Mimarlar buluşmasına katılan Başbakan Binalı Yıldırım, “İstanbul şehri çirkinleştirilmektedir, artık ne alev ne de zelzele ile temizlenemeyecek tarzda çirkinleştirilmektedir. Cahil ve sanatsız beton canavarını çabuk sıkboğaz ediniz.”
Başbakan Binali Yıldırım, Sepetçiler Kasrı’nda Şehrin Mimarları Buluşması etkinliğindeki konuşmasında, şehrin köken itibarıyla medeniyet anlamına geldiğini, insanların şehirleri meydana getirdiğini, şehirlerin insanların karakterini yansıttığı, duygu ve düşüncelerine tercüman olduğunu dile getirerek, “Dolayısıyla kendi elimizle medeniyetler inşa edebildiğimiz gibi kendi elimizle inşa edilmiş medeniyetleri de yok edebiliyoruz.” diye konuştu.
İSTANBUL ŞEHRİ ÇİRKİNLEŞTİRİLMEKTEDİR
Falih Rıfkı Atay’ın 1930’larda İstanbul için yazdığı “Kırmızı alevden daha korkunç bir canavarın, zevksizliğin, bilgisizliğin, kontrolsüzlüğün canavarlaştırdığı betonun bu sefer İstanbul’un bütün güzelliğini yalnız tahrip değil, yok ettiğini göreceksiniz. İstanbul şehri çirkinleştirilmektedir, artık ne alev ne de zelzele ile temizlenemeyecek tarzda çirkinleştirilmektedir. Cahil ve sanatsız beton canavarını çabuk sıkboğaz ediniz.” ifadelerini aktaran Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“O tarihte böyle bir ahvali, durumu Falih Rıfkı Atay görmüş ise bugünkü halinden bahsetmek istemiyorum. Bu, aslında İstanbul şehrinin karşı karşıya olduğu tehlikeyi en açık şekilde ortaya koymaktadır. ‘Marka şehirler’, ‘Yaşanacak şehirler’ diyoruz. aslında biz de AK Parti olarak hükümet programlarımızda, seçim beyannamelerimizde bunu hep söyledik: ‘Yaşanabilir, marka şehirler kuracağız.’ Ancak böyle bir şehir kurmaktan önce devraldığımız medeniyeti korumak, onların zarar görmesini önlemek belki daha önemli. Medeniyetimizin izlerini taşıyan büyük şehirlerimize baktığımızda, İstanbul, Edirne, Bursa, Konya gibi şehirlerimizde maalesef imar rantıyla geçmişin değerlerinin büyük bir savaşım içinde olduğunu görüyoruz ama ne yazık ki geçmişimiz, medeniyetimiz imar rantına her geçen gün yenik düşmekten kurtulamıyor. Belediyelerimizin, üzülerek söylemek isterim ki, meclislerinin gündemindeki dosyaların yüzde 85’i imar revizyonudur. İmar revizyonu konusunda da mecliste hiç kavga, gürültü olduğuna bugüne kadar şahit olmadım. Muhalefet-iktidar ayrımı hiç olmaz ve şehri çirkinleştirmekte adeta yarış haline girerler.”
Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve uzun yıllar belediye başkanlığı yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de salondayken bir uyarıda bulunmak istediğini ifade ederek, “Uyarım, tavsiyem; artık kendi ellerimizle şehirlerimizi mahvetmekten, yok etmekten sakınalım, imar revizyonlarına ve dikey yapılaşmalara artık bir ‘Dur’ diyelim.” dedi.
“ŞEHİRLER DE BİNALAR DA İNSANLARIN KARAKTERİNİ VE RUH HALİNİ YANSITIYOR”
Yıldırım, Fatih Sultan Mehmet’in “Asıl marifetin halkın kalbini, ruhunu, benliğini inşa edecek, insana huzur verecek şehirler imar etmektir” sözlerine atıf yaparak, “Şehirler de binalar da insanların karakterini ve ruh halini yansıtıyor. Eğer sorunlarını aşmış, zihninizde meseleleri çözmüş bir toplumsanız, ona göre şehirlerinizi de daha estetik, daha ruhu, kimliği olan binalardan oluşturuyorsunuz. Maalesef elimizde imkan olsa da bu estetiği, zarafeti, ruhu binalara veremiyoruz.” diye konuştu.