Bu kadar hadiseye rağmen Erdoğan’ın siyasi dehası, karizması ve liderlik özellikleri ile ayakta durmayı başardı. Büyük projelerin hepsi kararlılıkla devam ediyor.

Çok ciddi bir zaman kaybı var. 

Gezi olayları, MİT baskını, 17-25 Aralık yargı darbesi, 3 yıl içinde 1 yerel, 2 genel, 1 Cumhurbaşkanlığı, 1 referandum olmak üzere 5 seçim geçirmek ve nitekim 15 Temmuz kalkışması hükümetin ve AK Parti’nin hızını çok düşürdü. 

Fakat bu kadar hadiseye rağmen Erdoğan’ın siyasi dehası, karizması ve liderlik özellikleri ile ayakta durmayı başardı. 

Büyük projelerin hepsi kararlılıkla devam ediyor. 

AK Parti’nin başına gelenlerin onda biri daha önceki partilerin başına gelseydi ilk darbede darmadağın olurlardı. 

Tüm bunlara rağmen AK Parti’nin sarması gereken yaraları ve hatta operasyon yapılması gereken rahatsızlıkları olduğu aşikar. 

Ama efsane geri döndüğü için millet rahat. Zira herkes biliyor ki yaraları saracak olan da o, neşteri eline alıp kesip biçecek olan da o. 

Pazar günü 3. Olağanüstü Büyük Kongre yapıldı. Bundan böyle siyasetin nasıl şekilleneceğini MKYK listesinin kodlarını okuyabilenler görüyor. 

Şimdi sırada kabinede yapılacak değişiklikler var. Bugünkü konumuz bu!

Haydi buyurun o zaman…

SÜLEYMAN SOYLU: Yaklaşık çeyrek asır Abdülkadir Aksu’nun ipoteğinde olan bu bakanlığa maalesef uzun yıllardır dinamik ve aksiyoner bir bakan gelmemişti. Lider özellikleri ve 15 Temmuz darbesinin beli silahlı TRT fatihi olması ona olan güveni arttırıyor. En önemlisi PKK ile mücadelede çok başarılı…

RECEP AKDAĞ: Konusuna en hakim bakanlardan birisi. Kim ne derse desin sağlık işini biliyor. AK Parti’nin en başarılı olduğu sağlık sistemini kuran o. Bir ara bakanlıktan ayrıldı. Sistem neredeyse çöküyordu. Şimdi ona düşen görev, kim gelirse gelsin çökmeyecek bir sistem kurmak…

MEHMET MÜEZZİNOĞLU: Önceki Sağlık Bakanı… Üstteki satırlar performansını ortaya koyuyor. Emeklinin maaş promosyonunda beklentiyi karşılayamadı. Korkarım kıdem tazminatında da aynı olacak. Yorgun görünüyor…

FARUK ÖZLÜ: Konusuna hakim teknokrat bakanlardan yanayım. İşini çok iyi bilen külyutmaz adamlara ihtiyaç var. Fakat hala memur gibi davranmayı bırakmalı. Siyasi ağırlığını koymalı bürokrasinin üzerine…

VEYSEL EROĞLU: İtirazı olan var mı? Benim yok…

BEKİR BOZDAĞ: Hem kale gibi sağlam, hem siyaseten güçlü, hem de işine hakim. Gelgelelim yargı bir türlü adalet dağıtamıyor. İşi çok zor…

İSMET YILMAZ: İyi bir devlet adamı. İyi bir siyasetçi. İyi bir insan. Ne var ki bulunduğu yer, iyi bir reformcu olmayı gerektiriyor. Eğitimin içler acısı hali onun eseri değil, ama sağlıktaki gibi ulaştırmadaki gibi atılımları, eğitim sisteminde gerçekleştirmek te onun işi değil…

FATMA BETÜL SAYAN KAYA: Genç, iyiniyetli, tertemiz bir insan. Yumuşak yüzü, mütevazı duruşu, şefkatli gülümsemesiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı için biçilmiş kaftan. Teşkilatın içinden geliyor ama teşkilata uzak duruyor eleştirileri var. Hollanda meselesinde Binali Bey’le ters düştü. Neredeyse Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasında bir krize sebep oluyordu. Ama tecrübe kazandıkça daha başarılı olacaktır bu görevde…

AHMET ARSLAN: Elbette efsane Ulaştırma Bakanı Binali Bey’den sonra o koltuğu doldurmak zor. Ama bu kadar düşük profil de beklemiyordu doğrusu kamuoyu. Hızla, yıllarca üzerine giydiği memur üniformasını çıkarıp, özellikle içler acısı hali kangrene dönüşmek üzere olan gözbebeğimiz Türk Telekom’a neşteri vurmalıdır. 

FARUK ÇELİK: Bu kadar siyasi tecrübeye sahip bir devlet adamı, et fiyatlarıyla alakalı günlerce esip gürledikten sonra, geldiğimiz noktada fiyatlar bir milim bile geriye gitmemişse ne diyelim, ne söyleyelim. Köylünün, çiftçinin, tarımın hali ortada. Ortaca halinde seracının 40 kuruşa zar zor sattığı domates İstanbul’da benim soframa 6-7 TL. den geliyorsa ne diyelim, ne söyleyelim. Ete ve domatese bile söz geçiremeyen Tarım Bakanı’na ne diyelim, ne söyleyelim… 

Yerimiz dar, sizi sıkmayalım ama devamı gelecek…