CHP‘li Faik Öztrak, “Nitelikli sağlık personelimizi yetiştiren ve bugünlere getiren, tüm dünyaya parmak ısırtan bir sağlık devrimini gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetimizle ne kadar gurur duysak azdır. Bunu fedakar sağlıkçılarımıza ve cumhuriyetimizin eğitim anlayışına borçluyuz.”

Sağlığı Atatürk’e nasıl bağladı, anlaşılır gibi değil! Öztrak, Atatürk sonrası ve Erdoğan öncesi, sağlık ne haldeydi partisinin genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na bir sorsun, o iyi anlatır!

CHP Merkez Yönetim Kurulu toplantının ardından Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak açıklamalarda bulundu.

Karantina tedbirlerinin kaldırılması ve normal hayata dönüş sürecinin planlanmasından bahseden Öztrak, konuşmasının bir bölümünde Türkiye’nin sağlıkta yakaladığı busosyal güvence başarıyı Atatürk zamanında getirilen sağlık devrimi sayesinde olduğunu ifade etti!

Bugünkü sağlıktaki başarıyı utanmadan sığındıkları Atatürk’e bağlayan aciz vekil Öztrak, Atatürk sonrası ve Erdoğan öncesi, sağlık ne haldeydi partisinin genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na bir sorsun, o detaylı anlatır!

Nasıl bir zihniyetsiniz? Sizin bu zihniyetinizi ve beyninizi bir laboratuvarda inceletmek lazım da zaman kaybı olur sadece!

Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığında AK Parti İktidarları; çökmüş, bitmiş hizmet edemez hale gelmiş bir sağlık sektörünü teslim almış ve bugünlere taşıyarak dünyada bir numara ülke haline getirmiş, adamın dediğine bak!

2002 öncesi, 80 yıl boyunca sağlıkta bir başarı vardı da bu Türk milleti mi faydalanamadı!

ÖZTRAK’IN KENDİ GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU’NUN SAVAŞ AY’A ‘BU İŞİ BECEREMEDİK’ DEDİĞİNİ UNUTTU HERHALDE!!!

Öztrak beyefendi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü olduğu ve aynı zamanda yol arkadaşları hükümet ortağı iken hastanelerin işlevsiz halde olduğunu unuttu herhalde! Öztrak, kendi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun merhum Savaş Ay’ın programında, bu işi beceremediklerini itiraf ettiğini hatırlamıyor mu yoksa!

HASTALAR REHİN TUTULUYORDU!

O dönemlerde vatandaşlar muayene olabilmek için sabaha karşı hastanelerde numara kuyruğuna giriyordu. Vatandaş bırak muayene olmayı bazen saatlerce bekledikten sonra numara bile alamadan evine dönüyordu. Hastane içendeki eczanelerde saatlerce beklenilen kuyruğu unutmayalım!

Doktorun yazdığı ilaçlar eczanelerde aspirin vs. hariç tamamı muadil olarak veriliyordu. Tabi muadil ilacın ne kadar faydası olur oda tartışılır!

Bazen eczane kuyruğunda saatlerce bekledikten sonra muadile bile razı olan vatandaşa içeriden bir ses, “ilaç bitti, yarın gelin” deniyordu!!!

Ameliyat olan hastalar hastanede rehin tutuluyordu. Senet imzalamadan hastanı alman mümkün değildi!

Tavanı akan, hastanede 8-10 kişinin yattığı koğuş usulü odalarda hastaların yattığı günleri, oralarda yatan vatandaşlara sormak lazım!!

Hastanelerin leş kokan ve delikleri tıkanan tuvaletlerini, akmayan sularını, asansörleri çalışmadığı için 15-20 kat yürüyerek çıkmak zorunda kalan hastaları Öztrak beyefendiye birisi hatırlatsın!

KANSER HASTASINA BİR KAÇ SENE SONRAYA GÜN VERİLİYORDU!

AK Parti iktidarı öncesinde sağlık ve sosyal güvenlik sistemindeki anormal uygulamalar nedeniyle, vatandaşların farklı hizmet uygulamalarına muhatap olduğunu, hastane ve eczane hizmetlerinde adaletsiz bir tablonun yaşandığını, kanser hastalarına tedavi için birkaç sene sonraya gün verildiğini ve hastaların tedavi olamadan yaşamlarını kaybettiğini Öztrak beyefendiye birisi hatırlatsın!

HASTA, BAŞKA KURUMUN HASTANESİNE GİDEMİYORDU!

İşçi, memur, asker, emekli gibi değişik meslek grubundaki vatandaşların sağlık hizmetine erişim adaletsizliğinin olduğunu, emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR gibi farklı yapıların tek çatı altında toplanmadan önceki yıllarda, toplumda nüfusun yüzde ellisinin hastaneye ve ilaca ulaşamadığını Öztrak beyefendiye birisi hatırlatsın!

 “BUGÜNKÜ SAĞLIK BAŞARISINI, ATATÜRK’ÜN SAĞLIK DEVRİMİNE BORÇLUYUZ”

Öztrak, “Elbette şükran duymamız gerekenlerin başında da sağlık çalışanlarımız var. Sağlık kadromuz son salgında dünyadaki en iyiler arasında olduğunu ispat etti. Cerrahpaşa, Hacettepe gibi ülkemizin köklü kurumlarından yetişmiş bilim insanları, doktorlar, hemşireler salgınla mücadelede çok önemli görevler üstlendiler.

Bu salgında kurumsallaşmanın, köklü kurumların korunmasının, bilimin ve liyakatin önemini bir kez daha gördük. Son yıllarda Saray hükümetlerinin yaptığı gibi köklü kurumların genetiği ile oynamak, bu kurumları bölüp parçalamak ülkemize yarar değil zarar verir. Bunu da açıkça gördük.

Nitelikli sağlık personelimizi yetiştiren ve bugünlere getiren, tüm dünyaya parmak ısırtan bir sağlık devrimini gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetimizle ne kadar gurur duysak azdır. Bunu fedakar sağlıkçılarımıza ve cumhuriyetimizin eğitim anlayışına borçluyuz.”