İslam’ın bir mezhebi gibi görünen Şiiler ve İslam’ın ezeli-ebedi düşmanı olan Yahudilerin ortak bir rüyaya sahip olmaları elbette ilk nazariyede fazlasıyla sıra dışı görülebilir. Arlanmaz ve utanmaz bir toplum olarak bugünkü zulmün vekaletini sürdüren Acemin çocuklarına kanmak da bizim toplumumuzun ayıbı olsun.
Şiiliğin ortaya çıkışı; kendilerince yaşadıkları ve “İslam budur!” diye iddia ettikleri din incelendiğinde, esasen Şiiliğin de bir Yahudi imarı olduğu fark edilir. Dolayısıyla aynı rüyayı görmeleri de gayet tabidir. Hele ki Şiilerin hadis kaynakları ve alimlerinin vaazlarıyla öğretilerine bakıldığı zaman bu rüyayı gerçek kılmak için nasıl mücadele ettikleri anlaşılacaktır…
Maksadımız “Bu Müslüman’a yakışır mı?” değerlendirmesi yapmak değil! Zira Peygamberin zevceleri, dostları ve damatlarına sövmeyi imanın şartı sayan kimselerin İslam’a ve Müslümana yakışır şekilde davranmaları beklenemez!
Şiiliğin kurucusu olarak kabul gören bu mel’un, Osman-ı Zinnureyn Efendimizin şehit edilmesi olayının baş aktörlerinden… Sonrasında Hz. Ali Efendimize gelip -haşa- “Sen Allah’sın!” hitabında bulununca kutlu nesebin devam ettiricisi tarafından sürgün edilir… Bu hadiseler İbn-i Sebe ve Şiiliğin ne denli sapkın olduğunu kanıtlar nitelikte olduğu için bu mesele üzerinde fazla durmaya lüzum yok. Şimdi Şiilik ve Yahudiliğin alakasına gelelim… Bilindiği üzere Yahudilik -güya- anadan oğula geçer. Yahudi olabilmek için Yahudi anadan doğma şartı vardır. İşe bakın ki İslam’da ikilik çıkaran ve fitneye yol açan ilk kişi olan İbn-i Sebe’nin anası San’a Yahudilerinden… Kurucusu ve mimarı bir Yahudi olan Şiilerin bugün Yahudilerle aynı rüyayı görüyor olmasına şaşmamak icap eder!..
Atladığımız tarihi gerçeklere bakınca, Yahudilerle aynı rüyayı gerçekleştirme hayali kuran Şiilerin bir emanetçi gibi görevlerini yerine getirdiğini görüyoruz. İslam dünyasındaki tarihsel fitneye baktığımızda bakın Acemin çocukları kimlere hizmet etmiş… Bütün bu tarihî gerçeklik karşısında İslam’a hizmet etmiş olan, Sünni uleması İslam tarihî boyunca Şia geleneğinden ve molaları dan darbe üzerine darbe yemiştir. Kimler İslam’a hizmet etmiş bakalım…
Şam, İran ve Irak’ı fetheden Sünni Ömer bin el-Hattab… Pakistan, Hindistan ve nehir ardındaki ülkeyi fetheden Sünni Muhammed bin Kasım… Kuzey Afrika’yı fetheden Sünni Kuteybe bin Müslim… Endülüs’ü fetheden Sünni Tarık bin Ziyad ve Musa bin Nasr… İstanbul’u fetheden Sünni Fatih Sultan Mehmed… Sicilya’yı fetheden Sünni Esed bin Furat… Endülüs medeniyetini kurup ilim yuvası yapan Sünni Emevi halifeleri… Hıttin’deki Müslüman lider Sünni Selahaddin Eyyubi… Ayn Calut’ta Müslümanlara liderlik eden ve Moğolları hezimete uğratan Sünni Seyfeddin Kutuz ve Rukneddin Baybars… Fas’ta İspanya’yı bozguna uğratan Sünni Abdulkerim al-Hattabi… Libya’da İtalya’yı hesap vermeye zorlayan Sünni Ömer el-Muhtar… Çeçenistan’da Rusları perişan eden Sünni Şeyh Şamil, Dudayev, Şamil Basayev ve Hattab…
Afganistan’da Rusya’yı hezimete uğratan yerli Sünniler… Yine Afganistan’da NATO’nun yüzünü toprağa süren Sünniler… Amerika’nın Irak’tan çekilmesini sağlayan Sünniler…
Gelgelelim Şiiler çocuklarına ne bıraktı? Hz. Hüseyin’e ihanet edip Kerbela’da yalnız bırakan Şii el-Muhtar es-Sekafi… Abbasi halifesi Radi Billah’a ihanet eden Şii Buveyhiyyun… Irak’ı Moğollara satan Şii İbnul Alkami… Hülagü’nün pis işlerini örtbas eden Şii Nasır al-Tusi… Moğollara Şam işgalinde yardım edenler Şii… Müslümanlara karşı Fransızlara yardım edenler Fatimiyyun Şiileri… Selçuklu sultanına ihanet eden Şii Tuğrul al-Basasiri… Kudüs işgal edilirken Haçlılara yardım eden Şii Ahmet bin Ata… Selahaddin Eyyubi’nin ölümünü organize eden Şii Kenzü’d Devle… Hülagü’yü Şam’da ağırlayan Şii Kemaleddin bin Bedr al-Tiflis… Suriye’de kanlı rejimle birlik olup Rusya’ya destek veren Şii Ali Hamaney…
Görülüyor ki; Şiilerin kalemleri, kılıçları, dilleri hep Sünni Müslümanlara keskindir. Her ne kadar biz kafirlerin karşısındayız deseler de kalpleri kafirlerle beraber atıyor.
Tanklarına, tüfeklerine rağmen ellerindeki silahları yalnızca duaları ve sapanları olan Müslümanlardan çekinen Yahudiler, o sapanları da alabilmek, Filistin halkının içindeki Kudüs aşkını öldürebilmek için çalışıyor. Bunu da 14 asır evvel içimize sokmaya teşebbüs ettikleri Şia eliyle yapmaya çalışıyorlar.
Sahabeler ve Hazreti Ayşe anamıza ettikleri hakaretlerle bembeyaz İslam kumaşına yamanmış kara bir bez parçası gibi duran Şia, Kudüs mevzuunda ne olduğunu ayan beyan ortaya seriyorken daha ne kadar savunulabilir ki? Allah’ın gazabı zalimlerin üzerine olsun. Amin…
Vesselam… Sabri Balaman