Veli DALBUDAK

Selam Olsun

NATO, AB, LOZAN, KUDÜS, İSRAİL, ABD, ERDOĞAN

Gündelik bakmanın faydası yok!

Gündelik bakarsanız, sloganlar atarsınız en fazla…

Daha uzun metrajlı bakmak lazım.

Dünyanın en büyük ve en güçlü imparatorluğunun bakiyesiyiz biz. 

Bu imparatorluğun hüküm sürdüğü zamanlarda, dünyanın geri kalanı her daim kılıcın ucundaydı. 

Bu can korkusunu, güneşin her doğuşu ve batışında tazelediler. 

Bu sürekli tazelenen ölüm korkusunu bitirmelerinin tek bir yolu vardı. 

Korkuya neden olan neyse, kimse onu yok etmek. 

Peki, bilek gücüyle mi?

Bu mümkün değildi. 

Uluslarası kumpaslar gerekiyordu. 

İçeride de bir Enver…

Yoksa hangi devlet aklı Goben ve Breslau’ya bayrak çeker. 

Yoksa hangi devlet aklı koskoca bir Dünya Savaşı’na Alman generallerin emir ve komutasında girer ve her cephede yenilerek çıkar. 

Yüzyıllar boyu her sabah ve her akşam tazelenen kılıcın ucundaki ölüm korkusu bitti. 

Fakat nüveyi yok edemediler. 

Yukarıda kasten kullandım “Dünyanın en büyük ve en güçlü imparatorluğunun bakiyesiyiz biz” diye. 

Genelde böyle kullanır bizim tarihçiler…

Oysa kılıcın ucundakilere göre bakiye değil nüveyiz biz. 

Başlarına bela olacağımızdan endişe ederler hep. 

Fakat bizi dışlamazlar da.

Kontrol altında olalım isterler. 

Kontrol dışı durumlara en küçük tahammülleri yoktur. 

Çok kızarlar, agresifleşirler. 

Onların çizdiği yoldan gidersek sorun yok. 

NATO’nun uç karakolu olursak sorun yok. 

Yoksa kurucu liderimizin ve Cumhurbaşkanımız’ın fotoğraflarını kurşuna dizerler tatbikatlarında. 

Dünya’nın geri kalanıyla iyi ilişkiler tesis etmeye çalışırsanız, içeride başınızı derde sokarlar. 

Savunma güvenliğinize bir katkıları yoktur ama başka bir savunma sistemini edinmenizi istemezler. 

Bosna gibi olmanızı isterler. 

Önce NATO komutanı türlü güvenceyle silahları toplar, sonra çekip gider.

Ve ardından gelen Sırplar silahsız insanları katleder. 

AB zaten hep kendine müslüman!

AB’nin uç karakolu Yunanistan, Lozan’ın L’sini bile tartışmaya yanaşmıyor. 

Hem de tüm diplomatik teamüllere aykırı bir şekilde karşılama töreninde uzun uzadıya anlatıyor yetkisiz Yunan Cumhurbaşkanı. 

Kudüs bizim kılıcımızın gölgesindeydi. 

Biz bıraktık böyle oldu. 

O gün bugündür huzur yok. 

Daha uzun süre de o huzur gelmez. 

En azından güçlülerin hukuku geçerliliğini yitirene dek. 

Peki ne yapmak lazım?

Beş para etmez boş işleri bırakmak lazım. 

İş yapıyormuş gibi görünerek büyük bütçeleri sele vermemek lazım. 

Slogancı, hamasetçi altı boş zihniyetleri terkedip, geleceğe hazırlayan altı dolu zihniyeti yerleştirmemiz lazım. 

Para harcayarak güzelim doğayı katledecek projeler yerine, üretimi destekleyen projeler geliştirmemiz lazım. 

Bilim, sanat ve kültür insanlarına geniş bir gönülle sahip çıkmak lazım. 

Geleceğe dönük bir devlet aklı oluşturup, 50 yıl, 100 yıl sonrasına hazırlanabilmek lazım. 

Yoksa, 100 yıl sonra da gündelik bakmaya devam ederiz Dünya’ya. 

100 yıl sonra da devam ederiz slogan atmaya…

 

İlginizi çekebilir

HABERİNİZ OLSUN

HABERİNİZ OLSUN

selyus