Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yolsuzluk ve terör suçlamasını bahane ederek sokakları, meydanları terörize eden, her türlü vandallığı yaparak polisimize baltalarla saldıran zihniyet, neyin peşindesiniz…

Yargı süreci devam ederken, yargıyı baskı altında tutmak, olayları manipüle etmek, marjinal gurupları sokağa çekerek kaotik ortam oluşturmak ve ülkemizi iç savaşa sürüklemek isteyen densizlere karşı uyanık olmak durumundayız…

Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletidir… Elbette ki benimsemediğiniz, size ters düşen olaylar karşısında demokratik hakkınız olan eylemlerinizi hukuk çerçevesinde yaparak, düşüncelerinizi kamuoyuyla paylaşabilirsiniz… Buna hiç kimse bir şey söyleyemez… Lakin iş vandallık ve şiddet eğilimli olursa, devletimiz acımasızca hukuk kuralları çerçevesinde gereken cevabı verir…

Eylemlere baktığımızda, hiç de masumane durmuyor. Amaç Ekrem İmamoğlu değil, amaç ülkeyi karıştırmak ve mevcut hükümeti düşürmek… Bunu nerden anlıyoruz… İmamoğlu’nu şikayet eden kendi camiası.. Belediye meclis üyeleri, başkan yardımcıları, hatta kendi vekilleri…

Kendi iç kavgalarından ve siyasi hesaplarından dolayı ortaya çıkan bu durum, Hükümeti ve dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan küfür ve hakaretlere dönüştürmek kelimenin tam anlamıyla, aymazlıktır… Vicdansızlıktır… İnsafsızlıktır…

Erdoğan bugüne kadar girdiği genel, yerel ve genel başkanlık seçimlerini hukuk kuralları çerçevesinde kazanmış gerçek bir liderdir… Birileri gibi kaset kumpaslarıyla Genel Başkanlık koltuğuna oturmamıştır…

Ondan dolayıdır ki, içerdeki kavgalarınız bir türlü bitmek bilmiyor… Baykal’ı kasetle aldınız, Kılıçdaroğlu’nu getirdiniz…

Kılıçdaroğlu’ nu da kendi ifadesiyle “arkamdan hançerlendim” sözlerinin muhatabı en yakın arkadaşı olan Özgür Özel’in marifetiyle koltuğundan edildi…

Ajan provokatörlerin kol gezdiği bir ortamda, onların değirmenlerine su taşıyan sivil toplum kuruluşlarına da dikkat çekmek istiyorum…

EĞİTİM-SEN’in öğrencileri sokağa çekmeye çalışması ne anlama gelmektedir…

Okul yönetiminin kurallarında bir ihlal mi söz konusu… Senin hizmet anlayışın öğrencilerin hak hukukunu takip etmek mi, yoksa öğrencileri hukuksuz bir şekilde sokağa çekerek kaotik ortam oluşturmaya alet etmek mi?

Bir başka husus;

Erbakan hocanın partisi üç kere kapatıldı.

28 Şubat Post Modern Darbesiyle iktidardan uzaklaştırıldı.. Yüzünden boncuk, boncuk terler akarken, o ülkesinin geleceğini düşünerek arkasındaki yüzbinleri, milyonları sokağa çağırmadı.. Ülkesinin selameti için sessizce kenara çekildi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından yolsuzluk ve terör soruşturması değil, dikkatinizi çekerim okullarda okutulan bir şiiri okuduğu için görevinden alınarak Pınarhisar Cezaevine gönderilirken, onu seçen, ona gönül veren halkını sokağa davet etmedi…

Yargı kararına baş kaldırmadı…İsyan etmedi..

Cezaevini yusufiye medresesi olarak gördü… Cezasını tamamladı…Ardından bu millet onu en yüce makamlara taşıdı…

Şimdi soruyorum;

Demokrasiyi dillerinden düşürmeyen, ancak ‘Hukuk Devleti’nin vermiş olduğu kararı manipüle ederek, savcılara hakaretler yağdırarak, verilen karara saygı duymayan, halkı sokaklara çağırarak kaotik ortam oluşturan Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu mu daha demokrat, yoksa Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mı daha demokrat?

Kim milli, kim yerli siz takdir edin…

Onlar demokratik yollardan iktidara gelmenin imkansızlığını bildiklerinden, antidemokratik girişimlerle oluşturulan ortamdan acaba bir iktidar çıkarır mıyız hesabını yapmakla meşguller…

Milletimizin engin feraseti ve sağduyuyla bu günleri de geride bırakacağız biiznillah…

Kimin kimlerin yanında durduğunu da bu necip millet kayıt altına almaktadır…

Selam ve dua ile…