Ana Sayfa Uncategorized 25 Ekim 2022

Bakan Hulusi Akar, “Asıl yayılmacı Yunanistan’ın ta kendisidir”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Asıl yayılmacı kurulduğu günden bu güne yedi aşamada üç kat genişleyen ve burnumuzun dibine kadar gelip sürekli Türkiye’yi tahrik ve tehdit eden Yunanistan’ın ta kendisidir. Bu Yunan siyasiler kendi şahsi emel ve ihtiraslarını gözeterek yaptıkları açıklamalarla Yunan halkına da büyük zarar vermekte, iki ülke arasında barışa giden yolu sabote ve tahrip etmektedirler” dedi.

SAHA EXPO 2022 Savunma Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı açılışında konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Dünyanın ve bölgemizin birçok faktör nedeniyle hassas bir süreçten geçtiği, güç dengelerinin sürekli değiştiği bu dönemi yaşıyoruz. Ülkeler sınır güvenliğinin sağlanmasından siber alanın korunmasına kadar birçok alanda savunma yatırımlarını arttırmakta ve uluslararası alanda çok yönlü ilişkiler geliştirmektedir. Türkiye de gerek savunma ve güvenlik alanında yaptığı atılımlar ile gerekse diğer ülkelerle kurduğu çok boyutlu ilişkilerle uluslararası alanda özne haline gelmiş, ülkemizin etki alanı üç kıta, ilgi alanı ise bütün dünya olmuştur. Buna bağlı olarak ülkemize yönelik risk ve tehdit yelpazesi de maalesef genişlemiştir. Böyle bir ortamda reel politik verilerle hareket ederek gelişmeleri yakından takip eden ve bu gelişmeler karşısında pro aktif davranan Türkiye, bölgesinde istikrar sağlayan ve güven veren ülke konumundadır. Kahraman Mehmetçik de hudut namustur anlayışı ile hudutlarımızın güvenliğini sağlamakta, terörü kaynağında yok etme stratejisi ve terör nerede ise hedef orasıdır anlayışı ile yurt içinde ve sınır ötesinde başta FETÖ, PKK, YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı artan bir şiddetle mücadele etmekte, denizlerimizdeki hak ve menfaatlerimiz ile semalarımızı azim ve kararlılıkla korumakta, egemenlik ve bağımsızlığımız ile güvenliğimizi sağlamaktadır. Biz tüm komşularımızın hudutlarına, egemenlik haklarına daima saygılı olduk. Bizim tek amacımız ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaktır. Komşularımızdan da beklentimiz egemenlik haklarımıza saygı göstermeleri ve ulusalararsı hukuka, akla, mantığa uygun davranmalarıdır” ifadelerini kullandı.

“KIBRIS DAHİL EGE VE DOĞU AKDENİZ’DEKİ MENFAATLERİMİZİ KORUMAKTA AZİMLİ, KARARLIYIZ VE ÇOK ŞÜKÜR BUNA DA MUKTEDİRİZ”

