Tarım Bakanı Faruk Çelik buyurdular: “Ete 36 TL. den fazla vermeyin.”

Olur, domatese kaç para verelim Sayın Bakan?

Ya bibere, patlıcana…

Sayın Bakan, anladık siz bakkala, manava, kasaba hiç gitmiyorsunuz.

Tamam bu işleri sizin yerinize birileri hallediyordur, sıkıntı yok. 

Ama bakan olmadan öncede mi gitmiyordunuz?

Ah ahhh unutmuşum pardon! 

Siz neredeyse çeyrek asırdır bakansınız!

Ama çok başarılısınız içinden çıktığınız topluma yabancılaşma mevzuunda.

İyi istidat gösterdiniz, tebrikler.

Tek birşey kaldı.

Onu da bekliyorum…

Geçin şöyle gerine gerine kameraların karşısına, post-modern Marie  Antoinette edasıyla patlatın demeci…

“Ey ahali, et bulamıyorsanız pasta yiyin” deyiverin.

Deyiverin de alem bakan görsün.

YİNE YEŞİLLENDİ ZEYTİN DALLARI

Bin yıldır ayakta kalan zeytin ağacı yine dimdik ayakta…

Yedinci kez boynunu giyotinden kurtarıyor.

Zeytinin yanında yer alanlar memnun…

Ben de memnunum.

Zeytin yıkılmadı ayakta…

Fakat memnun olmayanlar da var.

Bugün kısmetimiz Bakan’lardan gidiyor.

Bakan’ların da Faruk’larından…

Sanayi Bakanı Faruk Özlü, TBMM Sanayi Komisyonu’nun uzlaşarak aldığı karardan sonra bir açıklama yaptı:

“Sayın vekiller reddetmekle sorun çözülmüyor. Zeytinlik sahalarla ilgili bir tanımın yapılmasına, buralarla ilgili bir yapılanmaya siz ne derseniz deyin bir ihtiyaç var. Bu ihtiyaç giderilmedikçe 7 defa da, 17 defa da 27 defa da bu düzenleme Meclis’e gelebilir. Dünya dönmüyor deseniz de dönüyor” dedi. 

Sayın Bakan’ın bu sözlerini televizyondan izledim. 

Yenilmişlik hırsıyla atar yaparak  konuşuyordu.

Kendini pek haklı görerek…

Keşke Bakan bey, bu konu komisyonda iken Tarkan’la basit polemiklere girmek yerine, bu konunun neden 27 defa da olsa Meclis’e getirilmesinin  elzem olduğunu millete anlatabilseydi.

Ahh ah! Bakanlarımız Ankara’dan emrediyor…

Et, fiyatını düşürmüyor…

Zeytin ağaçları yıkılmıyor…

Ne günlere kaldık Yarabbi!

Yıkılsın bu dünya…

ZORUNLU BES’TE BÜYÜK FİYASKO

Bakan’lardan devam edelim…

Zorunlu BES ile alakalı Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ten çok çarpıcı bir açıklama geldi bugün. 

 NTV’ye konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, şimdiye dek 5.6 milyon kişinin BES’e konulduğunu ancak 2.6 milyonunun sistemden ayrıldığını kaydederek, “Bu yüzde 52 gibi çok yüksek bir orana tekabül ediyor ve öngörmediğimiz kadar kötü bizim için. Sonuç olarak cayma oranı yüksek ve tasarımda eksiklik var mı ona bakacağız. Farkındalık için çaba göstermemiz lazım.” dedi.

Devlet’e güvensizliğin resmi olarak görülebilir…

Üstelik devlet, her yatırdığınız 100 TL. ye 25 TL. katkı payı ödüyor. 

Enteresan bir milletiz…

Canımızı, malımızı vatana feda ederiz…

Öte yandan Titan benzeri saadet zincirlerine, hayal satan batık bankerlere para yatırırız da Devlet garantili bir emeklilik sistemine para yatırmayız. 

“Zorunlu” olması caydırıyor olabilir insanları.

Ayrıca bu ülke bir “zorunlu tasarruf” faciası yaşamıştı…

Bu da ona döner diye korkuyor olabilir insanlar. 

Devlet, vatandaşla ilişkilerinde nalıncı keseri gibi kendine yontmaktan vazgeçmelidir. 

Testere gibi iki taraflı olmalıdır. 

Devlet’le başı derde giren, sistemin hakkaniyetinden emin olmalıdır. 

Belki o vakit “zorunlu” değil, “gönüllü” BES’ler, hem devleti, hem milleti besler…