Ertuğrul Müyesseroğlu

Dijital Dünya

Düşünce özgürlüğü tehlike altında!

Amerika’da gerçekleşen son dört başkanlık seçiminde en çok konuşulan konuların başında Sosyal Medya olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Barack Obama’nın ilk Afro Amerikan olarak seçimleri kazanmasında Sosyal Medya’nın pozitif etkisi senelerce gündemi meşgül etmişti. Obama’nın bu başarısından sonra tüm dünya liderleri Facebook, Twitter gibi Sosyal Medya mecralarını seçmenlerine ulaşmak için bir araç olarak kullanmaya başladı.

Birkaç sene sonra Arap Baharı ile birlikte dikta rejimlerine karşı başlayan halk protestoları sosyal medyanın pozitif etkisini yine gündeme getirmişti.

Fakat bu bu pozitif düşünce Türkiye’de yaşanan Taksim gezi olayları ile birlikte değişmeye başladı diyebiliriz. Bu olaylar sırasında gerçek kimliğini gizleyen troll hesapların yaptığı maddi manevi şiddet ve hakaret içerikli paylaşımların cezasız kalması, bu hesapları kullananların sosyal medya mecraları tarafından düşünce özgürlüğü adı altında korunması, sosyal medya mecralarının sorgulanmaya başlanmasına neden olduğunu söyleyebiliriz.

Trump’ın Amerikan başkanlığını kazandığı seçimlerde Cambridge Analytica tarafından Facebook verilerinin illegal bir şekilde kullanılarak Amerikan seçmeninin manipüle edildiğinin ortaya çıkması sosyal medyanın tekrar olumsuz olarak gündeme gelmesine neden oldu.

Trump’ın ABD başkanı olarak seçilmesinde büyük katkısı olan sosyal medyanın son ABD seçimlerinde tam tersi bir etkiye neden olduğunu gördük. Yasal olarak ABD başkanı olan Trump’ın sosyal medya mecralarında bulunan hesapları herhangi bir yargı kararı olmaksızın kapatılarak düşüncelerinin paylaşılması engellendi.

Twitter’ın bu konuda yaptığı açıklama çok ilginçti! Twitter, Trump’ın şiddet çağrısı yapma olasılığından ötürü hesaplarının askıya alındığını açıkladı. Kısaca henüz yapmadığı yada yapacağı belli olmayan bir sebepten ötürü bizzat Twitter tarafından önce yargılandı sonra da mahkum edildi.

Peki, Twitter belirttiği bu olasılığı nasıl tespit etti? Yaşanan olaylarla ilgili Amerikan mahkemesi tarafından verilmiş yargı kararı dahi yokken, henüz yapmadığı bir eylem için bir ABD başkanının hesabını nasıl kapatma yetkisini kendinde gördü?

Sosyal Medya’nın bağımlılık haline geldiği günümüzde kişisel verilerimizin hemen hemen tamamına sahip olan ve hatta bizi bizden iyi tanıyan bu mecraların bir yandan seçimlerde manipülasyon yaparken diğer yandan kendini yargıç yerine koyabiliyor olması bizim özgür olmaktan çok bağımlı olduğumuzu gösteriyor. Kısaca artık sosyal medya mecraları nasıl düşünmemizi istiyorsa bizde öyle düşünüyoruz..

Saygılarımla

Ertuğrul Müyesseroğlu

selyus