Provokatif eylemlere ve söylemlere rağmen Yunanistan ile diyalog kanallarını sürekli açık tutmaya çalıştıklarını söyleyen Bakan Akar, “Biz sorunlara barışçıl çözüm önerileri ile yaklaşırken bilinen bazı Yunanlı siyasetçiler kendi ‘megali idea’ hayallerini örtmek için yeni Osmanlı diye bir söylem uydurdular. Bu söylemle akıllarınca Türkiye’yi yayılmacılıkla suçluyorlar. Halbuki asıl yayılmacı kurulduğu günden bu güne yedi aşamada üç kat genişleyen ve burnumuzun dibine kadar gelip sürekli Türkiye’yi tahrik ve tehdit eden Yunanistan’ın ta kendisidir. Bu Yunan siyasiler kendi şahsi emel ve ihtiraslarını gözeterek yaptıkları açıklamalarla Yunan halkına da büyük zarar vermekte, iki ülke arasında barışa giden yolu sabote ve tahrip etmektedirler. Yunan siyasilerin gerçeklikten uzak, akıldan ve hukuktan kopuk tüm yaklaşımlarına rağmen biz sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde barış ve istikrar için, Ege’nin ve Akdeniz’in bir dostluk denizi olması, tüm zenginliklerin adil şekilde paylaşılması yönündeki gayretlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ancak aramızdaki sorunları uluslararası düzeye taşımakla övünenler ve birilerinden medet umarak haklarımızı gasp edeceklerini düşünenler çok iyi bilmelidir ki haklarımıza ve menfaatlerimize yönelik oldu bittilerle ve bir takım dayatmalara asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Tarihte olduğu gibi Kıbrıs dahil Ege ve Doğu Akdeniz’deki menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlıyız ve çok şükür buna da muktediriz. Yunanistan Türkiye’yi bir tehdit olarak değil de güçlü, güvenilir ve etkin bir müttefik olarak görmeyi başarabilirse bu hem ülkemiz, hem bölgemiz hem de NATO adına büyük bir kazanım olacaktır. Temennimiz bunun biran önce anlaşılması, gerçekleşmesidir. Nitekim tahıl ve esir anlaşmaları, Türkiye’nin yapabilecekleri hakkında son iki örnektir” açıklamalarında bulundu.

“YAPACAĞIZ UÇAĞIMIZI DA YAPACAĞIZ, TANKIMIZI DA YAPACAĞIZ”

Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada güçlü konumunu sürdürebilmesinin en önemli şartlarından birinin yerli ve milli savunma sanayisi olduğunu vurgulayan Akar, “Hemen her alanda olduğu gibi özellikle savunma alanında pek çok ilke imza atan ülkemiz Türkiye, yerli ve milli imkanlarla ürettiği ve sahada kendini kanıtlayan kara deniz ve hava sistemleri ile somut kazanımlar elde etmiştir. Savunma sanayiinde elde edilen tecrübe birikimi ile birlikte bir zamanlar hayal olan birçok konu çok şükür bugün gerçeğe dönüşmüştür. Artık kendi tüfeğimizi, topumuzu, insansız hava aracımızı, füzemizi, helikopterlerimizi, gemimizi üretebilen bir ülke haline gelmiş ulunuyoruz. İnşallah en kısa zamanda kendi muharip uçağımızı, tankımızı da üreten ülkeler arasına gireceğiz. Yapacağız uçağımızı da yapacağız, tankımızı da yapacağız. Artık cin şişeden çıktı. Durmak yok. Yapacağız. Büyük emek, sabır ve kararlılıkla ortaya koyduğumuz yüksek teknolojiye sahip yerli ve milli savunma sanayi ürünlerimizle teçhiz edilen Türkiye Silahlı Kuvvetleri hudut güvenliğinden terörle mücadeleye, denizlerimizin ve semalarımızın korunmasından uluslararası barış ve istikrarın sağlanmasına kadar pek çok alanda üstlendiği görevleri başarı ile yerine getirmektedir. Artık kendi ihtiyaçlarımızın yanı sıra aşta KKTC Azerbaycan ve Libya olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarına da cevap verebilecek durumdayız” şeklinde konuştu.

Güçlü ve büyük Türkiye’nin yolunun ekonomik ve teknolojik bağımsızlıktan geçtiğinin altını çizen Akar, “Bu nedenle milli teknoloji hamlesi ülkemiz ve yarınlarımız için hayati önemlidir. Bu hedef doğrultusunda geleceğin savunma ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar da aralıksız devam etmektedir” diye konuştu.

Türk Savunma sanayi kuruluşlarının dünya ölçeğinde geldiği seviyenin gurur verici olduğunu belirten Akar, “Biz insan kaynağımıza, potansiyelimize ve savunma sanayi firmalarımıza güveniyoruz. Kritik teknolojilerde azami ölçüde yerli ve milli savunma sanayiine ulaşacağımıza ve ülkemizi uluslararası alanda teknoloji ihraç eden en güçlü ülkelerden biri konumuna taşıyacağımıza da tüm kalbimize inanıyoruz” dedi.

selyus