Ana Sayfa YAŞAM 27 Ocak 2025

Tek kelimeyle utanç verici!

Türkiye’nin en ünlü kayak merkezlerinden birinde bir gece 36’sı çocuk 78 kişinin korkunç bir şekilde yanarak ölmesi… Utanç verici.

Kurbanların daha cenazesi kalkmamışken olayın siyasi kapışmaya alet edilmesi… Utanç verici.

Otelden dumanlar tüterken yetkililerin birbirini suçlaması… Utanç verici.

Görevleri hakikati bulma ve toplumu aydınlatma olan gazetecilerin birer “siyasi kurtarma komandosu”na dönüşmesi… Günlerce televizyonlarda ‘yetki kimde?’ tartışmasının yapılması… Utanç verici.

Otelle ilgili rapor veren itfaiyeden sorumlu belediye başkanının ekran ekran gezip kendini kurtarmaya çabalaması… Utanç verici.

Eksiklikleri ortaya çıkan otel sahibinin dilekçesini geri çekmesi, itfaiyenin de ‘tamam olur’ diyerek kusurları sümen altı etmesi… Ve mevzuat düzeninin böyle bir garabete izin vermesi… Utanç verici.

Muhalefet liderinin belediye başkanını aklamak için aceleyle korsan bilir kişi raporları paylaşması… Utanç verici.

Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken roket hızıyla yayın yasağı getirilmesi… Utanç verici.

Otelin yüzde 90’ının dolu olduğu bilinirken bazı muhalif yorumcuların “Yarısı boştu. Ekonomik sıkıntıdan dolayı insanlar gidemiyor” diyerek olayı iktidara vurma sebebi yapması… Utanç verici.

Yangında vefat etmiş kişilerin cenazelerini taşımak için üzerinde kızarmış piliç reklamı bulunan tırın gönderilme özensizliğinin gösterilmesi… Utanç verici.

Bölgedeki insanların hiçbir şey olmamış gibi kaymaya devam etmesi, enkaz önünde hatıra fotoğrafı çektirmesi… Utanç verici.

Evlatlarıyla birlikte can vermiş bir annenin ardından nefret sözlüklerinde “Hımmm AKP’li bu. Üzülme ve vicdan hakkımı bu insanlarda kullanacak değilim” diye yazacak kadar şirazeden çıkmış insan müsveddelerinin aramızda yaşıyor olması… Utanç verici.

Otel yangınıyla ilgili çok şey çıkacaktır. Belki soruşturma çok farklı yerlere uzanacaktır. Şimdilik ucunu göremiyoruz.

Fakat gördüğümüz bir şey var: Ülke kocaman bir tımarhaneye dönmüş durumda. Bizi millet yapan değerler; her olayda yüreği katrana dönmüş kötü, pesimist, rezil, kepaze insanların yüzünden biraz daha çürüyor…

İletişim krizi

Her kafadan bir ses çıkıyordu. Yangının ortasında bir iletişim krizi yaşanıyordu. Gazeteciler cenazeleri bırakmış “Yetki kimde?” tartışması yapıyordu. Cevabını bekleyen bir sürü soru vardı.

Bütün gözler Kültür ve Turizm Bakanındaydı. Fakat Bakan konuşmadı. Basın açıklaması yapacak dendi, yapmadı. Onun yerine CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın konuğu oldu.

Bakan bilgi kirliliğinden yakındı. Girişte “Bu sürecin tamamlanmasını bekledim onun için açıklama yapmadım” diye iddialı bir cümle kullandı. İlerleyen dakikalarda mevzuattan, yönetmelikten, hangi kanun maddesinin bilmem kaçıncı maddesinden bahsetti. Bir buçuk saat sürdü program. Bütün yayın boyunca “otellerde yetki meselesi” ele alındı. Yeni bir şey söylenmedi. İzleyen mutmain olamadı.

Oysa konuşulması gereken en önemli şey “dehşet oteli”, sahipleri ve yangının sebebiydi. Ve diğer otellerin durumuydu. Ama konuşulmadı.

Asıl algıyı kim yaptı?

Bolu İtfaiyesinin “dehşet oteli”yle ilgili yangından 19 gün önce “olur” raporu verdiği ortaya çıktı. Aynı gün Anadolu Ajansı bu yönde bir haber servis etti.

CHP Genel Merkezi, Ajans’ı “Maksatlı algı çalışması yapmak”la itham etti.

Parti yetkilileri “AA ve TRT bina dışında bulunan kafe-restoran için verilen belgeyi tüm otel için verilmiş gibi haberleştirmiştir” diye itirazda bulundu.

Anadolu Ajansı’nın haberini tekrar okudum. Restoran için “içeride” ve “dışarıda” diye bir ibare yazılmamış. Belgede ne varsa o aktarılmış. Objektif şekilde.

Hatta “CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, otel bölgesinin yetkileri alanında bulunmadığını söylemişti. Bolu İtfaiyesinin 19 gün önce rapor hazırladığı ortaya çıktı” bile dememişler. Özcan’ın açıklamasını hatırlatmamışlar. Yani haberi eksik bile yazmışlar.

AA’ya bir itiraz da gazeteci Deniz Zeyrek’ten geldi. Ajans’ın “Yanan otelin yangın merdivenleri görüntülendi” başlıklı haberini eleştiren Nefes yazarı “Görünce gözlerime inanamadım. O haberi hazırlayan, yayına veren arkadaşlar ‘Yangın merdiveni vardı ama insanlar kullanmak yerine ölmeyi mi tercih etti?’ demek mi istiyorlar?” dedi. Yazı, CHP medyasında çok paylaşıldı.

Merdiven meselesi spekülasyon konusu yapılıyordu. Ajans’ın merdivenlerin görüntülemesiyle bir şehir efsanesi çöktü. Ayrıca haberde olayı yaşayanların ağzından insanların kullanmak istemediğinden değil, dumandan dolayı bulamadığı için merdivenleri kullanamadığı belirtiliyordu.

Özeti, asıl algıyı CHP’liler yaptı.

Fatih Selek (Türkiye Gazetesi)

selyus