Ana Sayfa YAŞAM 10 Şubat 2025

Türkiye dünyanın en çok sigara içen 10 ülkesi arasında

Uzmanlar Türkiye’nin dünyanın en fazla sigara kullanan 10 ülkesi arasında yer almasını ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriyor. Uzmanlar, özellikle çocukluk çağındaki artan sigara bağımlılığının gelecekte çok daha büyük problemlere yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Türkiye’de sigara kullanımının hızla artması ve buna bağlı hastalıkların kamu sağlığını tehdit eder boyuta gelmesi, uzmanları endişelendirmeye devam ediyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Bayram, sigara dumanının akciğerlere solunum yoluyla girip kan dolaşımıyla vücudun hemen her yerine yayıldığını, başta kanser ve KOAH olmak üzere pek çok hastalığa neden olduğunu belirterek tehlikeye dikkat çekiyor. Sigara kullanım yaşının 12-13 gibi kritik bir döneme kadar düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Bayram, İngiltere’de 2009 sonrası doğanlara ömür boyu sigara satış yasağı gibi radikal önlemlerin gündeme geldiğini hatırlatıyor. Nargilenin ve elektronik sigaranın da en az normal sigara kadar zararlı olduğunu vurgulayan uzmanlar, toplumun bu konuda daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Özellikle nikotinin oluşturduğu fizyolojik ve psikolojik bağımlılıkla mücadelenin uzun soluklu bir çaba gerektirdiğine işaret eden hekimler, çocukları ve gençleri sigaradan uzak tutmanın ulusal bir öncelik haline gelmesinin altını çiziyor.

“SİGARA İNSANLARIN AKLINA GELMEYEN PEK ÇOK HASTALIĞA DA YOL AÇIYOR”

Sigaranın sadece akciğerlere değil vücudun bütün organlarına zarar verdiğini dile getiren Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Bayram, “Sigara akciğerlere solunum yoluyla girerek, kan dolaşımı aracılığıyla vücudun diğer bölgelerine de ulaşıyor. Dolayısıyla ilk hedefi akciğer oluyor. Akciğerde yüzden fazla hastalığa neden olabiliyor. Bunların başında kanser, KOAH ve kronik bronşit gibi hastalıklar geliyor. Elbette diğer organları da konuşmamız gerekiyor. Sigara, vücudun hemen hemen her organına ulaşabiliyor ve böylece insanların aklına gelmeyen pek çok hastalığın gelişmesine yol açabiliyor. Mesane kanseri, böbrek kanseri, bağırsak kanseri, kalp-damar hastalıkları. Bunların da en büyük nedeni sigara. Dolayısıyla sigaranın akciğerlere veya vücuda verdiği zararlar artık çok iyi bilinen bir konu” diye konuştu.

“SİGARAYLA MÜCADELEDE EN BÜYÜK ÖNCELİĞİMİZ ÇOCUKLAR OLMALI”

Henüz gelişimini tamamlamayan çocuklarda sigara içmenin ciddi kalıcı sorunlar ortaya çıkardığını belirten Bayram, “Burada farklı konulara da değinebiliriz: Toplumdaki sigara kaynaklı zararların yükü nedir. Ülkemizdeki sigara içme oranı nedir. Bu konularda maalesef karnemiz zayıf. Türkiye, dünyada en çok sigara tüketilen 10 ülkeden biri. Sigara şirketleri için ciddi bir pazar konumundayız. Bu konuda geçmişte önemli adımlar atıldı; Türkiye’de oldukça iyi ve olumlu gelişmeler kaydedildi. Ancak son yıllarda sigarayla mücadelede bir yavaşlama hissediliyor. Bu nedenle Türkiye’nin yeniden kararlı bir biçimde mücadeleye dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Sigarayla mücadelede en büyük önceliğimiz çocuklar olmalı. Maalesef sigaraya başlama yaşı 12-13’e kadar düştü ve bu yaşlarda, henüz vücut ve özellikle akciğerler ile diğer organlar tam gelişimini tamamlamadığı için sigara tüm vücuda hasar veriyor; ileride daha erken yaşta ciddi sorunlar ortaya çıkıyor. Örneğin, son dönemde bazı ülkelerde önemli adımlar atıldı. İngiltere’de 2009 yılından sonra doğmuş çocuklara hayatları boyunca sigara satış yasağı getirilmesi planlanıyor. Yani bu yıldan sonra doğanlara hiçbir şekilde sigara satılmaması öngörülüyor. Benzer bir uygulama ülkemizde de hayata geçirilebilir” ifadelerini kullandı.

