa’mızda kentsel dönüşüm konutlarımızın temel atma törenine gideceğiz. Hak sahibi kardeşlerimizi belirleyeceğimiz kura çekim törenine gideceğiz. Mutluluklarını paylaşacağız, umutlarına şahit olacağız. İşte bizim kararlılığımızın en güzel örneği bu güzel yuvalardır. Bugünden tezi yok İstanbul’umuz için benzer örnekleri arttırmak zorundayız. Devletimizle, belediyelerimizle, vatandaşımızla el ele vererek tam bir uyum içerisinde çalışmak mecburiyetindeyiz. Onlar Hatay’da yaşadıklarını İstanbul’da da yaşamasın diye çalışacağız. 39 ilçemizde 800 bin konutun dönüşümünü tamamladığımız gibi, devam eden 170 bin yuvamızı da hızla bitireceğiz. İstanbullulara söz verdik. İstanbul’da 650 bin yeni yuvayı yapmak için kolları sıvayacağız. İstanbulluları afet anında güvende tutmak için Afet Yönetim Merkezi’mizi inşa edeceğiz. Tam donanımlı toplanma alanlarımızla, lojistik merkezlerimizle, ekibimizle var gücümüzle, İstanbul’da tek bir riskli yapı bırakmayana kadar gece gündüz çalışacağız” ifadelerine yer verdi.
“3 AYDA TARİHİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR SEFERBERLİK ANLAYIŞIYLA 180 BİN KONUTUN İNŞASINI BAŞLATTIK VE O KONUTLAR ŞİMDİ TESLİM EDİLİYOR”
Tüm siyasilerin deprem bölgesinde olduğunu kendisinin neden İstanbul’da kalmayı tercih ettiğini saran gazetecinin sorusunu yanıtlayan Kurum “Biz İstanbul’da İstanbul’un meseleleriyle alakalı kaldık. Buradan temel atma törenine gidiyoruz. Biz deprem bölgesinde yapmamız gerekeni 1 yıl önce yaptık. Bizim yaptıklarımız sözle değil, lafla değil icraatla oldu. Ben 3 ay boyunca orada ekip arkadaşlarımla kaldım. 3 ayda tarihi benzeri görülmemiş bir seferberlik anlayışıyla 180 bin konutun inşasını başlattık ve o konutlar şimdi teslim ediliyor. Bizim görevimiz oydu. O görevi yaptık. Onların mutluluklarına da şuan şahitlik ediyoruz. Arkadaşlar bizden aldığı bayrağı daha yukarı taşımak içinde aynı anlayışla çalışıyorlar. Daha 1 yıl geçmeden evine kavuşan depremzede kardeşlerimizin mutluluklarına şahit oluyoruz. O gün çalışmamız, üretmemiz, icraat yapmamız gerekiyordu. Biz orada tüm ekiplerimizle ilçelerde, beldelerde, köylerde günlerce karış karış gezerek çalışma yaptık. Şimdi de onların mutluluklarına buradan şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.