
Piri Mehmed Paşa’nın cevabı Yavuz Sultan Selim’i kendine getirdi!
Bu köşe yazımda tarihimize doğru geri giderek Yavuz Sultan Selim ile Sadrazamı Piri Mehmed Paşa arasında geçen konuşmayı sizlerle paylaşmak istedik.
Allah -celle celâlühû-, kendisine, peygamberlerine ve velîlerine hürmet ve tâzimde bulunanları âbâd eylemiş, onların dâhil oldukları topluma dâimâ rahmet indirmiştir. Böyle biri olan Yavuz Sultan Selim Han, Mısır Seferi’nden sonra sadrazamlığa getirdiği Piri Mehmed Paşa sultanla paylaştığı üç endişesi devlet mekanizmasının önemi hakkında önemli ipuçları içeriyor.
Silsileler hâlinde gelen büyük zaferler ile mukaddes ve mübârek emânetlere nâil olmanın hazzı ve şükür hissi içinde olan cihangir Sultan Yavuz, Pîrî Paşa ile bir gün sohbet ederlerken:
“–Allâh’ın izni ile büyük fütûhatlarda bulunduk. Hâdimü’l-Haremeyni’ş-Şerîfeyn ünvânına kavuştuk. Allah bize her zaman ve her mekânda zafer lûtfetti. Hazinelerimiz lebâleb altın ile doldu. Şimdiden sonra bu devlet yıkılır mı?” diye sordu.
Pîrî Paşa şöyle cevap verdi:
“–Hâkânım, bu hâl, bu ruh, bu azim ve bu teslîmiyetle bu devlet kolay kolay yıkılmaz! Lâkin torunlarınızın zamanında Rabbin ihsân ettiği mükâfatların, nîmetlerin şükrü edâ edilmez, emânetlere sahip olunmaz ve hak tevzî edilmez ise, yıkılır. En çok şu üç şeyden endişe ederim:
Sadrâzamlık makâmı, liyâkatlere göre verilmez, menfaat karşılığı olarak câhil ve ahmakların eline geçerse;
Dünya malı, kalpleri işgâl eder, rüşvet kapısı açılır, her türlü mel’anet akçe ile gerçekleşir ve bu yüzden makamlar ehliyetsizlere verilirse;
Devlet adamları, hanımlarının tesiri altında kalır ve idârede onların da tesiri olmaya başlarsa; bu devlet yavaş yavaş yıkılmaya yüz tutar.”
Pîrî Paşa’nın bu sözleri üzerine celâdetli Pâdişah, bir müddet sükûttan sonra:
“Rabbim bizleri böyle bir âkıbete dûçâr olmaktan korusun!..” diye duâ etti.
Sanki Pîrî Paşa, bu ifâdeleri ile bir tarih felsefesinin değerlendirmesini yapıyor ve istikbâlde meydana gelecek hâllerin işâretlerini veriyordu. Âdeta, gerileme devrinin fârik sebeplerini îzâh ediyor ve gelecekten haber veriyordu.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş Hocaefendi. Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle OSMANLI. Erkam Yayınları.
Benzer Yazılar
-
Sultanahmet Camii’nin ömrüne ömür katacak olan minare restorasyonu sürüyor
-
İstanbul Milletvekilleri Temurci ile Şahin’in yuvaya dönmeleri niye engelleniyor?
-
Cennet Mekan Fatih Sultan Mehmet Han kabri başında anıldı
-
Emniyet Teşkilatı’nın 180. yılı Beyoğlu’nda kutlandı
-
NEYİN PEŞİNDESİNİZ?
-
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Gelecek nesillere terörün olmadığı bir ülke ve bölge miras bırakmak istiyoruz”
-
Galata Kulesi’nde “Çanakkale Ruhu”
-
Endülüs Müslümanlarının 500 yıl önceki at sırtında hac yolculuğu geleneğini canlandıranlar İstanbul’da
-
Kutsal emanet Hırka-i Şerif’in ziyaret hazırlıklarında sona gelindi
-
Hocalı şehitleri Bağcılar’da anıldı
-
Topkapı Sarayı’nın Mukaddes Emanetler Dairesi Ramazan’a hazırlanıyor
-
Hilton Otel Fatih’te bin 500 yıllık sarnıcı masaj salonu olarak kullanıyor