“EN ÖNEMLİ KONU, SİGARAYA HİÇ BAŞLAMAMAK OLMALI”

Nargilenin en az sigara kadar zararlı olduğunu ve son zamanlarda evlere kadar girdiğini vurgulayan Bayram, “En önemli konu, sigaraya hiç başlamamak olmalı. Sigaraya başladıktan sonra bırakmak epey çaba ve zahmet gerektiriyor. Elbette bu mümkün; bırakma konusunda ciddi başarılar elde edilebiliyor. Fakat hiç başlamamak, nesilleri korumak adına çok daha önemli bir strateji. Eskiden Türkiye’de erkeklerde sigara içme oranı kadınlara göre çok daha yüksekti. Ancak son yıllarda kadınlardaki sigara içme oranlarının da erkeklere yaklaştığını görüyoruz. Bu durumun mutlaka fark edilmesi ve önlenmesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum. Nargile konusuna da değinmek istiyorum. Günlük pratikte, poliklinikte ‘sigara içiyor musunuz’ diye sorduğumda, ‘hayır hocam, sigara içmiyorum, sadece nargile içiyorum’ cevabını alıyorum. Sanki nargile masummuş, sigara kadar zararlı değilmiş gibi bir algı oluşmuş durumda. Özellikle son 3-5 yıldır bunu çok sık gözlemliyorum. Hatta eskiden yalnızca haftada bir veya ayda bir dışarıda nargile içilirken, şimdi evlerde nargile bulundurulduğunu görüyoruz. Oysa nargilenin de masum olmadığını, en az sigara kadar zararlı olduğunu özellikle belirtmeliyim” şeklinde konuştu.

“ELEKTRONİK SİGARA DA DAHA SIKI DENETİMLER YAPILMALI”

Elektronik sigaraların da erken dönemde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Bayram, “Bir diğer konu da elektronik sigaralar. Elektronik sigaralar da en az sigara kadar zararlı; hatta daha erken dönemde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Türkiye’de kanun gereği elektronik sigaranın satışı ve ithalatı yasak, ancak internet siteleri veya bazı marketler üzerinden bunlara hâlâ ulaşmak mümkün. Bu konuda da daha sıkı denetimler yapılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“PSİKOLOJİK BAĞIMLILIK DAHA ZOR”

Uzmanlar olarak bir yıl boyunca sigara içmemeyi sigarayı bırakmak olarak kabul ettiklerini söyleyen Bayram, “Sigara bağımlılığını özetle iki türde ele alıyoruz: Fizyolojik bağımlılık ve psikolojik bağımlılık. Fizyolojik bağımlılık dediğimizde nikotin bağımlılığından bahsediyoruz. Nikotin, beynin belirli merkezlerinde bağımlılık oluşturuyor ve sinirlilik, el titremesi, ağız kuruması, kişinin kendini psikolojik açıdan kötü hissetmesi gibi durumlara neden olabiliyor. Bu belirtiler daha ağır tablolar olsa da kısa sürede düzelebiliyor; yani kişi bir-iki ay içinde bu etkilerden arınabiliyor. Asıl zorluk psikolojik bağımlılık. Kişiler, kendilerini motive ettiklerinde bir-iki ay sigara içmeyip nikotin bağımlılığını aşabiliyorlar. Ancak psikolojik bağımlılık dediğimizde işin içine yaşam tarzı giriyor. Örneğin çay içerken, arkadaşlarla bir araya gelirken ya da herhangi bir etkinliğe giderken sigara içme alışkanlığı araya giriyor. Bu yaşam tarzını değiştirmek daha uzun zaman alıyor. Sigaraya karşı duygusal özlem bir-iki yıla kadar sürebiliyor. Biz bir yıl boyunca hiç sigara içmemeyi, başarılı bir ‘sigara bırakma’ olarak tanımlıyoruz. ‘Ben sigarayı bırakamam’ düşüncesi kesinlikle yanlış. Herkes sigarayı bırakabilir; yeter ki istesin ve ilk adımı atsın” diye konuştu.

selyus