Ana Sayfa YAŞAM 1 Temmuz 2020

Aşağılık, Merdan Yanardağ’ın demokratik hakkı imiş!

Tele1’in sahibi, müptezel gazeteci Merdan Yanardağ, geçtiğimiz günlerde Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’uncu Padişahi, 113’üçüncü İslam Halifesi 2. Abdülhamid Han’a hakaret etmişti.

Yaptığı ahlaksızca hakaretten dolayı özür dilemesi gerekirken, hem kendi televizyonundan hem de köşesinden hakaretlerine yeni edepsizlikler ekleyerek devam etti!

Müptezel Merdan Yanardağ, “Ha Cübbeli, ha Fatih!” başlıklı köşe yazısında Abdülhamid Han’a aşağılık demesi hakaret değilmiş, demokratik hakkı imiş!

O zaman bizim de demokratik hakkımızı kullanarak atamıza küfür ve hakaret eden Merdan Yanardağ’a “Aşağılık” gazeteci deme hakkımız mı doğuyor?

Osmanlı İmparatorluğuna ve atalarımıza saygısı olan bir kimsede çıkıp bu ahlaksız, edepsiz, müptezel gazetecinin ağzının payını vermiyor!

Hani cahil cesareti derler ya, meydanı boş bulan Yanardağ saldırdıkça saldırıyor!

Abdülhamid Han’ın yanı sıra kendisine katılmayan Cüppeli Ahmet Hocaya ve ardından da Fatih Altaylı’ya saldırdı..!!

Bu herifin saldırmaları durmaz, RTÜK bir yerlere bağlasın bunu!

“BUNU SÖYLEMEK HAKARET DEĞİL, BUZ GİBİ DEMOKRATİK ELEŞTİRİDİR”

Edepsiz sözde gazeteci Merdan Yanardağ’ın köşe yazısından bir bölüm: “Gelelim, Cübbeli Ahmet’in korosuna katılan Fatih Altaylı’nın “Eleştirinin dozunu” kaçırdığım iddiasına.

Gerici güruh, benim Abdülhamid’e “Aşağılık” dediğimi, bunun da “Müslüman Türklerin Atası olan” Abdülhamid’e hakaret olduğunu ileri sürüyorlar. Dozu kaçan eleştiri ile şu “Aşağılık” sözcüğü ya da kavramını kullanmam kastediliyor sanırım.

Öncelikle belirteyim ki, Abdülhamit Müslüman Türklerin atası falan değildir: Ve devam edelim; dünyanın bütün despotları, zorbaları ve diktatörleri aşağılıktır. Onların sultan, darbe lideri ya da seçilmiş olmaları farketmez. Despot, despottur. Bunu söylemek hakaret değil, buz gibi demokratik eleştiridir. Çünkü Abdülhamit, yukarıda sıraladığımız özellikleri ve “icraatları”nın yanı sıra, Osmanlı’da iki kez Meclis kapatan, tarihimizin ilk anayasasını kaldıran, 1909’da (31 Mart Vakası) seçilmiş Meclis-i Mebusan Hükümetine karşı –ki o Meclis Misak-ı Milli’yi ilan edecek meclisti- alaylı askerlere, şeriatçıların desteğiyle darbe yaptıran bir hükümdardır. Diğer bir ifade ile bu toprakların ilk darbecisidir. Ne diyelim, bu da tarihin ironisi.”

selyus